Germany To Turkish
ZUHANDEN : German Turkish
dogrudan dogruya eline
ZUHAUEN : German Turkish
(intr.) vurmak; (tr.) (Steine usw.) yontmak
ZUHAUF : German Turkish
poet. kütle halinde; turnen turnen
ZUHAUSE : German Turkish
n l. ev, ocak
(Ggs. Schlachtfeld, Meer usw.) rahat dösegi ° s. zu Hause
ZUHEILEN : German Turkish
(Wunde) iyilesmek; iltiyam bulmak; derilenmek
ZUHILFENAHME : German Turkish
: unter — (von) yardimiyle, bilistifade
ZUHINTERST : German Turkish
en arkada, en sonunda; son olarak
ZUHÄLTER : German Turkish
m pezevenk, teres; zorba äsik (od. dost); beläh; V: alfons
ZUHÄNGEN : German Turkish
pcrde veya kä^it ile örtmek; karartmak, maskele-mek
ZUHÖREN : German Turkish
(m. Dat.) b-ni, bsi dinlemek; kulak asmak; genau ^ can kulagiyle dinlemek; kulagini acmak; kulak kabart-mak; ~ ohne das Geringste zu verstehen koyun kaval dinier gibi dinlemek 9er(in/) m dinleyici, samt 9er.raum m konferans salonu °er.schaft / dinleyiciler
ZUJAUCHZEN : German Turkish
; zujubeln (j-m) b-ni heyecanli yasa sesleriyle karsilamak
ZUKAUFEN : German Turkish
iiäveten satm almak
ZUKEHREN : German Turkish
(Gesicht, Rücken usw.) bsi bse cevirmek
ZUKITTEN : German Turkish
macunlamak
ZUKLAPPEN : German Turkish
(Buch usw.) (tr.lintr.) kapa(n)mak
ZUKLEBEN : German Turkish
(Umschalg usw.) (intr.jtr.) kapa(t)mak, yapis-(tir)mak
ZUKLEISTERN : German Turkish
cirislemek; fig. bsi bse sivamak
ZUKLINKEN : German Turkish
(Tür) mandallamak
ZUKNALLEN : German Turkish
(tr.lintr.) tirak diye kapa(n)mak
ZUKNÖPFEN : German Turkish
dügmelemek, ilmiklemek; seinen Rock ^ (Mann) önünü kavusturmak; zugeknöpft ßg. kapall kutu; soguk-neva; girgin olmayan
ZUKOMMEN : German Turkish
l. (auf j-n) b-ne yaklasmak
(j-m) a) (Brief usw.) eline gelmek b) (zuteil werden) hissesine düsmek c) (geziemen) yakismak d) (gebühren) mesru hakki olm.; b-ne ait olm. e) (obliegen) terettüp etm., düsmek; j-m et. ^ lassen l. göndermek, ulastirmak
(schenken) hediye olarak vermek
ZUKORKEN : German Turkish
mantarlamak
ZUKOST : German Turkish
l. (zum Brot) katik
(zum Fleisch) sebze v. s
ZUKUNFT : German Turkish
l. ati, gelecek, istikbal
gr. gelecek zaman; istikbal, müstakbel; in
~ ilerde; simden sonra; bundan böyle 9künftig istikbaldeki, gelecek, müstakbel, sonra-daki; (Adv.) s. in Zukunft,
künftige m//nisanli
kunfts.-muslk//ig. tahakkuku süpheli görünen ümit
ZULAGE : German Turkish
zam spez. maa§ zammi; inzimam, katim
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani