English
GLANDULARLY : English Turkish
adv. beze yolu ile, beze aracılığı ile, beze üzerinden
GLANDULE : English Turkish
n. glandül, küçük beze; salgılama organı
GLANDULOUS : English Turkish
adj. glandüle özgü, bezelere ait veya ilgili
GLANS : English Turkish
n. klitoris başı, penis ucu
GLANS PENIS : English Turkish
glans penis, penisin çıkıntılı başı veya ucu
GLARE : English Turkish
n. göz kamaştırıcı ışık, parıltı, göze batan şey, düşmanca bakış, kötü bakış, parlak ve şeffaf yüzey
GLARE : English Turkish
v. parlamak, göz kamaştırmak, göze batmak, dik dik bakmak, kötü kötü bakmak
GLARE : English Turkish
adj. parlak ve şeffaf, pürüzsüz
GLARE AT : English Turkish
sert sert bakmak, yiyecekmiş gibi bakmak
GLARED AT : English Turkish
dik dik baktı, etkili bir şekilde sert sert baktı, gözlerini dikerek ters ters baktı, kızgın bir şekilde baktı, yiyecekmiş gibi baktı, kaşlarını çatarak baktı
GLARING : English Turkish
adj. çok parlak, göz kamaştırıcı, ışıl ışıl, cırtlak, göze batan, apaçık, dik dik bakan
GLARINGLY : English Turkish
adv. ışıl ışıl
GLASGOW : English Turkish
n. Glasgow
GLASGOW COMA SCALE : English Turkish
Glasgow Koma Skalası, (Medikal) kafa yaralanmaları olan hastaların nörolojik tepkilerini ölçmek için kullanılan sayısal ölçek (gözlerini açma, verbal yanıt verme, hareket etme değerlendirmeleri üzerine kurulmuştur), GCS
GLASGOW RANGERS : English Turkish
Glasgow Rangers, İskoç futbol kulübü
GLASNOST : English Turkish
n. Glasnost, 1980'li yıllarda Sovyetler Birliği'nde Gorbachov tarafından kurulan liberalleştirme politikası
GLASS : English Turkish
n. büyüteç, cam, bardak, ayna, kadeh, mercek, gözlük camı, sırça
GLASS : English Turkish
v. cam takmak, cam gibi yapmak, cam kaba koymak
GLASS A PICTURE : English Turkish
esmi cam ile donatmak, resmin üzerine cam koymak
GLASS A WINDOW : English Turkish
pencere cam takmak, pencere çerçevesini cam ile donatmak
GLASS BEAD : English Turkish
v. boncuk
GLASS BLOWER : English Turkish
cam yapımcısı, bir boru aracılığı ile ısıtılmış cam kitlesine hava üfleyerek cam eşya yapan zanaatkâr veya usta
GLASS BLOWING : English Turkish
cam üfleme işlemi, boru aracılığı ile erimiş cam küresi içine hava üfleyerek cam eşya şekillendirme yöntemi
GLASS BOTTLE : English Turkish
cam şişe, camdan yapılmış olan kap
GLASS CASE : English Turkish
camekân, cam dolap, vitrin
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani