Germany To Turkish
VORMILITÄRISCH : German Turkish
:
e Ausbildung askerlige hazirlik talim ve ter-biye
VORMITTAG : German Turkish
m ö^leden evvel; sabah; später ~ kaba kusluk; kusluk vakti ^s (Adv.) ö^leden evvelleri; sabahlan
VORMUND : German Turkish
m veli; jur. vasi
schaff / veläyet; jur. vesayet
schafts.gericht n vesayet dairesi olan sulh veya asiiye hukuk mahkemesi
VORMÄRZ : German Turkish
m bist. Almanya tarihinde 1815ten 1848e ka-darki devir
VORN : German Turkish
(I) önde, ilerde; ön tarafta; cephede, basta; (II) F sss vor den; ganz
en basta, en önde; Man weiß nicht mehr^ was hinten und ~ ist. Bas ki(; belli degil. ^ im Buch kita-bin ba§ tarafinda; nach ^ (heraus) liegendes Zimmer sokaga bakan oda; von ^ l. cepheden, önden
(von Anfang an) bastan; von ^ anfangen l. bastan baslamak
(von neuem) yeniden baslamak; von ^ bis hinten basin-dan sonuna kadar; noch einmal von ^ bir daha bastan; sich von ^ sehen k-ni yüzden görmek
VORNAHME : German Turkish
l, ele alma; tesebbüs etme
(Ausführung) icra, yapilma
VORNAME : German Turkish
m öz (ön, ilk) ad; kücük isim; göbek adi
VORNAN : German Turkish
(Adv.) önde, basta; ilk olarak
VORNE : German Turkish
s. vorn (I)
VORNEHM : German Turkish
l. mümtaz, kibar, aristokrat, celebi, centilmen; F: agir takimdan
(ehrenhaft) nezih, temiz
(elegant) zarif, sik, elegan, tirendaz
(edel, adlig) asil, asaletli, necip
(charakterlich
^) temiz kalpli
(erstklassig) birinci smif; lüks, klas;
e Gesinnung ulüvvücenap, äli-cenaplik, kerem; die
sten Hotels der Stadt sehrin en lüks otelleri;
e Abstammung asil kan; asalet; von
er Abstammung kisioglu, kisizade;
e Kleidung kibar bir giyim;
es Äußere kibar etvar; ein sehr
er Herr pek efendiden bir zat;
er Charakter asil haslet; ~ werden asillesmek;
e Welt hayiayf; yüksek sosyete;
e Ausdrucksweise lisan nezaheti; ^ denkend asil ruhlu; die °en kibarlar; esraf ve muteberan; ~ tun; den Qen spielen kibarlik taslamak; postuna oturmak
VORNEHMEN : German Turkish
l. önüne almak
(Schürze usw.) takmak, giymek
(beginnen) bse baslamak; bir ise girismek, tesebbüs etm.
(der Reihe nach ~) siralamak
(machen) yapmak, icra etm.; sich j-n ^ l. (prüfen) yoklamak, isticvap etm., sorguya cekmek
(Rechenschaft fordern) hesap sormak; hesaba cekmek; b-nin yakasina yapismak
(ausschelten) b-ne cikismak; b-ni azarlamak; b-nin yuvasini yapmak; sich et. ~ bsi yap-mak niyetinde olm.; bsi aklina koymak; sich et. fest vorgenommen haben l. kesin karar vermi§ olm.
(et. nicht wieder zu tun) bse tövbe etm
VORNEHMHEIT : German Turkish
l. temayüz, kibarlik, celebilik
zarafet, zariflik, siklik
asillik, necabet
(der Gesinnung) älicenaplik, temizlik; ahläk temizli^i
(der Ausdrucksweise) nezahet
VORNEHMLICH : German Turkish
ilhassa, özellikle; her seyden evvel;
st-bellibasli, baslica.-esash; die
e Pflicht ilk vazife
VORNEIGEN : German Turkish
öne dogru egmek; sich ~ öne dogru egilmek
VORNEWEG : German Turkish
: Er ist weit ~. F ^ok ilerdedir. mit dem Mundwerk ~ sein F yersiz lafa kansmak; arsizlanmak
VORNHEREIN : German Turkish
: von ~ ilk bastan; esas itibariyle
VORNHIN : German Turkish
ön tarafa; basa
VORNOTIEREN : German Turkish
s. vormerken
VORNWEG : German Turkish
önde(-n), basta; ilk olarak; s.a. vorneweg
VORNÜBER : German Turkish
öne dogru;
gebeugt sein basi yerde olm
VORORDNER : German Turkish
m kägitlik
VORORT : German Turkish
m l. banliyö, varos; dis mahalle; baglanti
(e-s Kreises) idare merkezi
bahn/banliyö treni
VORPLATZ : German Turkish
m \\. evin önü
(Diele) hol, antre
VORPOSTEN : German Turkish
m mit. ileri karakol
boot n ileri karakol gemisi; vedet
VORPRÜFUNG : German Turkish
l. ilk imtihan
(Ausscheidungsprüfung) secme imtihani
ehem. asal analiz; tatilili asil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani