Germany To Turkish
WILDNIS : German Turkish
f vahset, yabanillik; islenmemiş arazi; tenhalık, issizlik
WILDPFERD : German Turkish
n zo. Asya yaban atı
WILDREICH : German Turkish
:
e Gegend avlak; avi çok olan yer
WILDROMANTISCH : German Turkish
l. çok romantik
Th. melodramatik
WILDSAU : German Turkish
f yabani disi domuz
WILDSCHADEN : German Turkish
m av hayvanlarınin yaptikları zarar
WILDSCHAF : German Turkish
n zo. yaban koyunu; muflon
WILDSCHWEIN : German Turkish
n zo. yaban domuzu
WILDSCHÜTZ : German Turkish
m s. °dieb
WILDSTAND : German Turkish
m av hayvanlarınm mevcudu
WILDWACHSEND : German Turkish
s. wild (3).
e Früchte pl. dag yemisi; yabani meyve
WILDWASSER : German Turkish
n sel
WILDWECHSEL : German Turkish
m av hayvanlarının gecit yolu
WILDWESTFILM : German Turkish
m kovboy filmi; vestern
WILHELM : German Turkish
n.pr. mV Giyom
WILLE : German Turkish
(seit. Willen) m l. irade; (schwächer): arzu, istek
(Absicht) niyet
(Zustimmung) nza, muvafakat; Des Menschen ~ ist sein Himmelreich. Spr. Arayan Mevläsmi da bulur, beläsini da. Spr.; Der ^ und nicht die Gabe macht den Geber. Az veren candan, cok veren maldan. Spr, guter ~ hüsnüniyet; böser ~ suiniyet, kötü niyet; guter
ns sein hüsnüniyet sahibi olm.; letzter ~ son istek harca-masi; vasiyet(-name); j-m den (od. seinen)
n tun l b-nin arzusuna uymak
b-ni hareketinde serbest birak mak; Er soll seinen
n haben! Varsm istedigi olsun! Ei war ja dein eigener ~/ Sen kendin istemissin. Allaha yal var! Dein ^ geschehe! Arzuna göre olsun! aus freiem
i gönül istegiyle; et. beim besten
n nicht verstehen könnei bsi bir türlü anlayamamak; icinden cikamamak; E konnte es beim besten
n nicht iws/e/^n.Anlayamadigitti Er hat das gegen meinen
n getan. Bunu istemedigim hald yapti. mit
n isteyerek, kästen, kastiyle; wider
n iste meyerek, kerhen; j-m zu
n sein l. ba§ egmek; inklya etm.
(Mädchen e-m Mann) bir erkege teslim oirr ^n.Ios l. iradesiz, istemsiz, enerjisiz
(unentschlosser kararsiz, mütereddit, duruksun, ikircimli
(schwad" zayif °ns: ^ sein l. (bsi yapmak) arzusunda (od. niy( finde) olm.
(bsi yapmaga) hazir ve amade olm
WILLENSAKT : German Turkish
m psych. irtiyat, istem
äußerung / irade izha (od. tezahürü)
bestimmung / (freie) jur. ihtiyar
erkli rung/irade beyani; istek aciklamasi
freiheit/irade mul tariyeti (özerkligi, hürriyeti); s.a. freier Wille,
kraft azim ve irade kuvveti; enerji; seine ganze ~ aufbiete bütün iradesini takinmak ^kräftig irade sahibi
mangel i jur. irade fesadi ^schwach iradesiz, enerjisiz
schwäche irade yitimi; abuli; fikdam irade; iradesizlik 2star iradeli, azimkar, enerjik
stärke/s,
kraft
WILLENTLICH : German Turkish
iradeli, istemli, iltizami; bile bile; kastiyle
WILLFAHREN : German Turkish
l. (e-r Bitte) b-nin ricasini isaf etm. (od. yerir getirmek)
(j-m in et.) b-nin istedigini yapmak
fähr itaatli, uysal; yumusak basli; uyuskan;
s
es Werkzei sein her seye ba§ sallamak; evetefendimci olm.
uysal, uslu, munis, itaatli; mum gibi; kipirtisiz, hatirşinas, amade; hüsnüniyet sahibi
igen seit. s. einwillige
igkeit / uysallik, yumusakbaslilik, hatirsinaslik, iste! lilik ~komm(-en n) m hüsnükabul; müsait karsilanm, iiosgeldin deme; beyani hosamedi
kommen (Adj.) (gerne gesehen) k-den hoslamlan; sevilen
(j-m gelegi kommend) isine gelen
(begrüßenswert) sayani takdi memnuniyet verici; Herzlich •~/ Ho§ (od. sefa) geldini Sie sind mir jederzeit ~. Size her zaman kapim acikt Her zaman basimda yeriniz vardir. sehr ~ sein (z.B. G schenk) makbule gecmek; ~ heißen (Neuzugezogene hosamediye gitmek; e-e
e Beute finden fig. av bulm. ~kommens.gruß m hosamedi
WILLKÜR : German Turkish
l. keyfihk; keyfi hareket; basina buyrukluk (bei der Bildung von Neologismen) uydurmacilik (Laune) can iste^i; kapris
akt m keyfi hareket (od. mu mele)
entscheid m hükmü karakusi
herrschaft /istibd; müstebitlik; despotluk, tiranlik ~lich l. keyfi, ine istedigi diledigi gibi; hodbehot; keyfemayesa
(^ wollt) iradi, ihtiyari, iradeli, istemli; ^ entscheiden fet vermek; ~ erfinden iskembei kübradan atmak; ~ erfu den uluorta, mürettep
WIMMELN : German Turkish
l. (kannca gibi) kayna(s)mak
(im Überfluß vc handen sein) pek mebzul olm.; bol bol bulunmak; A den Straßen wimmelte es nur so von Menschen. Yolla? fikir fikir insan kaymyordu. Dort wimmelt es von Diebi Orasi hirsiz yuvasi
WIMMERN : German Turkish
inlemek, sizla(n)mak; m e-m fort ^ mim ini inlemek 2 n inilti
WIMPEL : German Turkish
m fors, flandra, flama
WIMPER : German Turkish
kirpik; ohne mit der ~ zu zucken kilim kipird< madan; sich die
n schminken rimel s rmek °n.ähnH kirpiksi, hedebi
n.schminke / rimel
tierchen pl. kirpikliler, z lehdap>
WINCHESTERBÜCHSE : German Turkish
(Gewehr) vincester
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani