Multilingual Turkish Dictionary

French To Turkish

French To Turkish
CELA NE VAUT RIEN : French Turkish

hiçbir şeye yaramaz

CELA REVIENT AU MÊME : French Turkish

aynı kapıya çıkar

CELLE : French Turkish

celui

CELLIER : French Turkish

[le] şarap evi, mahzen

CELLOPHANE : French Turkish

[la] selofan

CELLULAIRE : French Turkish

"hücreli; hücresel "

CELLULE : French Turkish

[la] hücre

CELLULITE : French Turkish

[la] selülit

CELLULOSE : French Turkish

[la] selüloz

CELLULOSIQUE : French Turkish

selülozlu

CELLULOÏD : French Turkish

[le] selüloit

CELTIQUE : French Turkish

Keltlerle ilgili

CELUI : French Turkish

"bu, şu, o; bunlar, şunlar, onlar "

CELUI-CI : French Turkish

u, bunu, şu, şunu

CELUI-LÀ : French Turkish

o, onlar

CENDRE : French Turkish

[la] kül

CENDRE BLEU : French Turkish

akır karbonatı

CENDRES : French Turkish

(ölü yakıldıktan sonra kalan) kül

CENDREUXUSE : French Turkish

küllü

CENDRIER : French Turkish

[le] küllük

CENDRÉ : French Turkish

külrengi

CENSEUR : French Turkish

"[le] başmuavin; öğretim denetçisi; eleştirmeci; sansürcü"

CENSURE : French Turkish

"[la] sansür, denetleme; eleştirme; kınama"

CENSURER : French Turkish

"sansür etmek, denetlemek; kınamak"

CENSÉ : French Turkish

gibi sayılan, diye kabul edilen, sanılan