Germany To Turkish
ZUGEHEN : German Turkish
kapanmak, kapatılabilmek
adımlarını sıklaştırmak veya yürümeğe devam etmek
vuku bulmak
bne, bşe doğru yürümek
(mektup, mal vs.) eline geçmek, bne intikal etmek
sonuna yaklaşmak
sivrilmak ~ lassen bne bşi göndermek
ZUGEHÖREN : German Turkish
ait olmak
ig
ait, ilgili
mensup ~igkeit f.
aidiyet, ilinti
mensubiyet, üyelik
ZUGESELLEN : German Turkish
ortak etmek; sich~ katılmak, iltihak etmek; Er gesellte sich uns zu. Aramıza girdi
ZUGESTANDEN : German Turkish
vgl. zugestehen
ZUGESTEHEN : German Turkish
teslim ve kabul etmek, müsaade etmek, vermek, bağışlamak, bahşetmek
ZUGESTÄNDNIS : German Turkish
n.
taviz, konsesyon
dikiş payı
se machen tavizlerde bulunmak; j-n zu
sen zwingen bden konsesyon koparmak; zu keinen
sen bereit sein burnundan kıl aldırmamak
ZUGETAN : German Turkish
(m. Dat)
hissen bağlı; teveccüh gösteren; lütufkar; bşi seven
düşkün, müptela; j-m in Freundschaft ~ sein bne dostça hisler beslemek
ZUGFEDER : German Turkish
f. çekme yayı
festigkeit f. çekme direnci
führer m l. (Eisenbahn) şeftren
mit. takım komutanı
haken m çekme çengeli
ZUGIEßEN : German Turkish
l. ilaveten dökmek; katmak
(m. Blei) kurşun dökerek kapamak
ZUGIG : German Turkish
cereyanli
ZUGKRAFT : German Turkish
l. cer (od. cekme) kuvveti
ßg. cazibe 2kräftig ßg. cazibeli, cazip, cekici
ZUGLEICH : German Turkish
aym zamanda; birden, birlikte; bir arada; alle ^ hep(-si) birden
ZUGLOCH : German Turkish
n duman yolu
luft / hava cereyani; kurander
maschine/ l. cer makinesi
mil. topceker
römorkör, mototraktör
mittel n ßg. l. reklam, Propaganda
cazibe, atraksyon
netz n s. Schleppnetz,
ochse m ceki öküzü
personal n tren personeli
pferd n cer (od. kosum) beygiri; araba ati; (starkes) kadana; (für Geschütze) mil. topceker
pflaster n yaki; Ingiliz (od. pehlivan) yakisi; ein ^ auflegen yaki acmak
posaune / mus. sürgülü trombon
räuber m tren korsani
ZUGREIIEN : German Turkish
l. s. zufassen
(bei Tisch) yemek almak
fig. firsati ganimet bilmek
(tüchtig arbeiten) cok calismak; ise koyulmak
(Polizei) basmak
(schnell) tetik dav-raninak; mit beiden Händen ~ iki eliyle avuclamak; Bitte greifen Sie zu! Buyrun(-uz)! Greifen Sie nur tüchtig zu! Yemek yemekle bogaz asmmaz! (hum.) 9griff m seri hareket; baskin
ZUGRUNDE : German Turkish
: ^ gehen mahvolmak, telef olm., yogalmak, yok olm., fena bulmak; ölmek; yabana gitmek; gürlemek ^ legen esas ittihaz etm.; istinat ettirmek ~ liegen bir esasa istinat etm.; bse dayanmak; bsin temelini teskil etm. ~ richten mahvetmek; yok (telef, heläk, harap) etm.; (iron.) becermek
ZUGSCHEIT : German Turkish
n (am Wagen) araba falakasi
seu n cekme halati
spannung/s.
beanspruchung.
stange/
cekme kolu
(bei Posaune) sürgü
stiefel pl. cekme potin; cizme
stück n l. Th. cok muvaffaklyetli piyes
ßg. cok ragbet gören parca; atraksyon
tau n (am Fischernetz) istinga halati
tier n kosum hayvani
ZUGUCKEN : German Turkish
F s. zuschauen
ZUGUNGLÜCK : German Turkish
n simendifer kazasi
ZUGUNSTEN : German Turkish
(Präp. m. Gen.) l. lehine
(materiell) men-faatine; ^ e-s fremden Staates (z.B. Spionage treiben) yabanci bir devletin hesabina; ein ^ des Roten Kreuzes veranstalteter Ball Kizilhac yaranna tertip edilen bir balo
ZUGUTE : German Turkish
: ~ halten (j-m et.) l. hesaba katmak; 0,01 önünde tutmak
(verzeihen) b-nin bsini mazur pörrr.ek; b-ni bsden dolayi affetmek; sich et. ~ halten (auf) b$Ie iftihar etm.,ö\\ünwtk;et.seiner Jugend ^ halten b$i cocukluguna vermek ~ kommen (j-m) b-ne faydasi dokunmak; yararnak; ^ kommen lassen (j-m et.) b-ni bsden fayda-landirmak ^ tun l. (j-m) b-ne iyilik etm. hayir i^leniek
(sich et.) (sich et. gönnen) bse acimamak
sich et. ^ tun (auf) bsle iftihar etm., kivanmak, övünmek, gurur-lanmak
ZUGVERBINDUNG : German Turkish
tren irtibati (od. baglantisi)
verkehr m tren seferleri (servisi, münakalati)
Verspätung / tren gicikmesi
vogel m zo, göcmen (od. muhacir) ku§ Svveise l. küme küme
mil. takim takim
wind m s.
luft
ZUGÄNGLICH : German Turkish
(Ort) ulaşılabilen, yaklaşılır
yanına varılır; yakınlık gösteren
nasihat tutan, söz dinleyen
görülebilir, gezilebilir; umuma açık
bşi karşısında hassas
ZUHABEN : German Turkish
l. (intr.ftr.) (Geschäft usw.) kapall bulunmak (bzw. tutmak)
F (Kleid) dügmelemis (od. kopcalamis) olm
ZUHAKEN : German Turkish
kopcalamak
ZUHALTEN : German Turkish
(tr.) l. kapall tutmak
(sich die Ohren) kulakla-nni tikamak; (intr.) (auf et.)
a,
e do§ru gitmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani