English
GLAMOROUSLY : English Turkish
adv. büyüleyici bir şekilde, göz alıcı bir biçimde, çekici bir biçimde
GLAMOROUSNESS : English Turkish
n. büyüleyicilik, çekicilik, cazibe, göz kamaştırıcı olma niteliği
GLAMOUR : English Turkish
n. Glamour, genel ilgi alanları konularını kapsayan Amerikan aylık kadın dergisi (sağlık, güzellik, moda, kariyer, finans, vs.)
GLAMOUR : English Turkish
n. büyü, sihir, cazibe, çekicilik, göz kamaştırıcılık
GLAMOUR : English Turkish
v. büyülemek, çekmek, etkilemek
GLAMOURISATION : English Turkish
n. çekici hale getirme, göz alıcı hale getirme, büyüleyici hale getirme, çekici kılma (ayrıca glamorization)
GLAMOURIZATION : English Turkish
n. çekici hale getirme, göz alıcı hale getirme, büyüleyici hale getirme, çekici kılma (ayrıca glamorisation)
GLAMOURIZE : English Turkish
v. göz alıcı hale getirmek, büyüleyici yapmak, çekici kılmak (ayrıca glamorise)
GLAMOUROUS : English Turkish
adj. cazibeli, çekici, büyüleyici, albenili; büyülü; sihirli (ayrıca glamorous)
GLANCE : English Turkish
n. kısa bakış, bakış, parıltı, sıyırma, imâ; parlak, kükürtlü mineral
GLANCE : English Turkish
v. göz atmak, göz gezdirmek, bakıvermek, parıldamak
GLANCE AT : English Turkish
ima
GLANCE COAL : English Turkish
n. antrasit kömürü, parlak kömür
GLANCE OFF : English Turkish
sıyırmak, sıyırıp geçmek
GLANCE OVER : English Turkish
göz gezdirmek
GLANCINGLY : English Turkish
adv. yana kayarak, göz gezdirerek
GLAND : English Turkish
n. beze, bez, gudde, salmastra bileziği
GLANDERED : English Turkish
adj. sakağı hastası olan, ruam hastalığı olan (atlarda ve katırlarda görülen bulaşıcı hastalık)
GLANDEROUS : English Turkish
adj. sakağı hastası, sakağı hastalığına ait
GLANDERS : English Turkish
n. sakağı, ruam
GLANDIFEROUS : English Turkish
adj. glandiferous, meşe palamudu veya kabuklu yemiş veren
GLANDIFORM : English Turkish
adj. gland şeklinde olan, bezeye benzeyen; salmastra kovanı veya kabuklu yemiş şeklinde olan
GLANDLIKE : English Turkish
adj. beze gibi, gudde gibi, bezeye benzeyen, salgı organı gibi
GLANDULA : English Turkish
n. glandula, beze, salgılama organı
GLANDULAR : English Turkish
adj. beze gibi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani