Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
BELOBIGUNG : German Turkish

l. öv(ül)me
fr. (in Schulen) tahsin. aferin
s.schreiben n takdirname

BELOHNEN : German Turkish

l. (j-n für et.) b-ni bsden dolayi mükäfatlandirmak
(et.) bsi mükäfatlandirmak
allg. müstahakkını vermek
(mit Undank) iyilige karsi kötülük etm

BELOHNUNG : German Turkish

f mükäfat, ödül, ikramiye, prim

BELSAZAR : German Turkish

n. pr. Baltazar

BELUGA : German Turkish

zo. ak balina

BELUSTIGEN : German Turkish

egiendirmek, keyiflendirmek, ncselendirmek, güldürmek; sich ~ l. egienmek, keyiflenmek, neselen-mek; (bsi yapmakla) gününü gün etm.
(spotten) alay etm., istihza etm.
end egiendirici, egienceli ^ung / egience

BELÄCHELN : German Turkish

se gülümsemek, tebessüm etm

BELÄMMERT : German Turkish

s. helemmert

BELÄSTIGEN : German Turkish

l. (stören) rahatsiz etm., huzurunu kacirmak; icini sikmak; havale olm.; ba§ agntmak
(zudringlich sein) taciz, tasdi, izac, tasallut etm.; siklet vermek; satasmak; tebelles (od. musallat) olm.
(behelligen) eza etm.; kancayi (oltayi, cengeli) takmak; basa binmek; omuza cikmak
(Dame) sarkmtilik etm.
iskeleyi kokutmak (volkstüml.); Ich muß Sie nur nich einmal ~. Size son bir zahmetim daha olacak. Belästige nicht alle möglichen Leute, sondern kümmere dich selbst um deine Angelegenheiten Suna buna bulasma da isine bak! ^ung/ I. rahatsizlik
taciz, tasdi, iza«;
eza
sarkintilik; über
en Klage führen tacizlik getirmek

BELÜFTEN : German Turkish

havalandirmak

BELÜGEN : German Turkish

yalania aldatmak; V; ayak yapmak

BEMALEN : German Turkish

l. naksetmek, resmetmek
(m. Farbe) boyamak; sich ~ F pej. makiyaj yapmak

BEMANNEN : German Turkish

tayfa ile techiz etm.; tayfalandirmak
t: nicht voll ~ noksan tayfali;
e Raumsonde insanli uzay araci 9ung / tayfa, mürettebat

BEMAUSEN : German Turkish

F b-den bsi calmak, asirmak, V: tinklamak

BEMEISTEM : German Turkish

häkim olm., zaptetmek, yenmek; Er konnte seinen Ärger nicht ~. öfkesini yenemedi. sich ~ k-ne häkim olm

BEMERKBAR : German Turkish

hissedilir, hissolunacak, mahsüs, görülebilir; secilmesi mümkün; göze carpan; sich ^ machen l. k-ni hissettirmek; bir mevcudiyet {od. varlik) göstermek; kokusu cikmak; belirmek; meydana cikmak
(die Aufmerksamkeit auf sich lenken) dikkati kendi üzerine cekmek; k-ni göstermek
(von neuem) (Krankheit) tepresmek, nüksetmek; Der Südwestwind macht sich ~. Lodosun hatin sayilir

BEMERKEN : German Turkish

l. (wahrnehmen) farkına varmak; farketmek, secmek, müşahade etm., görmek, keşfetmek; V: çakmak
(äußern) söylemek, buyurmak, ifade ve beyan etm., mütalaa etm.
(nachdrücklich) mülähazalar dermeyan etm.; ehemmiyetle kaydetmek; Wobei noch zu ~ wäre, daß
.. Kaldi ki
..; Haben Sie noch et. dazu zu ~? Bunun hakkinda söyliyeceginiz bir sey daha varmi?

BEMERKENSWORT : German Turkish

dikkateşayan (läyik,deger); sayanı kayit; hatırı sayılır
(bedeutsam) mühim, önemli

BEMERKUNG : German Turkish

l. (schriftliche) not, hasiye, mülähaza, kayit
(mündliche) söz; fikir ve mütalaa beyani
(scharfe) tembih, ihtar
(-en pl.) (als Rubrik) düsünceler
(spöttische) igneli söz; spöttische
en machen (über) b-ni, bsi ignelemek;
en machen (über) (tadelnd) bsde, b-de kusur bulmak

BEMESSEN : German Turkish

l. (zumessen) hissesini ayirmak
(nach) bsi bsle ölcmek, takdir etm.
(e-e Zeit festlegen) bir müd-det tayin etm.; mühlet vermek; sich ~ lassen (nach et.) bse göre ölcüirrek; Meine Zeit ist knapp ~. Vaktim kit. gut ~ (Gehalt) dolgun •

BEMITLEIDEN : German Turkish

-rie acimak, merhamet etm.
s.wert acinacak; sayam merhamet (od. sefkat); boyun egri; bedbaht

BEMITTELT : German Turkish

vakti hali yerinde; hoshai, maldar; mal mülk sahibi; parali, zengin; gömlegi kaiin; tuzu kuru; ~ sein eli geni§ olm

BEMOGELN : German Turkish

F hile yapmak; dolandirmak; trisörlük etm. spez. oyunda aldatmak

BEMOL : German Turkish

mus. bemol (isareti)

BEMOOST : German Turkish

l. yosunlu
ßg. (Studentensprache) ihtiyar. yasli, moruk