Germany To Turkish
AUFRECHNEN : German Turkish
l. hesaba koymak
(verrechnen) mahsup etm., takas yapmak; bsin bsle muhasebesini yapmak
AUFRECHT : German Turkish
l. dik, dogru, kaim, ayakta, mum direk
fig. sadik, vefakär, hilesiz; dosdogru
flg. (mutig) cesur, cesa- retli, yigit; sich ~ halten l. dogru (dik, ayakta) durmak
flg. dayanmak •- stehen l. s. sich ~ halten
(Kind, das noch nicht laufen kann) tay durmak
(er)halten l. idame (ipka) etm.
(Behauptung) muhafaza (israr) etm.; dur- mak
(schützen) korumak, muhafaza etm. 9stehen n (beim isl. Gebet) kivam
stehend: mit kleinen
en Ohren kalem kulakli
AUFRECKEN : German Turkish
yukanya dogru germek (od. uzatmak); sich ~ klyam etm., dik durmak
AUFREDEN : German Turkish
l. kandirmak, ikna etm.
(Ware) kargayi bülbül diye satmak; bsi yamamak
AUFREGEN : German Turkish
l. heyecanlandirmak; heyecana (od. teläsa) dü- sürmek
(aufrühren) tahrik etm.; sic/i ~ l. heyecanlan- mak, halecanlanmak, sinirlenmek; telä; etm., yüregi kalkmak
(wütend werden) ate? almak; hiddetlenmek
(über et.) F (abfällig reden) diliyle sokmak, dile düsür- mek; s.a. aufgeregt,
end l. heyecanh, müheyyic
(ris- kant) macerali
(Abenteuer) merakli bir macera
(dra- matisch) dramatik;
es Geschehen dram; ~ schildern dramatize etm. Sungfl. heyecan, teläs, halecan, emo- syon
(Zorn) kizginlik, öfke
(Durcheinander) dagdaga; allgemeine ~ hervorrufen ortaligi birbirine katmak; panik cikarmak; in ~ geraten telä§ etm., teläslanmak; atese düs- mek; kizmak; in ~ stürzen patirdiya vurmak; velveleye vermek; teläsa düsürmek; ohne jegliche ~ telässiz
AUFREIBEN : German Turkish
l. (Haut) ogustura ogu§tura yara etm.
tama- miyle ezmek
(stark ermüden) yipratmak, harap etm.
(den Boden) islak bezie temizlemek
techn. (Loch) raymalamak
mit. mahvetmek, eritmek, imha etm., parcalamak, dagitmak
(krank machen) bitirmek
(Farbe) ezmek, ufalamak; sich ~ l. (Haut) yara olm. 2 (P.) fazia yorulmak; eriyip bitmek
d yorucu, yipratici
AUFREIHEN : German Turkish
l. siralamak, dizmek
(auffädeln) iplige gecir- mek
AUFREITEN : German Turkish
l. at üzerinde resmigecit yapmak
(a. sich ~) bine bine k-ni yara etm.
(Pferd) bine bine atl yara etm
AUFREIZEN : German Turkish
l. (zu et.) tahrik etm., hirslandirmak, (it(ne)lemek
(provozieren) meydan okumak
AUFREIßEN : German Turkish
tr. l. (Tür) hizia acmak
(die Fenster weit ~) fora etm.
(zerreißen) yirtmak, catlatmak, yarmak, des- mek
(Straße) kaldinmi sökmek
(Geleise) söküp almak
(Verband) söküp cikarmak
(die Augen) göz- leri dort (od. faltasi gibi) acmak
(e-e alte, kaum ver- narbte Wunde wieder ~) fig. derdini desmek
techn. resmini (izmek; tersirn etm., taslagim yapmak
(Probleme) huläsa etm.
(Ackerland) i§lemek, nadas etm.; irttr. patlamak, catlamak, aci!ivermek, yanimak, yirtil- mak, söküimek
AUFRICHTEN : German Turkish
l. ayaga kaldirmak; dogrultmak
(Schwanz) kabartmak
(aufstellen) dikmek
(errichten) bina, insa, tesis etm.; kurmak
(trösten) teselli etm.
(wiederbeleben) yeniden canlandirmak
(ermutigen) cesaretlendirmek
(Mast) naut. iskacaya oturtmak; sich ~ l. ayaga kalkmak; dogrulmak
(Trost finden) teselli bulmak
(Mut schöpfen) cesaretlenmek
(drohend) sahlanmak
fig. kalkinmak
(Pferdeschwanz) cigalanmak;
AUFRICHTIG : German Turkish
l. samimt, halis, yalansiz; husnüniyet sahibi; temiz kalpli; gönlü acik; dogrudürüst; ici disi bir
(herzlich) icten; can ve gönülden; kalbi
(wahrheitsliebend) dogru sözlü; hakikatli, saffetli, dogrucu
(bereitwillig) bonkör
(ergeben) muhlis, sadik;
e Dankbarkeit tesekkür ve minnetiarlik; ~ und ehrlich acik öz tok söz;
e Überzeugung vicdani kanaat;
er Wunsch yürekten dilek
AUFRICHTIGKEIT : German Turkish
f l. samimiyet, halislik, hulus, hüsnüniyet
ictenlik
hakikatperestlik, saffet, dogruculuk. saflik
bonkörlük
(Treue) sadiklik
AUFRICHTMUSKEL : German Turkish
m (Hebemuskel) kaldiran, rafia
AUFRIEGELN : German Turkish
(Tür) sürmeyi acmak
AUFRIGGEN : German Turkish
naut. arma yapmak, donatmak
AUFRITZEN : German Turkish
igne v. s. ile yirtarak yara etm. (veya) acmak; hafifce yirtmak
AUFRIß : German Turkish
m l. amudt makta, dikey kesit
arch. a. ortografi
(Skizze) resim, kroki
fig. (gedrängte Darstellung) hulasa, icmal, rezüme
AUFROLLEN : German Turkish
l. (entfalten) dürülen bsi acmak, yaymak, sermek
(zusammenrollen) yuvarlamak; tomar halinde devsir- mek
(in Ringen übereinanderlegen) naut. kangallamak
(kreisförmig) halkalamak
mit. yandan toparlamak
(Frage) dermeyan etm., ortaya atmak
(Hemdsärmel usw.) sivamak
(Schiebetür) sürme kapiyi acmak
AUFRUF : German Turkish
m l. davet, cağrı, celp
(vor Gericht) davet sadasi
mst.pol. beyanname, hitap
(öffentlicher) iiän
(in der Schule) ögrencilerin yoklamağa kaldırılması
(von Banknoten) tedavülden kaldırılacagının ilänı
(Namens~) yoklama
selt. (Schrei) feryat, haykırış
AUFRUFEN : German Turkish
l. davet etm., cağırmak, celp etmek
(öffentlich) alenen teblig etm., ilän etm.
(Banknoten) tedavülden kaldinlacagini iiän etm.
(Schüler) derse kaldirmak
(Erinnerung) canlandirmak, tazelemek
AUFRUHR : German Turkish
m l. (lärmendes Durcheinander) kargasalik, karışıklık, velvele, suris, arbede
(geistig) feveran, galeyan, kaynama, heyecan
(Aufstand) isyan, ihtiläl. ayaklanma
AUFRUNDEN : German Turkish
(Zahlen, Betrag) yuvarlaklastirmak, toparlat- mak
AUFRÄUMEN : German Turkish
l. (Zimmer) ortaligi toplamak; derleyip topla- mak; düzeltmek, tanzim etm.; kaldinp koymak; kala- baligi kalriirmak; toparlamak; cekidüzen vermek
(Schutt) kaldirmak, tahliye etm.
(Tauwerk nach Ge- brauch) naut. neta etm.
(mit) bitirmek; silip süpür- mek; ortadan kaldirmak
(bei, unter P.) tasfiye etm.; tahribat yapmak; alip götürmek; ayiklama yapmak;
AUFRÜCKEN : German Turkish
l. (sitzende P.) sikismak
(in e-m Glied ste- hende P.en) yanasmak
(befördert werden) terfi etm., yükselmek
mil. (vorrücken) ilerlemek
Fb. ileri kay- mak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani