Germany To Turkish
ABÄNGSTIGEN : German Turkish
sich ~ endiselenmek; korkudan kuvvet ve kudreti kesilmek
ABÄRGERN : German Turkish
sich ~ (mrt)-den,-dan dolayi öfkelenip durmak
ABÄSEN : German Turkish
(Wild) yiyip bitirmek
ABÄSTEN : German Turkish
dallanm kesmek; budamak, kabaklamak
ABÄTZEN : German Turkish
l. (m. Salzsäure usw.) asindirmak, gidermek
med. daglamak, koterize etm., kostikle muamele etm., yaki yakmak
ACAJOUBAUM : German Turkish
m s. Nierenbaum
ACH : German Turkish
! ahl ha! vay! of! heyhat! hayfa(-ki)! eyvah! yazik]
~ jat Ha evet! Evet öyle! Anhyorum! ~ nein/ Yok canim! Öyle degil! ßilmiyorsun iste! ~ nur so/ (nichts- sagende Antwort) Bre, muhabbet olsun diye! ~ so? Ya, öyle nii? ~ so/ Aha! Ha anhyorum! Ya demek öyle! ~ so ein Jammert Vah vah cok yazik olmus! ~ und well schreien ahüvah etm.; ~ was/ Bah! Ne diyorsun! Bakindi liele! Adam sen de! ~ wie schön! A, ne giizel!
isf dos wirklich so gewesen? Öyle oldu ha? ~ wo! l. Hie öyle degil; /-: aa(h)
Ne gezer! Hey gidi hey! Ne münasebct! Vok canim! ~ willsl du auch mitreden? Haydi sen del ~ wenn du wüßtest, was mir alles passiert ist! Sorma basiniiza gelenleri! mit ° und Krach güc bcl;"i; bore harc
ACHAT : German Turkish
m akik; Siileyman tasi; Süleymani, agat
kugel / (fr. zum Glätten von Papier) mühre
ACHILLES : German Turkish
n. pr. Asil
ferse f flg. tirnak yeri; kan alacak da- mar; bamteli; die ~ treffen yarasina dokunmak –sehne füll. veteri kab; asik kirisi
ACHROMATIN : German Turkish
n biol. linin ^isch (Linse) renksemcz, akroma- tik
opsle / renkkörlügü; akromatopsi
ACHSABSTAND : German Turkish
m techn. dingil araligi
band n araha takim baglantisi; (äußeres) dl? kundak baglantisi
büchse / dinRi] kovani; poyra
druck m dingil basinci (tazyiki)
e/ l. niihver. eksen
(am Wagen) dingil
(Welle) mil per ~ F tekerlekli vasita ile spez. trenle
ACHSEL : German Turkish
I. omuz
koltuk; die ~
od.
n) (od. mil der ~ oil. mil den
n) zucken omuz silkmek; et. auf die leichts ~ nclimen isin alayinda olm.; umursamamak; sakaya almak ya^ yere yntniak; über die ~ ansehen fig. hakir görmek; kiii.iinisemek, turfalamak;
band n (an Kleidern) brötel, strep
beln n s. Schulterbein.
Matt n (an Kleidern) subra, koltuk
blick m istihfafkär bakis; yukaridan asaglya bakis
grübe;
hohle / koltuk alti; (nahiyei iptiye)
klappe f mil. omuzluk; erat apoleti
schweiß m koltuk teri
stück n omuzluk; subay apoleti; (Marine) ispalet
träger m s.
band.
zucken n omuz silkme
ACHSENANTRIEB : German Turkish
m dingil hareket düzeni
bruch m dingil kirilmasi
drehung / deveran, dönme, cevrinti
lager n dingil yatagi; mil yatagi
mächte pl. bist. mihver devlet- leri
relbung / dingil sürtünmesi;
schub m eksenel iler- leme unidrehung/deverani hareket; dönme
zyllnder m (Neurit) an. silindir eksen; mihveri üstuvant; akson
ACHSFUTTER : German Turkish
n dingil yatagi ^lal s. axial.
Igkelt / s. Aviali- tät.
nagel m kavela 9recht eksenel, mihveri
schere / makas
stand m s. Achsenabsland.
welle / dingil mili
ACHT : German Turkish
sekiz heute in ~ Tagen (od. heute über ~ Tage) gelecek hafta bugün; heute vor ~ Tagen bundan bir hafta evvel; auf ~ anwachsen sekizlemek; sekize baiig olm
ACHTBAR : German Turkish
l. (ehrenwert) sayam takdir; serefdeger; sayglya läyik
(geachtet) muhterem, muteber, saym
ACHTECK : German Turkish
n geom. sekizgen, müsemmen °ig sekizköse(-Ii)
ACHTEL : German Turkish
n l. sekizde bir
mus. (a.
note /) kros, sekizlik, cengelli
pause J mus. sekizlik es
ACHTEN : German Turkish
l. (ehren) takdir, hürmet, itibar etm., saygi gnster-mek, degerlendirmek; hatinni saymak; adam yerine koymak
(schätzen) ehemmiyet, klymet vermek
(Ge-setze) tammak, riayet etm.
(für) telakki etm., saymak
(auf) dikkat, itina etm.; bakmak
(gering) hör gör-mek; auf j-s Worte ~ kulak vermek; bsi dinlemek; für nichts ~ hice saymak; geachtet itibarli; bellibasli; hatin sayilir; saym, muteber, ünlü; nicht mehr ~ sein itiban kalmamak; nazardan düsmek
ACHTENDER : German Turkish
m sekiz budakli beyik
ACHTENS : German Turkish
sekizinci olarak; va. saminen
ACHTENSWERT : German Turkish
sayam takdir (hürmet, ihtiram); saygideger
ACHTER : German Turkish
naut, art, arka; von ~ kommen (Wind) pupadan esmek; 2ml. (Sport) sekiz kürekli skif
(bei Fahrrad) sekiz rakami seklindeki kivnnti
aus naut. tornistan. Der Wind kommt von recht ~. naut. Rüzgär pupa esiyor. "bahn / Rusdagi 9brise / naut. pupa hava "deck n kic güverte
lastig (Schiff, Flugzeug) kici fazia yiiklü lei sekiz cesit(-li) °piek / nau(. kuruz "räum m nour. santa- barba Sschiff n geminin kici "sitz m kic oturagi ^stek m naut. krupi bagi ^wache / nnut. pupa nöbetcisi Swind m naut. pupa(-dan) rüzgär
ACHTFACH : German Turkish
; achtfältig l. sekiz kat (kerre, dcfa)
(Ausferti- gung) sekiz nüsha olarak SfüBler m zo. ahtapot
ACHTGEBEN : German Turkish
l. (auf) bse dikkat etni., goz kiilak olm.
(daß nicht.
) sakinmak
(aufpassen) iyi bakmak, V: kitakse etrn. Er sollte auf das Gepäck ~. F-syayi ona bek-lettim. ~, daß man nicht krank wird hastaliktan sakin- mak; ~, daß e-m nichts Böses widerfährt ayaklanm tastan esirgemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani