Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
WERTMINDERUNG : German Turkish

f kıymetin azalmasi

WERTPAKET : German Turkish

n kıymeti mukadderdi posta paketi

WERTPAPIERE : German Turkish

pl. kıymetli evrak; esham ve tahvilfit

WERTPHILOSOPHIE : German Turkish

f kıymet nazariyesi; deger kurami

WERTSACNEN : German Turkish

pl. kıymetli esya

WERTSCHÄTZEN : German Turkish

-ni çok takdir etm.; b-ne itibar etm

WERTSCHÄTZUNG : German Turkish

f kadirsinaslik, hürmet, ihtiram

WERTSTEIGERUNG : German Turkish

f kıymetin artmasi

WERTSTUFE : German Turkish

f: neue Briefmarken in neunzehn
n ondokuz kiymetli yeni pullar

WERTTITEL : German Turkish

m değer kägidi

WERTUNG : German Turkish

f (Sport) puantaj, klasman

WERTURTEIL : German Turkish

n kıymet hakkinda hüküm

WERTVOLL : German Turkish

kıymetli, degerli, cevherli; überaus ~ dünyalara bedel

WERTZEICHEN : German Turkish

pl. (Post) posta pulları

WERTZOLL : German Turkish

m kıymet üzerinden gümrük resmi

WERTZUWACHS : German Turkish

m plüvalü

WERTZUWACHSSTEUER : German Turkish

f serefiye

WERWOLF : German Turkish

m (Volksaberglaube) kürt sekline giren insan; kurt-adam

WES : German Turkish

va. od. poet. s. wessen. ^ Brot ich ess\\ des Lied ich sing*. Spr. Kimin arabasina binerse onun türküsünü caginr. Spr.; ^ das Herz voll ist, des gehet der Mund über. (Bibel) Dervisin fikri ne ise, zikri de odur. Spr.; Ich erkannte sofort, •— Geistes Kind er ist. Ne mene adam (od. ne mal) oldugunu derhal gördüm

WESEN : German Turkish

n l. (Lebe2) mahluk, yaratik
(inneres Sein; Kern) üz, töz, cevher, künh, esas, ledünniyat
(Dasein) mevcudiyet, vücut, varlik
(Charakter, Natur) tabiat, karakter, tavir, seciye, mahiyet, özlük, rnesrep, zatiyet, kendilik
(Eigenart) hususiyet, özellik
(Betragen) tavrühareket, gidis
(Erscheinungsform) phil. uknum, hipostaz
(inZss.) teskilät, sistem, servis;
.. isleri;
cilik
(Umstände) bir isi lüzumundan fazia izam (od. büyütme); gürültü patirdi
(Tätigkeit) is, faaliyet; gesetztes — agirbashhk; Hier treibt ein Dieb sein ~. Bura" larda hirsizlik var. viel
s machen (um, von) l. bir isi dag-dagaya vermek; bir isi büyütmek
(übermäßig rühmen) telleyip pullamak; yaglayip ballamak; Der Junge ist im ^ ganz der Vater. Bu cocukta babasimn tavri var. von stillem, sanftem ^ tmmaz meläike; Das gehört zum ^ der Sache. Bu, esasli bir unsurdur

WESENHAFT : German Turkish

tözel, cevheri
heit / phil. l. (Wesenskern) künh; cevkeri asli
(Wirklichkeit) cevheriyet, antite; hakikati mahza ~los l. (unbelebt) hayali, cisimsiz, cansiz
(ohne Bedeutung) esassiz, ehemmiyetsiz
s.art / tabiat, cibillet, seciye, karakter, huy ^s.fremd b-nin seciyesine uymayan ^s.gleich l. karakter bir
(identisch) aynı
s.verwandtschaft /seciye itibariyle yakinlik; afinite
s.zug m karakter özelligi; vasfi mümeyyiz ~t.lich l. esasi, cevheri
(innerlich) zati, deruni, özünlü
(hauptsächlich) esasli, baslica
(wichtig) ehemmiyetli, onemlir sayani kayit; im
en heyeti umumiyesiyle; esas itibariyle;
er Bestandteil cüzü mütemmim

WESHALB : German Turkish

l. (interr.) nicin, neden (dolayi); ne sebepten
(relat.) ki o sebepten dolayi

WESPE : German Turkish

yabanansi
n.bussard m zo. an sahini
n.nest n an yuvasi; in ein ~ stechen/ig, annin yuvasma kazik dürt-mek; cibamn basini koparmak
n.stich m yaban ansinin sokmasi
n.taille / kannca beli; mit ^ kannca belli

WESSEN : German Turkish

kimin

WEST : German Turkish

s. Westen; Westwind