Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
BEORDERN : German Turkish

emir vermek; bsi yapmasini emretmek; j-n zu sich ^ geimcsini emretmek; irgendwohin ~ bir yere gitmesini emretmek

BEPACKEN : German Turkish

yüklemek, tahmil etm

BEPANZERN : German Turkish

zirhla(ndir)mak; zirh kaplamak

BEPFLANZEN : German Turkish

l. nebat dikmek, gars etm.
(mit Bäumen) agacla(ndir)mak

BESCHAFFEN : German Turkish

l. gölgelc(ndir)mek; gölge etm. (od. salmak)
(beobachten) adim adim takip etm.; gözetlemek; pesini birakmamak
Fb. marke etm.
et l. gölgeli
gözetlen-mis
Fb. marke

BESCHAFFUNGSKOSTEN : German Turkish

pl. tedarik masraflan

BESCHALLEN : German Turkish

med. ültrases dalgalariyle tedavi etm

BESCHAU : German Turkish

muayene, teftis, yokla(n)ma °en l. bakmak, seyretmek
(prüfend) yoklamak, muayene etm.; tetkik, teftis etm. ^llch l. rahat rahat ve kedersiz
(Mystik) murakabe halinde;
es Leben mücaveret
lichkeit / l. rahat rahat yasama
murakabe
teenni

BESCHEID : German Turkish

m l. cevap, karsilik
jur. ihbar, tefhim
(Er-laß) karar(-name), emir(-name), hüküm
(Mitteilung) haber, malumat, enformasyon; j-m ~ geben l. malumat (salik, bilgi) vermek; haber göndermek; haberdar etm.
(amtlich eröffnen) tefhim etm.; j-m gehörig ~ geben (F: stoßen) azarlamak, tekdir etm., F sapartayi vermek, zilgitlamak; zilgit vermek; ~ wissen l. bilrnek; haberdar olm.; haberi (bilgisi) olm.; naki? almis olm.
(mit, in) väklf olm.; tarn malumat sahibi olm., F: daniskasini bilmek; avuc ici (od. avucunun icindeymis) gibi bilmek; ~ bekommen Hanyayi Konyayi ögrenmek; Lassen Sie uns ~ zukommen! Bizi habersiz birakmayini bis auf weiteren ^ yeni bir emir gelinceye kadar

BESCHEIDEN : German Turkish

(I) (Inf.) l. (zu sich) cağırmak; ayağına davet etm.; gelmesini emretmek
(zuteil werden lassen) hissesini tayin etm., ihsan etm., vermek
(abschlägig) ret cevabi vermek; sich ~ l. (mit) iktifa etm., razi olm., katlanmak, yetinmek; kanaat etm.
(sich einschränken) masraflanni azaltmek; ayagini yorganina göre uzatmak; Es war mir nicht beschieden. Kismet olmadi. Nasibim olmadi. Möge Ihnen das gleiche Glück beschieden sein! Darısı basımıza!

BESCHEIDEN(II) : German Turkish

(II) (Adj.) l. (anspruchslos) mütevazi; başı önünde; mahviyetli; gözü tok; alcakgönüllü; yüzü yerde; kurumsuz, kibirsiz, iddiasiz
(achtungsvoll) edepli, saygili, terbiyeli; takt sahibi
(einfach) sade, sansiz, söhretsiz, gösterissiz, dervismesrep
(gering) kücük, az; (Mitarbeit; Hfl.) murane
(sparsam) idareli, muktesit, tasarrufkär
(genügsam) kanaat sahibi; kanaatkär
(Geschenk) äcizane, naciz
(still, verträglich) mazlum, sessiz, uysal
(übermäßig) ayak türabi (gibi)
(Preise) mutedil, uygun
F s. beschissen; ~ bürgerliches Leben ortahal; in ^ bürgerlichen Verhältnissen lebend ortahalli; in
em Maße hafif tertip; ~ leben tencerede pisirip kapaginda yemek; meine
e Behausung bendehane ~heit f. l. tevazu, mahviyet, alcakgönüllülük, gönülsüzlük, kibirsizlik
dervislik, gösterissizlik, sadelik
mazlumiyet
edep, saygi; ~ an den Tag legen tevazu (od. mahviyet) göstermek

BESCHEINEN : German Turkish

ziya nesretmek; aydinlatmak

BESCHEINIGEN : German Turkish

l. tasdik etm.; yazi ile tekit etm.; tevsik etm.
(bezeugen) sahadet etm.
(den Empfang) a) (von Geld) makbuz vermek b) (von Briefen) vusulünü bildirmek
ung / l. vesika, tasdik(-name), rapor, sertinka, sahadetname, beige
(Quittung) makbuz, alindi
a. mit. ilmühaber

BESCHEIßEN : German Turkish

V l. boklamak
(betrügen) aldatmak; s.a. beschissen

BESCHENKEN : German Turkish

l. (j-n) b-ne hediye vermek
(j-n m. et.) b-ne bsi hediye, ihsan etm

BESCHEREN : German Turkish

l. (hediye olarak) vermek; bahsetmek
(bringen) getirmek; Europa den Frieden ~ Avrupayi sulha kavusturmak ^ung / l. hediye, ihsan dagitilmasi
pr. Noel hediyeleri
iron. (a. e-e schöne ^) nahos bir sürpriz; Da haben wir die
~/ Göründü Sivasin baglan! ^attik! Hapi yuttuki (volkstüml.): Var babana seläm söylel

BESCHEUERT : German Turkish

F l. (dumm) ahmak, ebleh
(verrückt) deli, mecnun; aklini oynatmis

BESCHICHTEN : German Turkish

üzerine tabaka sürmek

BESCHICKEN : German Turkish

l. (Parlament usw.) mebus (murahhas, mümes-sil, temsilci, milletvekili) göndermek
(Messe, Ausstellung) katilmak, istirak etm.
(Hochofen) doldurmak
(sein Haus) z. va. islerini yoluna koymak

BESCHIEßEN : German Turkish

ates etm., atese tutmak, ates altina almak, topa tutmak, bombardiman etm., dövmek

BESCHILDERN : German Turkish

(sokak) levhalari takmak

BESCHIMPFEN : German Turkish

sövmek; sövüp saymak; hakaret, tahkir etm.; b-nin silsilesine okumak; küfürler savurmak; sebbüset-metmek; camur atmak; atlstirmak; rüsvay etm. yuf borusunu calmak; V: kalayiamak, b-ne kalay basmak; j-n wüst "- b-nin üstüne basina etm.; sich wüst ^ biri-biriyle sövüsmek; sövüsüp sayismak; afismak; atlsip tutusmak 2ung/ hakaret, tahkir. seöbüsetim

BESCHIRMEN : German Turkish

l. muhafaza ve siper altina almak; himayesine almak
(verteidigen) müdafaa etm.
(schützen) vikaye etm., korumak, kollamak, göz etm

BESCHIRRUNG : German Turkish

kosum malzemesi

BESCHISSEN : German Turkish

V boklu, yas, kötü, nahos; ^ wie e-e Hühnerleiter V bombok