Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
BEFÖRDERUNGSKOSTEN : German Turkish

p;, nakliye ücreti; naviun; irsaliye
liste / terfi listesi
mittel n vasitai nakiiye; vasita, tasit

BEFÜHLEN : German Turkish

ellemek; eile dokunmak, yoklamak

BEFÜRCHTEN : German Turkish

korkmak; endise etm., vehmetmek; ~, daß man krank wird hasta olmaktan korkmak; Es ist nichts zu ~. Tehlike yok. Nun ist also doch eingetreten, was ich befürchtet habe. Aklima gelen basima geldi

BEFÜRCHTUNG : German Turkish

f korku, endise, kaygi, vesvese, teläs;
en hegen icine cakil kacmak; vesveselenmek; Der Zustand des Patienten gibt zu keinerlei
en Anlaß. Hastamn halinde teläs edecek bir sey yoktur

BEFÜRWORTEN : German Turkish

l. (empfehlen) tavsiye, iltimas etm.
(sich einsetzen für) tervic, iltizam etm.
(dafür sein) lehinde söylemek; tasvip etm.; taraftar olm.
(Gesuch, Bitte) müzaheret etm., desteklemek

BEGABEN : German Turkish

seit. l. (beschenken) b-ne bsi hediye etm., ihsan i etm.
hissement kilmak
t kabiliyetli, istidatll, ehliyetli; cevherli, kudretli; Allahtan vergili; hünerli, dirayetli, faziletli, mevhibeli; besonders Begabte pl. üstün yetenek-liler; capi yüksek olanlar: cok kabiliyetliler ~ung / kabiliyet, istidat, fazilet, ehliyet; Allah vergisi: cevher, yeterlik, kifayet, kariha, mevhibe(-i ilähiye); dirayet, hüner

BEGAFFEN : German Turkish

F pej. agzi acik bakmak; bakakalmak

BEGANGBAR : German Turkish

: leicht ~ (Gelände) engebesiz, arızasiz

BEGATTEN : German Turkish

: sich ~ l. ciftlesmek, birlesmek
(Tiere a.) catismak

BEGAUNERN : German Turkish

F pej. dolandirmak; manita yapmak begebbar l. (Wechsel) H ciro (od. iskonto) edilebilir; kirdinlabilir, bankalik
(Anleihe) tedavüle cikanlabilir
en l. (Wechsel) fi ciro, iskonto etm.; senet kirdirmak
(Anleihe) tedavüle cikarmak
H satmak; sich ~ l. (bir yere) gitmek, teveccüh etm., yönelmek, tesrif etm. (buyurmak)
(sich ereignen) vukua gelmek; gecmek; olup bitmek
(m. Gen.) vazgecmek; sarfinazar etm., kaybetmek; jw. refi yet etm.
(an die Arbeit) ise bdslamak, koyulmak
(zur Ruhe) yataga yatmak
(auf die Reise) seyahate cikmak
(in Gefahr) k-ni tehlikeye maruz birakmak "en.helt / (ma-)vaka, hadise, olay 9nls n z. va. s. Begebenheit

BEGEBBAR : German Turkish

l. (Wechsel) H ciro (od. iskonto) edilebilir; kirdinlabilir, bankalik
(Anleihe) tedavüle cikanlabilir

BEGEBEN : German Turkish

l. (Wechsel) H ciro, iskonto etm.; senet kirdirmak
(Anleihe) tedavüle cikarmak
H satmak; sich ~ l. (bir yere) gitmek, teveccüh etm., yönelmek, tesrif etm. (buyurmak)
(sich ereignen) vukua gelmek; gecmek; olup bitmek
(m. Gen.) vazgecmek; sarfinazar etm., kaybetmek; jw. refi yet etm.
(an die Arbeit) ise bdslamak, koyulmak
(zur Ruhe) yataga yatmak
(auf die Reise) seyahate cikmak
(in Gefahr) k-ni tehlikeye maruz birakmak

BEGEBENHEIT : German Turkish

f (ma-)vaka, hadise, olay

BEGEBNIS : German Turkish

n z. va. s. Begebenheit

BEGEGNEN : German Turkish

(m. Dat.) l. rastlamak,tesadüf etm.
(zustoßen) ugramak, ducar olm., basma gelmek, basmdan gecmek
(entgegentreten) care bulmak; tedbir ittihaz etm., ön-lemek, mani olm.
(behandeln) b-ni karsilamak; b-ne muamele etm.
(Wort usw.) bulunmak, kullanilmak; sich ~ l. karsilasmak, rastlasmak; yüz yüze gelmek
(Blicke) göz göze gelmek
(in e-r Anschauung) bir-birine uymak9ung/ l. tesadüf, rastlanti
karsilama
(Sport) karsilasma, mac, randevu
(Besprechung) mülä-kat, teläki, temas, göriisme
a. mil. carpisma, müsa-deme, catisma 9ungsgefecht n mil. tesadüf muharebesi

BEGEHBAR : German Turkish

üzerinden gidilebilir

BEGEHEN : German Turkish

l. (Eisenbahnstrecke) muayene maksadiyle dolasmak
(Weg) yol üzerinden yürümek
(Fest, Feier) tesit etm., kutlamak
(Sünde, Böses) islemek, yapmak; irtikäp, ika etm.
(e-e Tapsigkeit) cam devirmek; pot kirmak
(lärmend) dügün ^ bayram etm

BEGEHR : German Turkish

m, n (va.);
en n l. (Wunsch, Verlangen) arzu, dilek, istek, taiep, istahlanma, mutalebe
(Begierde) heves, hirs, istiyak 9en l. (wünschen, verlangen) istemek, dilemek; emel beslemek; imrenmek istahlanmak; arzu (taiep, ragbet) etm.
(lüstern sein) istiyak (cani, gönlü) cekmek; bsde gözü olm.; bse göz dikmek; bse hirsla bakmak; pesinden gezmek
(lechzen nach) bse tesne olm.; bse susamak; bsi cana minnet bilmek
(sehnlichst) bse od. bs icin can vermek; Je mehr er hat, desto mehr begehrtier. Buldukca bunar simanr. sehr begehrt sein (Ware) cok ragbet görmek 9Uch l. ziyadesiyle arzulu; ihtirasli, haris, muhteris, tamahkär, acgözlü
(sinnlich) capkin; ein
es Auge werfen (auf) bse g&z atmak (od. koymak); mit
en Blicken betrachten hallenmek (V)
Hch-kelt/ l. hirs, tamahkärlik, acgözlülük
capkinlik

BEGEHUNGSDELIKT : German Turkish

n jur. icrai suc

BEGEIFERN : German Turkish

l. seit. salya bulastirmak
flg. iftira, terail, tahkir, bühtan etm

BEGEISTERN : German Turkish

heyecana getirmek, tehyic etm., heyecanlan-dirmak, costurmak, cusühurusa bogmak; sürüklemek, gasyetmek, elektriklendirmek; sich ~ l. heyecana gelmek, cosmak, cusühurusa gelmek
(ganz hingerissen sein) rneftun ve meshur olm.; hararetlenmek; Dafür kann ich mich nicht ~. Buna bir türlü ismamayorum

BEGEISTERND : German Turkish

müheyyic, heyecanlandiran

BEGEISTERT : German Turkish

l. meczup, coskun, atesli, sevkii, hararetli
(ganz ~ für) esir
(wild ~) cilgin
(inspiriert) mülhem, esinmis; Adv. hararetle; gam ~ sein l. (von) sevke gelmek; bse, b-ne hayran kalmak; bayilmak, bitmek; V: bse kesilmek;
(für) ici gitmek; can atmak

BEGEISTERUNG : German Turkish

f l. heyecan, teheyyüc, cosku (-nluk), gasiy, ates, ihtiras, sevk, tutkunluk, cusühurus
(Schwung) elan, atliis, hamle
(Inspiration) ilham, esin
rel. (Ekstase) vecdüistigrak; in helle ~ versetzen meftun etm.; in ~ geraten ateslenmek; akli ucmak

BEGIER : German Turkish

(seit.);
de / l. (starkes Verlangen) heves, arzu
(Gelüst) kaygi
(Habsucht) hirs, ihtiras, tamah, acgözlülük
(Appetit) istah
(Sucht) iptilä
(sinnliche) siddetli meyli tabit; kösnü, sehvet; vor ~ brennen kıç atmak (volkstüml.)