Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
BEKLECKERN : German Turkish

F lekelemek; sich ~ lekelenmek; üstüne basina b§ bulasmak; bse bulanmak; Da hast du dich nicht gerade mit Ruhm bekleckert. F Bu isten yüzünün akiyle cik-inamissm. Pek beceriksizce hareket etmissin

BEKLECKSEN : German Turkish

F lekelemek, kirletmek, bulastirmak; sich "* lekelenmek, kirlenmek. bulasmak, bulanmak

BEKLEIDEN : German Turkish

l. giydirmek
(e-e Wand) kaplamak, iksa etm.
(schmücken) süslemek, donatmak
(Amt) makam isgal etm.
(m. et.) a) (Rang, Würde) tevcih etm. b) (Amt) nasbütayin etm.
(Tau) naut. isparcana etm.; sich ~ (mit) bsi giyinmek

BEKLEIDET : German Turkish

: ~ sein (mit) bsi giyinmiş olm

BEKLEIDUNG : German Turkish

f l. elbise, libas, ruba, giyecek, giysi, melbusat
iksa, kaplama, örtü
süs, tezyin(-at)
tevcih
nasbütayin; Unfähigkeit f zur ~ öffentlicher Ämter jur. hidemati ammeden memnuiyet; kamu hizmetlerinden yasaklik

BEKLEIDUNGSAMT : German Turkish

n mil. askeri melbusat dairesi

BEKLEIDUNGSGESCHÄFT : German Turkish

n giyim evi

BEKLEIDUNGSINDUSTRIE : German Turkish

f hazir elbise sanayii

BEKLEIDUNGSKAMMER : German Turkish

f mil. giyim esya debboyu

BEKLEIDUNGSSTÜCK : German Turkish

n giyecek esyasi; elbise parcasi

BEKLEISTERN : German Turkish

F l. zamk (kola, ciris) sürmek
(beschmieren) kirletmek, pisletmek; sich ~ kirlenmek, pislenmek; üstü basi lekelenmek

BEKLEMMEN : German Turkish

l. sik(istir)mak, tazyik etm.
(bedrücken) eziyet etm., zulmetmek
(ängstigen) korkutmak; endiseye düsürmek
(den Atem benehmen) nefesi daraltmak
(ersticken) bogmak
end sikintili; can sikici; bungun 2ung/
tazyik, siklet, sikinti, can sikmtisi
(Alptraum) karabasan, käbus
nefes darligi;
verursachen sikinti vermek

BEKLOMMEN : German Turkish

: sich ~ fühlen yiiregi (od. ici) sikilmak; hafa-kanlar bogmak (od. basmak); j-m ~ ums Herz werden ruhuna sikinti basmak Qhelt f s. Beklemmung

BEKLOPFEN : German Turkish

vurarak yoklamak

BEKLOPPT : German Turkish

F l. delice, kacik; akli basinda olmayan
(dumm) aptal, budala, ebleh

BEKOCHEN : German Turkish

F yemeklerini hazirlamak

BEKOHLEN : German Turkish

naut. kömür vermek

BEKOMMEN : German Turkish

l. (erhalten) almak; eline verilmek
(erreichen) elde etm., istihsal etm.
(Schnupfen) nezie olm.
(Durst) susamak
(Zug, Dampfer usw.) yetis-mek
(zu Gesicht) görmek, fark etm.
(Kinder) cocugu olm.
(Junge) (Tier) yavrulamak
(Zähne, Geschwür) dis, ciban cikarmak
(e-n Bauch) göbek baglamak
(in seine Gewalt) ele gecirmek; nüfuzu altma almak
(graue Haare) saclanna kir düsmek
(Fieber) ates basmak
(Angst) korkuya tutulmak
(Risse) catlaklar, yanklar husule gelmek
(Arbeit) is bulmak
(gut) sihhatine yaramak; iyi gelmek
(nicht od. schlecht) yaramamak; fena gelmek; zaranni görmek; (Milch e-m Kind) cocugu sut calmak
(Ohrfeige, Strafe usw.) yemek
(Lust) bsi yapma^a heves-lenmek
(et. satt ~) usanmak, bikmak, illallah demek
(Wutanfall) babalan tutmak; küplere binmek; Wohl bekomms! l. (beim Frisör, nach dem Bad usw.) Sihhatlar olsun!
(beim Essen) Afiyet(-ler) olsuni
(beim Trinken) Sihhatinize! Serefinizel
(bei Einnahme e-r Medizin) Sifalar olsun! Ich habe noch hundert Pfund zu ~. Alacagim yüz liradir. Es gibt nichts, was in London nicht zu ~ wäre. Londrada yok yok. Einfach nichts zu ~ ! F Yer demir gök bakir. Ich habe Wasser ins Ohr ~. Kulagima su kacti. nehmen, was man bekommt aza coga bakmamak; Wie ist Ihnen diese Arznei ~? Bu iläc size nasil geldi? Das bekomme ich zugeschickt. Bana gönderilecektir

BEKREUZIGEN : German Turkish

: sich ~ l. hac (od. istavroz) cikarmak
flg. „Allah göstermesin" diye söylemek; ,,hafazanallah" demek

BEKRIECHEN : German Turkish

(Insekten) üzerine sürünmek

BEKRIEGEN : German Turkish

harp etm., mücadele etm

BEKRITTELN : German Turkish

pej tenkitcilik yapmak; kmamsimak, muaheze etm.; mizmizlanmak; kabahat bulmak

BEKRITZELN : German Turkish

(Wand, Bank usw.) ciziktirmak, cizmek, karala-mak

BEKRÄFTIGEN : German Turkish

l. (bestärken) kuvvetlendirmek, saglamlastir-mak, takviye etm.
(bestätigen) tekit etm., pekitmek; tasdik, teyit, temin etm.; gerceklemek, dogrulamak

BEKRÄNZEN : German Turkish

celenk ve girlant ile süslemek