English
GO DOWN ON : English Turkish
oral çekmek, oral seks yapmak (Argo)
GO DOWN ON ONE'S KNEES TO : English Turkish
v. diz çökmek, ayaklarına kapanmak
GO DOWN THE DRAIN : English Turkish
oşa gitmek
GO DOWN THE TUBE : English Turkish
oşa gitmek, ziyan olmak, değersiz hale gelmek
GO DOWN WELL : English Turkish
v. iyi karşılanmak (söylev)
GO DOWNHILL : English Turkish
aşaşağı gitmek, tepetaklak düşmek, durumu bozulmak
GO DUTCH : English Turkish
alman usulü yapmak, herkes kendi hesabını ödemek
GO EASY : English Turkish
yumuşak davranmak, özenle kullanmak, ılımlı davranmak
GO FAR : English Turkish
uzaklara gitmek, çok uzak yerlere yolculuk yapmak, uzun mesafe katetmek
GO FIFTY WITH SOMEONE : English Turkish
irisiyle paylaşmak, masrafı biriyle paylaşmak, iki kişiden her birinin tutarın yarısını ödemesi
GO FIGURE : English Turkish
v. gel de anla, (Argo) biraz önce söylediklerimin saçmalığı ve çelişkilerinden anla anlayabilirsen, anlayamadığım için (örneğin, "Jane Tom’un onun beğendiği erkek tipi olmadığını ve hayatının geri kalan kısmını böyle bir erkekle geçiremeyeceğini söyledi ve geçen hafta evlendiklerini duydum – gel de anla.")
GO FISH : English Turkish
kâğıt oyunu, iskambil oyunu
GO FLAT HUNTING : English Turkish
n. ev aramak
GO FLAT OUT : English Turkish
alabildiğine koşmak [col.]
GO FLY A KITE : English Turkish
git başımdan, agresif bir şekilde kovma olarak kullanılan ifade; sinir bozmayı veya rahatsızlık vermeyi bırak
GO FOR : English Turkish
çabalamak, gayret etmek, bulmak, çıkmak, gezmeye çıkmak, geçerli olmak, sataşmak, dil uzatmak, takdir etmek
GO FOR A BLOW : English Turkish
v. hava almaya çıkmak
GO FOR A DIP : English Turkish
v. deniz banyosu yapmak
GO FOR A JAUNT : English Turkish
v. gezmeye gitmek, gezinti yapmak, dolaşmak
GO FOR A RIDE : English Turkish
gezintiye çıkmak, gezmeye gitmek, dolaşmaya çıkmak, gezinti yapmak, atla gezintiye çıkmak
GO FOR A ROW : English Turkish
kayıkla gezmeye gitmek, sandal gezisi yapmak
GO FOR A SPIN : English Turkish
v. gezintiye çıkmak, dolaşmaya çıkmak, şöyle bir turlamak
GO FOR A SPIN IN A CAR : English Turkish
arabayla dolaşmak, arabayla kısa gezintiye çıkmak
GO FOR A STROLL : English Turkish
gezintiye çıkmak, gezinti yapmak, gezinmek, dolaşmak
GO FOR A SWIM : English Turkish
yüzmeye gitmek, yüzmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani