Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
WETTERLAGE : German Turkish

f hava durumu (od. sartları)

WETTERLEUCHTEN : German Turkish

n l. ufukta simsek cakmasi
ßg. siyasi kargasalik alämetleri

WETTERMANTEL : German Turkish

m empermeabi, trenckot

WETTERMELDUNG : German Turkish

f hava raporu

WETTERN : German Turkish

l. seit. Es wettert. Firtina oluyor.
ßg. a) sövüp saymak; küfretmek b) (über et.) bsi sert bir lisania tenkit etm.; bse ateş püskürmek

WETTERPROGNOSE : German Turkish

; s.
vorhersage,

WETTERPROPHET : German Turkish

m l. havanin nasil olacağıni haber veren kimse; hum. Fatin hoca
hum. barometre; kafeste lutulan yesil kurbaga

WETTERSCHACHT : German Turkish

m (im Bergwerk) hava kuyusu

WETTERSCHADEN : German Turkish

m firtinadan dogan zarar

WETTERSEITE : German Turkish

f yağmurlara maruz kalan taraf

WETTERSTURZ : German Turkish

m barometre depresyonu; dusük basınç,

WETTERVERHÄLTNISSE : German Turkish

pl. s.
lage

WETTERVORAUSSAGE : German Turkish

f hava tahmini;

WETTERVORHERSAGE : German Turkish

f hava tahmini

WETTERWENDISCH : German Turkish

fırıldak gibi; mesleksiz, kararsiz, firdöndü, dönek; mayrnun istahli; zamane adami; eyyam efendisi; ~ sein calidan caliya sicramak

WETTFAHRT : German Turkish

f yarış, koşu
fliegen n ucak müsabakasi
gesang m ses m-üsahakasi
kämpf m yans, rekabet, müsabaka, mac, turnuva, kar^ilasma; e-n ~ auftrugen van$ etm., karsilasmak
kämpfer m müsabik, macör
lauf m kosu müsabakasi
lauter m kosucu müsabik ^machen l. (ausgleichen) teläfi etm.
(wieder gutmachen) ^ectik kapa-mak; acisini cikarmak; tarziye (od. tazminat) vermek; taviz etm.
(vergelten) mukabele bilmisil etm.
(j-s Vorsprung) b-ne yetismek
rennen n ko^u müsabakasi "ringen n güres müsabakasi
rudern n sandal (kayik v. s.) yansi
rüsten n silahlanma yansi
schwimmen n yüzme müsabakasi
spiel n mac, müsabaka, turnuva
streit m müsabaka, yansma; (dichterischer) müsanre. /yari^, ko^u
fliegen n ucak müsabakasi
gesang m ses m-üsahakasi
kämpf m yans, rekabet, müsabaka, mac, turnuva, kar^ilasma; e-n ~ auftrugen van$ etm., karsilasmak
kämpfer m müsabik, macör
lauf m kosu müsabakasi
lauter m kosucu müsabik ^machen l. (ausgleichen) teläfi etm.
(wieder gutmachen) ^ectik kapa-mak; acisini cikarmak; tarziye (od. tazminat) vermek; taviz etm.
(vergelten) mukabele bilmisil etm.
(j-s Vorsprung) b-ne yetismek
rennen n ko^u müsabakasi "ringen n güres müsabakasi
rudern n sandal (kayik v. s.) yansi
rüsten n silahlanma yansi
schwimmen n yüzme müsabakasi
spiel n mac, müsabaka, turnuva
streit m müsabaka, yansma; (dichterischer) müsanre. <^akisma

WETZEN : German Turkish

l. bilrmek, keskinletmek; küstereye tutmak
(seinen Schnabel an j-m) ßg. b-ni cekistirmfk
F hizia kosmak; Es steht dir nicht an, deinen Schnabel an ihm zu ^ ßg Agzinin kasigi de^ildir. 2stahl m bilegi demiri; masat; am ~ abziehen (Messer) masada vurmak Qstein m bilegi tasi

WEYMOUTHSKIEFER : German Turkish

bot. beyaz cam fistik agaci

WHISKY : German Turkish

m viski

WHIST : German Turkish

(-spiel n) m Ka. vist

WICHS : German Turkish

m üniversite ögrenci birliklerinin resmt klyafeti; in vollem ~ ßg. en sik klyafetle; giyimli kusamli; iki dirhem bir cekirdek; sich m ~ werfen ßg. büyük özenle giyinmek

WICHSE : German Turkish

l. (Schuh2) kundlira boyasi
(BodenQ) cilä
(Prügel) F dayak, kötek, sopa ^n l. boyamak, cilälamak, lostra etm.. lostralamak
F (prügeln) dayak atmak

WICHT : German Turkish

m l. (Kerlchen) altikans, beberuhi, cocukcagiz, ba-caksiz; bir damlacik yavru
(armer) zavalli adam; adamca^iz
(erbärmlicher, elender) alcak herif; serir, sirret, kötülükcü, kerata; köpo^lu köpek

WICHTE : German Turkish

(spezifisches Gewicht) izaft agirhk, vezni mahsus

WICHTELMÄNNCHEN : German Turkish

n masaldaki cüce