Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
ANDROMEDA : German Turkish

n.pr, Andromed

ANDRÄNGEN : German Turkish

tehacüm etm., sikistirmak

ANDRÜCKEN : German Turkish

sik(istir)mak; sich ~ oksayarak yaklasmak; sokulmak

ANDÄCHTIG : German Turkish

l. tahayyüläta varmis (od. dalmis); haleti istigrakta; vecde müstagrak; husu icinde; takva ile
fig. dikkatli

ANECKEN : German Turkish

l. bir yere carpmak 2,ßg. (Anstoß erregen) darginliga sebep olm.; zülfüyare dokunmak

ANEEDEIHEN : German Turkish

^ lassen l. (Ki!te) kavirniar., himmet ftn.; elindeii tiitmak
(Schiit) !iini.iye t;trn., kormnak
(Pne^ei bakmak
af.g. vern.ek, hahsetirifk, terni-i em

ANEIFERN : German Turkish

canlandirmak, tesvik etm

ANEIGNEN : German Turkish

sich et. ~ l. k-ne (od. üstüne) mal etm.; kabullen- mek; üstüne oturmak (od. yatmak); gaspetmek, benimsemek; ilhak (temellük) etm., yutmak, tesahup etm.
(Gewohnheit) edinmek
(Sprache) ögrenmek
(Kennt- nisse) kazanmak, elde etm., ele gecirmek; Iktisap, istihsal etm

ANEINANDER : German Turkish

irbirine yakin (bagli, karsi), yanyana, sikisik
fügen birbirine eklemek
geraten intr. catismak; yumruk yumruga gelmek; kavgaya tutusmak grenzen bitismek; hemhudut olm.
grenzend muttasil, bitisik, hem- hudut hängen tr. birbirine baglamak; intr. birbirine bagli olm.; sich ~ takismak;
reiben birbirine sürtmek; sürtiistürmek, ogusturmak
reinen l. (heften) teyellemek, catmak
flg. siralamak, dizilemek, tanzim etm. –rücken intr. birbirine yaklasmak; sikismak; tr. birbirine yaklastirmak
stoßen intr. l. (angrenzen) ittisal (iltisak) etm; bitismek
(heftig) carpismak, vurusmak; tr. carpistir- mak, vurusturmak

ANEKDOTE : German Turkish

fikra, anekdot, latife
n.erzähler m fikraci

ANEKELN : German Turkish

igrendirmek, tiksindirmek, usandirmak; mideyi bulandirmak; nefret uyandirmak; Der Geruch ekelt mich an. Kokudan icim kalklyor. sich angeekelt fühlen (von et.) bs karsisinda ikrah duymak

ANEMOGRAPH : German Turkish

m met. anemograf
meter n met. yel kuvvetini ölcmealeti;anemometre-ne/farf. Manisa lälesi; anemon, gelincik; numan cicegi; Olrit sakayiki
skop n anemoskop

ANEMPFEHLEN : German Turkish

l. ehemmiyetle tavsiye etm., tembih etm.
(anvertrauen) emanet etm

ANERBIETEN : German Turkish

sich ~ (z.va.) bsi yapmak tekllfinde bulunmak 2 n teklif, takdim

ANERKANNT : German Turkish

Adj. herkesce tamnmis; me^hur(-u älem); mü-sellem; söz götürmez
er.maBen Adv. umumiyetle teslim edildigi vechile

ANERKENNEN : German Turkish

l. tanımak
(billigen) tasvip etm.
(bestätigen) tasdik etm.
(genehmigen) kabul ve tensip etm.
(loben) medih ve sena etm.; sitayisle bahsetmek (bsden); takdir etm.
(zugeben) teslim ve itiraf etmek; jur. ikrar etm.; nicht ~ jur. tanımamak; inkär (itiraz) etm.; nicht mehr als sein Kind ~ evlätlıktan reddetmek; ein Tor ~ (Schiedsrichter; Fb.) bir gol kabul etm.; Die Erben haben diese Schuld nicht anerkannt. Mirasçılar bu borcu tanımadılar

ANERKENNEND : German Turkish

: ~ sprechen (von); sich ~ äußern (über) b-den sitayişle bahsetmek; b-nin senasında bulunmak

ANERKENNESWERT : German Turkish

takdire değer

ANERKENNTNIS : German Turkish

n,f l. (e-s Kontoauszuges usw.) uygunluk belgesi
jur. ikrar

ANERKENNUNG : German Turkish

f vgl. anerkennen. Er sprach von der Türkei in Worten höchster ~. Türkiyeden cok sitayişkär bir lisanla bahsetti. Das verdient die höchste ~. Ne kadar takdir edilse yeridir

ANERKENNUNGSSCHREIBEN : German Turkish

n takdirname

ANEROLDBAROMETER : German Turkish

n anerolt

ANERZIEHEN : German Turkish

(j-m et.) b-ni bse alistirmak; azar azar ögretmek

ANESSEN : German Turkish

sich e-n Bauch ~ F göbek sisirmek

ANEURYSMA : German Turkish

n med. anevrizma