Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
WIEDERSAGEN : German Turkish

l. bir daha söylemek; tekrarlamak
(weite sagen) baskalanna bildirmek

WIEDERSEHEN : German Turkish

tekrar görmek; sich ^ tekrar görüsmek (01 karsilasmak) Q n: Auf ^1 Allaha ismarladik; Hosca (01 esen) kaiin! Eyvallahl Güle gülel Selämetlel §erefle! AI baldiges ~/ Gene görüselim!

WIEDERTÄUFER : German Turkish

pl. bist. Anabat istler

WIEDERUM : German Turkish

l. (nochmals) yeniden; bir daha; tekrar
(andi rerseits) di^er taraftan
(dagegen) buna mukabil

WIEDERVEREINIGEN : German Turkish

l. yeniden birlestirmek
(Liebend< kavusturmek>

WIEDERVERGELTEN : German Turkish

mukabele bilmisilde bulunmak; misilli mek ^ung / kisas

WIEDERVERHEIRATEN : German Turkish

yeniden eviendirmek; sich ^ yenide evienmek

WIEDERVERKAUF : German Turkish

m perakendecilik
Verkäufer m tekrg satan; perakendeci; distribütör; depoziter

WIEDERWAHL : German Turkish

aym sähsin yeniden secilmesi

WIEFERN : German Turkish

seit. s. inwiefern

WIEGE : German Turkish

l, besik (a. fig.)
(beim Stapellauf) naut. cifuta
s.
messer. Es war ihm nicht an der ~ gesungen, daß
. (olaca^i) evvelden tahmin edilemezdi; schon in der ^ mi\\ einander verlobt besik kertme nisanli; von der ~ an kür daktan beri
gebühr/kantariye; kantar resmi
messer mutfakta kullamlan iki kulplu ince klyma aleti ^n (l (wog, gewogen) tr. tartmak, mizana vurrnak; intr. \\ agirligmda olm.
fig. (cok) ehemmlyetli olm.; sich " k-ni tartmak; sikletini tespit etmek; (II) (wiegte, g€ wiegt) l. (mit dem Wiegemesser zerkleinern) ince klyma
(hin und her bewegen) sallamak
(Kind in den Ar men) kiskislamak; sich ^ l. sallanmak
(in den Hüften kinnmak, sahnmak
(im Tanz) her tarafmi kivir kiviraoynatmak
(in Sicherheit)^, k-ni emniyette san mak; tuzunu kuru sanmak
(in schönen Hoffnungen ümitlere kapilmak; ^ Sie den Sackt (yuvali (tartiya cekiniz! s.a. gewiegt; gewogen. 9nd:
er Gang sahnig salinti; sich in den Hüften ^ kinnarak, salmarak; bingi bingil
n.druck m löinci yüzyllda basilan eser
n.fest / dogum günü
n.kind n besikteki bebek; kundak cocugl
n.lied n ninni; bersöz
platz m (Rennsport) pözaj ,

WIEHERN : German Turkish

l. (Pferd) kisnemek, okramak
fig. (vor Lachen kahkaha ile gülmek
d: ein
es Gelächter kaba kahkaha

WIEMEN : German Turkish

m (Hühnerstange) tünek

WIEN : German Turkish

n.pr. Viyana
er(in/) m; 2ertech Viyanali; Wienei Trank (pharm.) Alman rakisi

WIESE : German Turkish

cayir, cimenlik

WIESEL : German Turkish

n zo. gelincik; flink wie ein ^ ayagma cabuk

WIESENBOCKSBART : German Turkish

m bot. san iskorcina
flocken.blume/kari kantaron
fuchs.schwanz m bot. yüksükotu; tilkikuyru^u; ankovani cicegi
gras n;
hafer m bot. yulaf otu; yulafcik; cayiryulafi
kerbel m bot. yabant frenkmaydanozu
le

WIESO : German Turkish

? ne sebepten; nasil, nicin; neden böyle; nasil oluyor; ne yönden; (Frauensprache) ayol; 2 weißt du das? Bunu nereden biliyorsun? 2 denn? Ne münasebet?

WIEVIEL : German Turkish

? kac; ne kadar; 2 (s/ drei mal fünf? Üc kere bes ne eder? 2 kostet das? Bu kacadir?

WIEVIELMAL : German Turkish

? kac defa

WIEVIELT : German Turkish

- kacinci; Der
e ist heute? Bugün ayin kacidir? Der
e in der Klasse bist du geworden? Sinifin kacmcisi oldun? Zum
en Mal habe ich dir das schon gesagt! (Vorwurf) Sana kac defa söyledim!

WIEWEIT : German Turkish

ne dereceye kadar; bis
^ nereye kadar

WIEWOHL : German Turkish

s. obgleich

WIKINGER : German Turkish

pl. n.pr. bist. Vikingler

WILAJET : German Turkish

n viläyet. il. valilik