Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
VORWEISEN : German Turkish

göstermek, ibraz etm

VORWELT : German Turkish

gecmis devirler spez. preistorik zamanlar (ve mahluklar) QHch preistorik

VORWERK : German Turkish

n l. ciftligin münferit kismi
mil. ileri tahkimat; dis istihkäm

VORWERTEN : German Turkish

l. önüne atmak
(j-m et.) fig. b-ni bsden dolayi muaheze etm., aylplamak, azarlamak; j-m e-n Knochen ~ (a. fig.) önüne kemik atmak; Sie haben einander nichts vorzuwerfen. Ikisi de sucludur. Ikisinin de birbirlerine söyleyecek sözleri yok. Was hast du mir vorzuwerfen? Nemi gördün? sich nichts vorzuwerfen haben aptesinden süphesi olmamak

VORWIEGEND : German Turkish

häkim, galip; (Adv.) ekseriyetle, umumiyetle, tercihan; daha ziyade; bilhassa

VORWISSEN : German Turkish

n F: ohne sein ^ haberi olmaksizin

VORWITZ : German Turkish

m l. (Neugier) merak, tecessüs
(vorlaute Art) saygisizlik, küstahlik 2ig l. mütecessis
saygisiz, küstah

VORWOCHE : German Turkish

gecen hafta

VORWORT : German Turkish

n l. mukaddeme, önsöz, ilksöz, prolog, öndem
(lobendes Geleitwort) takriz, begence, övmelik

VORWURF : German Turkish

m l. (Tadel) muaheze, tekdir, serzenis, sitem; aci söz; itap
(e-s Dramas) mevzu. konu, sadet
(künstlerischer) a. motif; Vorwürfe bekommen laf (od. söz) isitmek; Vorwürfe machen kinamak, aylplamak, takbih (serzenis. sitem) etm.; schwere Vorwürfe gegen j-n erheben b-ne agir ithamlarda bulunmak; um später keinen Vorwürfen ausgesetzt zu sein ilerde her hangi bir itaba maruz kalmamak icin 2s.voll serzeniskär, sitemli, tevbihkär;
e Worte aci dil

VORWÄHLNUMMER : German Turkish

ir bölgenin genel telefon numarasi

VORWÄRMEN : German Turkish

önden isifmak 2er m techn. su isitici; ekono-mayzer

VORWÄRTS : German Turkish

l. ileri
haydi! cabuk! ~ jetzt, wir wollen hinausgehen! Yallah soka^a! ~, los! Ha babam ha! ein Schritt ^ ilerici bir adim
bringen ilerletmek
drängen ileriye do^ru tazyik yapmak
gehen ilerlemek
kommen ilerlemek, terakki etm

VORWÖLBEN : German Turkish

: die Brust ^ gögsü kabartmak

VORZEICHEN : German Turkish

n l. math. isaret
mus. aksidan, anza
meL. ilk alämet; araz
s. Omen

VORZEICHNEN : German Turkish

l. (als Muster) b-ne bir model cizmek
(als Richtschnur) cizmek. göstermek

VORZEIGEN : German Turkish

göstermek, ibraz etm.; önüne getirmek 2er m (e-s Wechsels usw.) H prezantatör; ^ dieses H hamili varaka

VORZELT : German Turkish

kadim devirler; eski zamanlar; in grauer ^ en eski zamanlarda °en (Adv.) eski zamanlarda; vaktiyle; evvel zaman icinde Qig l. vaktinden evvel; vakitsiz, prema-türe
(Abnutzung) miadindan evvel; Er wurde ~ pensioniert. Müddeti dolmadan emekliye aynidi.
igkeit / prematürelik °lich preistorik

VORZIEHEN : German Turkish

l. öne almak; ileri cekmek
fig. tercih etm.; üstün (od. yeg) tutmak; müreccah görmek; yeglemek; es ^ zu schweigen ihtiyan süköt etm

VORZIMMER : German Turkish

n bekleme odasi; antisambr

VORZUG : German Turkish

m \\. tercih, rü^han
(Vorteil) fayda. avantaj
(Vorrecht) imtiyaz
(Überlegenheit) üstünlük, faikivet, yeglik
(gute Eigenschaft) meziyet, liyakat. degim, yararlik
(Vorrang) takaddüm, öncelik
(Eisenbahn) tren-pilot; den ^ geben (vor) b-ni, bsi b-ne, bse tercih j etm.; den ^ haben (vor) b-ne tercih edilmek; Ich habe nicht den ^, ihn zu kennen. Onunia tamsmak serefine nail olmadim. was den ^- verdient eviä, yeg; sayani tercih 2züglich mükemmel. enfes, fevkaläde, mümtaz, yetkin, kam i l; (Adv.) (vornehmlich) bilhassa; mit
er Hochachtung (Briefschluß) en derin saygilanmi sunarirn; ganz ~ en älä

VORZUGSAKTIE : German Turkish

imtiyazil hisse senedi; rüchanh aksiyon
preis m husus? fiyat
recht n rüchan hakki
Stellung / imtiyaz
tarif m rüchanh tarife 9weise tercihan, bilhassa

VORZÄHLEN : German Turkish

-nin önünde saymak

VORÜBER : German Turkish

s. vorbei

VORÜBERGEHEN : German Turkish

s. vorbeigehen,
d muvakkat, gecici, egre-ti(-den), anzt, epizodik 2de m//gelip gecen kimse