Germany To Turkish
VORSOMMER : German Turkish
m yaz mevsiminden evvel ilkbahann sonundaki sicak günler
VORSORGE : German Turkish
ihtimam, özen, takayyüt, ihtiyat, dikkat; ^ treffen tedbir almak; tedbirli davranmak; emniyet tedbiri almak 2Hch ihtiyati, ihtiyatli, tedbirli. basiretli; (Adv.) ihtiyaten; her ihtimale karsi
Henkelt / tedbir-lilik
VORSPANN : German Turkish
m \\. sivgar; yardimci olarak fazia kosulan hay-van
(Film) jenerik; tamtma yazilan °en l. önüne ger-mek
(Tiere) arabaya kosmak
fig. F b-nin yardimm-dan istifade etm
VORSPEISE : German Turkish
cerez, ordövr
VORSPIEGELN : German Turkish
l. yalandan yapmak; yapar görünmek; tas-lamak; tesvilät yapmak
(j-m et.) b-ni calt zevahirle aldatmak; b-de aldatici ümitler uyandirmak °ung / i^fal, aldatma, tesvil; ^falscher Tatsachen yanli§ vakia-lara müstenit igfal
VORSPIEL : German Turkish
n l. mus. taksim, pesrev, prelüt, uvertür
Th. prolog; ön gösteri; önmüzik
/ig. baslangic °en (j-m et.) l. b-nin önünden bsi oynamak (bzw. calmak)
fig. bsi taslamak
VORSPRACHE : German Turkish
bas vurma, müracaat 2sprechen l. b-nin önünde bsi söylemek
(bei j-m) b-ni ziyaret etm.; b-ne müracaat etm., bas vurmak; b-nin huzuruna cikip görüsmek; Er hat schon bei allen möglichen Leuten vorgesprochen. Girmedigi kapi yok.
sprechen n Th. giris si-navi
VORSPRINGEN : German Turkish
l. ileriye dogru afilmak
arch. cikinti teskil etm.; ileriye cikmak
d l. cikimili, tümsekli, firlak
(Winkel) dis, harici; mit stark
er Nase cumba (od. gaga) burunlu
VORSPRUCH : German Turkish
m (manzum, kosuk) önsöz, prolog
VORSPRUNG : German Turkish
m l. cikinti
(an e-m Haus) sepetlik, cumba
(Hügel) tümsek
a. mil. takaddüm, avans, avantaj, acma; den ~ des Gegners aufholen (Sport) arayi (od. ara-daki farki) kapatmak; e-n ~ erzielen ön almak; b-den arayi acmak; mesafeyi acmak
VORSTADT : German Turkish
dl? mahallc; varo§
bühne / Th. kenar tiyatrosu
VORSTAND : German Turkish
m l. idare heyeti
(Einzelperson) reis, baskan, amir, direktör, müdür, sef
VORSTECKÄRMEL : German Turkish
mtakma f^ kollu^u Sen l. önüne takmak
(Kopf) basini ileriye uzatmak
er m s. Vorsteckstift.
nadel/agraf. bro§
stift m masali civi
VORSTEHEN : German Turkish
l. (herausstehen) a) (Stoff usw.) tasmak b) (Bauteil) cikinti teskil etm.; disan cikmak
(e-r Gemeinschaft) bse baskanlik etm.
(verwalten) idare etm.; islerini tanzim ve tedvir etm.
end l. cikintili. cikik, firlak, tümsekli
ßg. yukarrdaki, evveiki;
es Abkommen ist auf die Dauer von zehn Jahren geschlossen worden, tsbu pakt on sene müddetle akdedilmistir. mit
en Zähnen disiek °er m reis, baskan, müdür, direktör Serin/müdür hanim; mudire, direktri? Ser.drüse/ar?. kestanecik, prostat 2hund m l. puanter
(langhaariger) setter
VORSTELLBAR : German Turkish
tasavvur edilebilir
VORSTELLEN : German Turkish
l. öne koymak
(Uhr) ileri almak
(P.) takdim etm., tanistirmak
(bedeuten) demek, olmak; mana ifade etm.
(darstellen) las" vir, temsil etm.; canli olarak göstermek
(hinweisen) a) isaret etm., göstermek b) (mahnend) tembihte bulunmak; sich (Akk.) ~ k-ni takdim etm., tanitmak, tanistirmak; sich (Dat.) et.
w tasavvur, tahayyül etm., düsünmek; göz önüne getirmek; gel. a. beklemek; Ich stelle Ihnen hier Herrn
vor. Müsaade eder misiniz, takdim edeyim: Bay
.; Stell dir nur vor! Düsün bir kerre! sich et. ~ können akli kabul etm.; Er stellt etwas vor. Mühim bir sahsiyettir
VORSTELLIG : German Turkish
-ig: ^ werden (bei) l. b-ne yüz vurmak, ba§ vurmak, müracaat etm.
(Einspruch erheben) bse itiraz etm.; bsden dolayi sikäyette bulunmak ^ung /l. takdim, tamtma, tamstirma
Th. temsil, oynayis. oyun, seans
(geistiges Bild) tasavvur, tahayyül, hulya, ide, düsünce, fi.kir, konsept, tasanm
(Mahnung) ihtar, tembih
(Einwand) itiraz
(Beschwerde) sikäyet
(Protest) protesto
s. °ungs.kraft; Qungs. vermögen
(Zwangs-) psych. ide fiks; fikri sabit
(Verdacht) süphe, vesvese, tevehhüm; sich e-e ^ machen (von) bsi tasavvur etm.. tasanmtamak; bs hakkinda fikir edinmek; sich keine rechte ~ von et. machen können bir hususta fikir sahibi olmamak; erste rohe ~ ilksezi, tasavvuru sazec; sich irrigen
en hingeben l. (argwöhnisch werden) tevehhüm etm.; kuruntuya düsmek; iskillenmek
(sich irren) yanilmak, yanlislik etm.;
en erheben itirazda bulunmak °ungs.kraft /; °ungs.vermögen n muhayyile, hayalgücü, imgelem °ungs.welt /düsüncellik, iftikäriyet
VORSTEVEN : German Turkish
m naut. talyamar
VORSTOß : German Turkish
m l. mil. ileri hareket; taarruz, hücum
(Sport) ileri atlima; sarj
fig. (z.B. bei e-r Behörde) tesebbüs
techn. cikinti, pervaz, dirsek
(Paspel) tiriz, zih 2en (tr.) ileri dogru itmek; (intr.) mil. ilerlemek, inmek, gir-mek, nüfuz etm.; Fb. a. atake etm
VORSTRAFE : German Turkish
sabika
n.register n b-nin adli dosyasi
VORSTRECKEN : German Turkish
l. ileri uzatmak
(Zunge) dilini uzatmak
(Geld) avans vermek
VORSTUFE : German Turkish
l. ilk kademe
(Anfangsgründe) iptida! bilgiler
(Vorbereitungskurs) hazirlik kursu
VORSTÜRMEN : German Turkish
ileri atlimak; saldirmak
VORTAG : German Turkish
m l. arife
ondan evveiki gün
VORTANZEN : German Turkish
l. b-nin önünde dans etm.
numune teskil etmek icin dans etm. 9tänzer(in /) m bas dansör, bas dansöz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani