Multilingual Turkish Dictionary

French

French
ÉTANÇONNER : French Turkish

dayak dayamak, payanda vurmak

ÉTAPE : French Turkish

"[la] konak, menzil; evre, aşama "

ÉTAT : French Turkish

"[le] devlet; durum, hal; meslek; yaşayış; liste; toplum tabakası "

ÉTAT CIVIL : French Turkish

medeni durum

ÉTAT D'EXCEPTION : French Turkish

olağanüstü durum

ÉTAT D'URGENCE : French Turkish

acil durum

ÉTAT D'ÂME : French Turkish

uh hali

ÉTAT DE SIÈGE : French Turkish

sıkıyönetim

ÉTAT DÉSESPÉRÉ : French Turkish

umutsuz durum

ÉTAT MÉTASTABLE : French Turkish

yarı kararlı durum

ÉTAT NAISSANT : French Turkish

doğum hali

ÉTAT NATUREL : French Turkish

doğal

ÉTAT-MAJOR : French Turkish

[le] kurmay, kurmay heyeti

ÉTATISATION : French Turkish

[la] devletleştirme

ÉTATISER : French Turkish

devletleştirmek

ÉTATISME : French Turkish

[le] devletçilik

ÉTATISTE : French Turkish

[le] devletçi

ÉTAU : French Turkish

[le] mengene

ÉTAYER : French Turkish

"payanda vurmak, destek vurmak; desteklemek"

ÉTEIGNOIR : French Turkish

"[le] mum söndürmeye yarayan külah; neşe kaçıran kimse, bayram bozan"

ÉTEINDRE : French Turkish

"söndürmek; soldurmak; gidermek; yatıştırmak; kökünü kazımak "

ÉTEINDRE L'ÉLECTRICITÉ : French Turkish

ışığı kapamak

ÉTEINT : French Turkish

"sönük; donuk, cansız, sönmüş"

ÉTENDARD : French Turkish

[le] sancak, bayrak

ÉTENDOIR : French Turkish

"[le] çamaşır ipi; çamaşır serme yeri"