Germany To Turkish
ZUFAHREN : German Turkish
l. (schneller fahren) vasitanm süratini artirmak
(weiterfahren) yoluna devam etm.
(auf et.) bir yere dogru gitmek (vasita ile)
(aufj-n) b-nin üstüne atlimak Fahr zu! (;ek l Yürül 9t/; 9ts.straße/; ^t
weg m muvasala (ulasim, giris) yolu
ZUFALL : German Turkish
m l. tesadüf; umulmayan hal; rastlanti
(Geschick) talih, bäht, kader, kismet
(Unfall) kaza
(glücklicher) sans; iyi tesadüf; hüsnütalih
(unglücklicher) aksi tesadüf; ein reiner (od. purer) ~ bir tesadüf eseri; Der ~ wollte es, daß
.. Tesadüfe bakmiz ki
.; Der ^führte ihn an unseren Tisch. Tesadüf, onu masamiza düsürdü. Es ist kein ^, daß dem so ist. Bunun böyle olmasi, tesadüf eseri degildir. ~fallen l. (Augen) uykudan gözleri kapanmak
(Tür) kendiliğinden kapanmak
(j-m) a) (zuteil werden) rast gelmek, rastlamak; hissesine düsmek b) (Aufgabe) teveccüh etm., uhdesine düsmek; terettüp etm. ~fällig l. tesadüf!; (Adv.) tesadüfen
(unglücklicherweise) kazaen
(akzidenteil) arızi; ^ aber
.. (in e-r Erzählung) fakat gelin görün; ^ sehen bse gözü gitmek; — treffen (od. begegnen) b-ne rast gelmek
falls.treffer m l. kör nisancilik
Bill. (Fuchs) usturubiya
ZUFASSEN : German Turkish
l. kavramak, yakalamak, kapmak
(helfend) tutarak yardim etm.
cok cahsmak zufeilen egeleyerek, törpüleyerek istenilen sekli vermek zuflanken Fb. pas aktarmak zufliegen l. (auf et.) bir hedefe dogru ucmak
(auf j-n) b-ne do§ru atlimak
(Tür) hizia kapanmak
(Kenntnisse) bsi kolayca ö^renmek
ZUFLIEßEN : German Turkish
l.
a,
e do^ru akmak
(j-m) ßg. akip gelmek; j-m et. ^ lassen bahsetmek, vermek
ZUFLUCHT : German Turkish
l. siginma. bannma, iltica
(Mittel) care, vasita
s.
s.ort. ^ suchen (bei) b-ne sigmmak, iltica etm. seine ~ nehmen (zu) bir vasitaya ba§ vurmak; bsden care aramak; ^ gewähren b-ne kucak acmak
s.ort m;
s.stätte / si^inak, bannak, ilticagah, meice
ZUFLUß : German Turkish
m l. bir yere aki§
geogr. tabi su; gelegen
(Ne-benfluß) nehir kolu; ayak
ZUFLÜSTERN : German Turkish
(j-m et.) l. b-nin kula^ma fisildamak; agizdan kulaga söylemek, V: akoziamak
Th. sufle etm., suflör-lük yapmak
ZUFPIGE : German Turkish
(Präp. m. Gen.; Pp. m. Dat.) göre, nazaran, muci-bince, gere^ince, neticesinde, tevfikan
ZUFRIEDEN : German Turkish
l. (mit) bsden memnun, hosnut
kanaatkär, kanik, mutmain; ~ sein (mit) l. bsden hosnutluk getir-mek (od. göstermek)
s. sich zu friedengebe n. Ich bin es ^. Ben buna raziyim. mit dem Erreichten ~ sein gözü doymak; mit seinem Los ^ sein bir yiyip bin sükretmek; Ich war mit der Antwort nicht ~. Ben bu cevabi yeter bulmadim. Er ist auch schon mit fünfzig Kurusch ^. 0, elli kurusa da fittir. (V); mit nichts ^ sein üzümün cöpü armudun sapi var demek
geben: sich ~ l. (m. et.) bsle kanmak, yetinmek, iktifa etm.; bse razi olm.
(sich abfinden) tevekkül etm. °heit / l. (absolut) memnuniyet, hosnutluk
(relativ) kanaat(-kärlik), kamklik, itminan; ~ geht über Reichtum Spr. Kanaat gibi devlet olmaz. Spr. Bir abam var atanm, nerede olsa yatanm. Spr.
lassen (j-n) b-ni rahat birakmak
stellen memnun (tatmin, hosnut) etm., sevindirmek; gonül almak; b-nin gönlünü yapmak (od. ho$ etm.); b-nin hatinni hos etm.; b-ni razi etm.; schwer zufriedenzustellen titiz, müskülpesent; güc begenen
stellend sayam memnuniyet; memnuniyet verici; tatmin edici; kanaatbahs;
e Antwort cevabi safi; yeter görülen karsilik
ZUFRIEREN : German Turkish
(Fluß) tamarnen donmak; buz ba^lamak
ZUFUHR : German Turkish
l. (das Zuführen) sevk ve isal
techn. besleme
(Beschaffung) tedarik, temin, ikmal
(Zugeführtes) sevkiyat. muvaredat
(Einfuhr) ithal(-ät)
(Versorgungsgüter) erzak, levazim, mühimmat Sführen l. sevk ve isal etm.
techn. beslemek
(importieren) ithal etm.
(beschaffen) tedarik. temin. ikmal etm., saglamak
führung / l. sevk ve isal
techn. besleme (borusu)
ZUFÄCHELN : German Turkish
yelpazelemek; yelpaze ile yel vermek
ZUFÜGEN : German Turkish
l. (hinzufügen) ilave etm., eklemek
(j-m Böses) b-ne fenalik yapmak; b-ne bsi reva görmek
(Schaden) b-ne zarar vermek
(Niederlage) b-ni hezimete (od. bozguna) ugratmak; Was du nicht willst, daß man dir tu\\ das füg auch keinem ändern zu. Spr. Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu! Spr. Qalma elin kapisini, calarlar kapini! Spr
ZUFÜLLEN : German Turkish
l. ilave etm.
(Loch) doldurmak
ZUG : German Turkish
m l. (das Ziehen) cekme, cerretme
(Fisch2) a) balik corumu b) (Fischfang) balik avi
techn. gerilim, gergin-lik
(Marsch) yürüyüs
(Fest9, Um9) alay
(Berg2) silsile, sira
(EisenbahnQ) tren, simendifer; demiryolu katan; (volkstüml. a.): kara vapuru
(Feder2) kalem darbesi
(Feld2) sefer, kampanya
(GesichtsQ) yüz cizgisi; cehre hatti
(Wesens2) karakter hususiyeti; vasfi mümeyyiz
(Neigung, Hang) meyil, temayül, inhimak, egilim, düskünlük
mil. takim
(-luft) hava cereyani; kurander
(Schach0) a) oynama, sürme, hamle b) fig. manevra, hile
(Schluck) yudum
(Vogel9) a) göcme, hicret, geci$ b) (Schwärm) küme
(Schar) kol, kafile
(beim Rauchen) nefes
(Rahmen) cerceve, kadro
(Klinget) ip
(Abteilung) sube
(Züge im Gewehr) tüfek namlusundaki yfvier; e-n ^ tun l. (beim Rauchen) nefes cekmek
(beim Trinken) bir yudum cekmek (od. almak)
(Scha., Dame usw.) ta§ oynamak, sürmek; hamle yapmak; Der Ofen hat keinen guten ~. Soba iyi cekmiyor. dem ^ des Herzens folgen kalbin sesine uymak; Weiß ist am ^
ZUGABE : German Turkish
f.
ilave, ek, üstelik, F:üstecelik
(Schneiderei) çekme payı
(Konzert) programdışı parçası
(Knochen) kemik
(kleines Geschenk) ikramiye als ~
ilave olarak
(obendrein) üstüne üstlük
ZUGANG : German Turkish
m.
Giriş, methal, antre
geçit yolu
(zu e-r P.) huzura çıkma; duhul, yanaşma
Çoğalma, artma
ZUGANSCHLUß : German Turkish
m. aktarma treni; rabıta
ZUGBALL : German Turkish
m. Bill. klepisto
ZUGBEANSPRUCHUNG : German Turkish
f. techn. çekme zorlaması
ZUGBEGLEITPERSONAL : German Turkish
n. tren personali
ZUGBRÜCKE : German Turkish
f. iner kalkar köprü
ZUGEBEN : German Turkish
ilave etmek, katmak; üste vermek
fazladan vermek (çalmak, okumak)
müsaade etmek, razı olmak
itiraf etmek
teslim ve kabul etmek
ZUGEGEBENERMAßEN : German Turkish
(Adv.) teslim ve kabul edildiği gibi; itiraf ettiği gibi
ZUGEGEN : German Turkish
hazır, mevcut
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani