Germany To Turkish
BESCHIß : German Turkish
m V yalan dolan; hile; dolandincilik
BESCHLABBERN : German Turkish
F dil dökerek kandirmak; sich ~ yemek yerken elbisesini kirletmek
BESCHLAFEN : German Turkish
istihareye yatmak; bsi ertesi güne birakmak
BESCHLAG : German Turkish
m l. demir; maden techizati; cember
(Huf2) nailama
(Hufeisen pl.) nailar
(feiner Niederschlag) bugulanma, bugu, hohlanma, duman, pus
(Schimmel) küf
jur. haciz, vaziyet; el koyma; zahlt, müsadere
naut. ambargo; mit ^ belegen l. haczetmek; haciz (od. el) koymak; müsadere etm., zaptctmek, tevkif etm., vaziyet etm.
naut. ambargo koymak
fig. k-ne inhisar ettirmek
eisen n cember demir
BESCHLAGEN : German Turkish
(II) (Adj.) l. (Spiegel usw.) bugulu, donuk
(Wand) rutubetli
(Eßwaren) küflü
(Pferd) nail«
(in et. gut ^ sein) bs hakkmda vukuf sahibi olm.; bsi iyi bilmek; bir sahada yedituläsi olm.
(ausgezeichnet ~) Seh. depo; beton gibi
schlecht ~ in Geographie cografya düskünü
BESCHLAGHAMMER : German Turkish
m (des Hufschmieds) nailama cekici
nähme / l. haciz, vaziyet; el koyma; zoralim, zahlt, müsadere, tevkif
(neutraler Schiffe) angarya 9nahmen
haczetmek; el koymak; zor alimma carpmak; zaptet-mek; müsadere, tevkif etm.
(Zeitung) topla(t)mak
naut. ambargo koymak; vaziyet etm.
schmied m nai-bant
zelsing m naut. likatura, kaicete
BESCHLEICHEN : German Turkish
l. gizlice yaklasmak
(Angst, Sorge usw.) almak, tutmak
BESCHLEUNIGEN : German Turkish
l. tacii, tesri etm.; teziestirmek, cabuklastir-mak, hizlandirmak, süratlendirmek, akselere etm.
(den Schritt) adimlanm siklastirmak; sich ~ l. tezies-mek, süratlenmek, hizlanmak; hiz almak; cabuklasmak;
t l. müstacel
Adv. müstaceliyetle
es Verfahren jur. seri muhakeme usulü;
er Puls med. sik nabiz 9ung / acele, tacii, istical, ivme, akselerasyon, teziik; Mit et. ~ bitte! F Qabukcenel beschließen l. (festlegen) karar vermek; kararlastirmak
(abstimmen) rey vermek
(beabsichtigen) tasmim etm., azmetmek, cezmetmek, niyet etm.
(gerichtlich) hüküm vermek
(beenden) kesmek; nihayete erdirmek
(sein Leben) ölmek ^e^ m z. va. vekilharc, kähya ^er^n/ l. idareci
(im Hotel) camasira bakan kadin
BESCHLIEßEN : German Turkish
s. beilegen (l)karar vermek; bitirmek, son vermek
BESCHLOSSEN : German Turkish
vgl. beschließen. Es ist
e Sache, daß
..
.. takarrür etmistir. in et. ~ liegen icinde bulunmak
BESCHLUß : German Turkish
m l. (Entscheidung) karar, hüküm, muhakeme, yargi(-lama)
(Abstimmungs2) rey
(Absicht) azim, cezim, tasmim, niyet
(Ende) son, nihayet, netice, sonuc; ~ fassen karara varmak; karar vermek; den
~ bilden (machen) bitirmek, nihayetlendirmek; sonuncu olm. 21ählg haddi nizamiye malik; nisabi haiz Tählg-keit / haddi nizarrn; nisabi ekseriyet
fassung / karara varma; karar ittihazi
BESCHMEIßEN : German Turkish
F s. bewerfen
BESCHMIEREN : German Turkish
l. (aufstreichen auf) siva(la)mak, sürmek
(m. Fett od. öl) yaglamak
(beschmutzen) bulastirmak, kirletmek, pislemek
(Papier usw.) karalamak; sich
kirlenmek; üstü basi lekelenmek; Ich habe mich mit Farbe beschmiert. Boya üstüme bulasti. Das Kind hat sich das Gesicht mit Marmelade beschmiert. (yOcuk receli yüzüne sivadi
BESCHMUTZEN : German Turkish
l. kirletmek, pislemek, telvis etm., mundar-lamak; camur (kara, berbat) etm.
fig. lekelemek; sich ~ l. üstü basi kirlenmek
(spez. Kleinkind) altina etm., altina kacirmak
t pis, mundar, kirli, bulasik, camurlu
BESCHNARCHEN : German Turkish
F l. istihareye yatmak; bsi ertesi güne birakmak
allg. (überlegen) düsünmek; ölcüp bicmek; iyice bakmak; yoklamak
BESCHNEIDEN : German Turkish
l. (kenaum) kesmek; bicmek, tayyetmek, yontmak
(rituell) sünnet etm.
(Bäume) budamak
(Hecke) kirpmak
(Reben) filizlemek
flg. azaltmak, indirmek
(j-m die Flügel ~) fig. hürriyetini tahdit etm. 2er m sünnetci Qung f sünnet, hitan 2ungsfeler / sünnet dügünü (od. cemiyeti) l
BESCHNEIT : German Turkish
karia örtülü; karh
BESCHNITTEN : German Turkish
sünnetli
BESCHNÜFFELN : German Turkish
; beschnuppem l. koklamak; kokusundan an-lamak
(P.) denemek, yoklamak
pej. bse burnunu sokmak; sich (gegenseitig) ~ l. koklasmak
(P.) birbirini denemek
BESCHOTTERN : German Turkish
cakiltasi dökmek; baiast dökmek (od. dösemek)
BESCHRANKT : German Turkish
(Bahnübergang) bariyerli; bekcili tren yolu Beschränktheit/ l. (des Raumes) darlik, sikisiklik
(der Zeit) azilk
(des Geistes) hamakat, gabavet, anlayissiz-lik, mankafalik, kafasizlik, darkafalilik, dargörüslülük
ung / tahdidat, kayit
BESCHREIBEN : German Turkish
l. (Papier) üstüne yazmak
tarif, tavsif, tasvir etm.; anlatmak, tanimlamak, vasiflandirmak, betimlemek, nitelemek
(zeichnen) resmetmek; cizmek; sich ~ fassen tarif e gelmek
end tasvirl, betimsel, deskriptif, vasft ^ung / tarif(-name), tavsif, tasvir, betim(-leme), portre; evsaf ve eskälini bildirme
BESCHREIEN : German Turkish
F: Ich will es nicht ~. Seytan kulagina kursun l
BESCHREITEN : German Turkish
l. (Weg) ayagini basmak; adimini almak
(neue Wege) fig. cigir acmak
(Laufbahn) bir kariyere salik olm.
(Rechtsweg) mahkemeye müracaat etm
BESCHRIFTEN : German Turkish
l. üzerine yazi yazmak
(e-r Bildbeschreibung beigeben) lejant ilave etm.
et:
er Stein yazili ta§ ^ung/ l. yazi. kitabe
lejant
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani