English
GNU'S NOT UNIX : English Turkish
n. Gnu Unix Değildir, (Bilgisayar) GNU, Richard Stallman tarafından kurulan UNIX'e benzeyen ve ilk ödeme karşılığında ücretsiz dağıtılabilen, değiştirilebilen ve kopyalanabilen işletim sistemi (Free Software Foundation tarafından geliştirilmiştir)
GO : English Turkish
n. gitme, gidiş; güdü, gayret; başarı; bardak; deneme, girişim; tutulma; porsiyon; moda
GO : English Turkish
v. gitmek; başlamak; girmek; geçmek; uymak, yayılmak; olmak, haline gelmek; tükenmek; sonuçlanmak; kaybolmak; ölmek; koyulmak; yapılmak; bahse girmek, iddiaya girmek, işlemek
GO ABOUT : English Turkish
dolaşmak, ele almak, yaygın olmak, salgın olmak, gezmek
GO ACROSS THE BRIDGE : English Turkish
v. köprüden geçmek
GO AFTER : English Turkish
peşinden gitmek, peşinde olmak, çabalamak
GO AGAINST : English Turkish
aykırı olmak, karşı gelmek, karşı çıkmak, karşı olmak, ters düşmek
GO AHEAD : English Turkish
devam etmek, ilerlemek, önde gitmek, gelişmek, önden buyurmak, öne geçmek
GO AHEAD WITH : English Turkish
işbirliği yapmak
GO AHEAD WITH SMTH : English Turkish
v. devam etmek, sürdürmek
GO AHEAD WUTH : English Turkish
v. birlikte sürdürmek
GO AHEAD! : English Turkish
devam et!, buyur!, yola devam et!; git! ilerle!
GO ALL : English Turkish
v. elinden geleni yapmak, tüm gücünü kullanmak
GO ALL LENGTHS : English Turkish
sonuna kadar gitmek, her yola başvurmak, her şeyi denemek
GO ALL OUT : English Turkish
elinden geleni yapmak, bütün gücünü kullanmak
GO ALL THE WAY : English Turkish
her naneyi yemek, uygunsuz olan her işi yapmak; tam cinsel ilişkiye girmek, ilişki içinde olmak (Argo)
GO ALL TOGETHER : English Turkish
v. topluca gitmek
GO ALOFT : English Turkish
gemi direğine çıkmak
GO ALONG : English Turkish
ilerlemek, devam etmek, geçinmek, anlaşmak, eşlik etmek
GO ALONG WITH : English Turkish
desteklemek, aynı görüşte olmak, kabul etmek
GO AND RETURN : English Turkish
v. gidip gelmek
GO ANY LENGTHS : English Turkish
her şeyi denemek, her yola başvurmak
GO APE : English Turkish
çıldırmak, çok sinirlenmek, küplere binmek ve şiddetli tepki göstermek; bir şey için son derece hevesli olmak, bir şey konusunda çok heyecanlı olmak
GO AROUND : English Turkish
dolaşmak, ele almak, yaygın olmak, salgın olmak, etrafında dolaşmak, yeterince olmak
GO AS YOU PLEASE : English Turkish
serbest, gelişigüzel, iddiasız
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani