Germany To Turkish
SCOTCHTERRIER : German Turkish
m (Hunderasse) siyah tüylü, kisa bacakli teryer
SCRIP : German Turkish
m (Gutschein) bono
SCRIPTGIRL : German Turkish
n (bei Filmaufnahmen) yazman
SCYLLA : German Turkish
s. Szylla
SEAL : German Turkish
(-skin) m, n denizayisi kürkü
kanin n taklit deniz-ayisi kürkü
SEBASTIAN : German Turkish
n.pr. Sebastiyen
SEBORRHÖE : German Turkish
s. Schmerßuß
SECH : German Turkish
n agr. saban kilici (keskisi, bicaßi)
SECHS : German Turkish
alti 9/
Ka. altili
Wii. se? 9eck n geom. altigen, müseddes
eckig alti köseli, müscddest 9er m \\. (im Lotto) büyük ikramiye
F (Geldstück) be$ feniklik; Er hat nicht für e-n ~ Verstand. F Akli kit. 9er.pasch m Wü. düses, V: sirtikara
fach;
faltig alti kat (od. misli)
jährig alti yasinda; alti senelik
malig alti defalik
monatig alti aylik
monatlich her alti ayda bir
schüssig (Revolver) altipatlar
seifig l. geom. alti vccihli (od. yuzlü)
(Brief) alti sayfalik;
es Prisma geom. altigen bicme (od. prizma); müseddesi mensur
spännig alti at kosulu
stündig alti saatlik; alti saat süren
t- altmci den
ten Sinn haben sezinleme kabiliyeti cok büyük olm.; gaipten haber vermek 9tagerennen n alti günlük bisxklet yansi
tägig alti günlük, alti gün süren 9tel n altida bir
tens altmci olarak; sadisen 9undsechzig n Ka. atmis-alti
SECHZEHN : German Turkish
onalti
telnote / mus. onaltilik, dubikros, iki cengelli; cift cengel 9telpause / mus. onaltilik es
SECHZIG : German Turkish
altmi§ 9er(in/) m altmishk
st- altmismci
SEDATIVUM : German Turkish
n med. (devayi) müsekkin; sedatif
SEDIMENT : German Turkish
n rüsup, tortu;
gestein n geol. tortui külte; rüsubl sahre
SEDUM : German Turkish
n bot. damlorugugillerden bir bitki
SEE : German Turkish
l. m göl
/ deniz, okyanus; an die ^ gehen deniz klyisina gitmek; in ^ gehen (od. stechen) denize acilmak; yelkenlemek; zur ~ gehen denize cikmak
aal m s. Dornhai,
adler m zo. beyaz kuyruklu kartdl; balik kartall
anemonen pl.. zo. deniz sakayiklan; sekaikiye
anker m naut. deniz demiri
bad n deniz hamami (od. banyosu); plaj
bar m l. zo. denizayisi
fig. (alter) eski deniz kurtlanndan; caca
barbe / s. Meerbarbe.
barsch m zo. levrek baligi; (noch nicht ausgewachsener) ispendik
beben n denizalti depremi
blase / zo. fizalya
brasse(-n m) f zo. mandagöz mercanbahgi; melanurya
drachen m s. Adlerrochen,
elefant m zo. hortumlu fok deniz fili ~fahrend;
fahrer m gemici, denizci, bahriyeli
fahrt / l. deniz seyrüseferi
(Reise) deniz seyahati ~fest l. (Schiff) denize karsi dayanikli
(P.) deniz tutmaz
fisch m deniz baligi
fischerei / deniz bahkciligi
flughafen m deniz hava üssü
SEEFLUGZEUG : German Turkish
n deniz ucagi
forelle /zo. göl alabaligi
fracht/pemi hamulesi
fracht
brief m H konismento
frachtvertrag m naviun (od. carter) mukavelesi
gang m calkanti; dalgali deniz; Es herrscht starker ^. Deniz kayniyor. ^ok deniz var.
gebiet n deniz mintikasi; im ~ um Malta Malta adasi aciklannda
gefahr/yur. deniz rizikosu
gefecht n deniz muharebesi
gras n l. bot. deniz sazi; varek, zoster
(Füllung) döseme otu
gurken pl. s.
walzen,
baten m deniz limam
handbuch n seyir kilavuz kitabi
handel m deniz ticareti
handelsamt n (türkisches) Deniz Ticaret Umum Müdürlügü
hase m zo. deniz tavsani
hecht m zo. barlam
held m deniz kahramani
herrschaft / deniz häkimiyeti
hund m zo. fok (od. ayi) baligi
hundfell n fok baligi derisi
igel m zo. deniz kestanesi
Jungfer/ l. myth. denizkizi
zo. yesil yusufböcegi
s.
kuh.
kabel n deniz kablosu
SEEKADETT : German Turkish
m deniz okulu ögrencisi
karte / deniz haritasi
katze / zo. deniz kedisi °klar (Schiff) harekete hazir ~krank deniz tutmus; Ich werde nicht ~. Beni deniz tutmaz.
krankheit / deniz tutmasi
krieg m deniz harbi
kriegsführung/den i z harbi sevk ve idaresi;
kuh / zo. deniz perisi (od. inegi); (Lamantin) Amerika manatisi; lamantin
SEELE : German Turkish
l, ruh, can, gönül; Allahin evi
(Geistesverfassung) akil, fikir, zihin
(e-r Schußwaffe) namlunun iç boşluğu; namlu müceffi
(allg.) (innerer Teil) iç kismi
(Mensch) insan, sahis, sekene, nüfus
naut. (bei Tauwerk) fitil
(e-s Unternehmens) animatör; e-e ^ von Mensch halim sei im bir adam; F: cok iyi bir cocuk; sich die ^ aus dem Leib reden a^zini yormak; ^un hat die liebe
SEELEIER : German Turkish
f zo. öksüz baligi
SEELENADEL : German Turkish
m ruh asaleti
SEELENAMT : German Turkish
n s. Seelenmesse,
SEELENANGST : German Turkish
f çok büyük korku
SEELENFROH : German Turkish
ici rahat; gönlü ferah
SEELENGRÖßE : German Turkish
f ulüvvücenap
SEELENGUT : German Turkish
halim selim; iyi kalpli
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani