Germany To Turkish
SINKEN : German Turkish
l. (fallen) düsmek, sukut etm.
(sich senken) inmek, alcairnak
(Sonne, Schiff usw.) batmak
(in et.) bse gömüimek, saplanmak
(sich vermindern) azalmak, eksilmek
(verlorengehen) zail oim.. kaybolmak; die Stimme ^ lassen sesini kismak; den Kopf ^ lassen boynunu bükmek; in Ohnmacht ^ k-den gecmek; bayilmak; in Schlaf — uykuya dalmak
SINN : German Turkish
m l. hasse, duygu
(Empfänglichkeit) duyarlik, duygunluk, hassasiyet
(Verständnis) anlayis
(Gefühl) his, duygu, ihtisas
(Geschmack) zevk, haz
(Bedeutung) mana1, anlam, medlul, meal, ruh, mefhum, kavram; (tieferer) icyüz, bätin
(Trachten) meram, maksat, niyet
(Wunsch) arzu, istek
(Verstand) akil, zihin, kafa, an, anhk
(Charakter) karakter, seciye, cibillet, mizac
(Inhalt) diyem, mantuk, mazmun; e-n ~ bekommen manali olm.; keinen —- haben (für) bsden hie anlamamak; bsle ilgilenmemek; anderen
es werden fikrini degistirmek; seine fünf
e zusammen haben sagduyu sahibi olm.; Viele Köpfe, viele
e. Spr. Her kafadan bir ses ciklyor. Spr. Nerede cokluk orada bokluk. Spr. Was für e-n ~ hat das? Bunun ne manasi vardir? e-n falschen ^ unterlegen mana cikarmak; Der gewöhnliche Sterbliche kann dahinter keinen ^ entdecken, iron. Hikmetinden sual olunmaz. Spr. Der ^ stand ihm nach Ruhm und Macht. Onun akli fikri hep söhret ve kudrette idi. sich et. aus dem ~ schlagen bsi aklindan cikarmak; bei
en sein akli fikri yerinde olm.; et. im ^ haben bsi kastetmek, ta-savvur etm., düsünmek; nichts Gutes im ^ haben kötü niyetler beslemek; in gewissem — bir dereceye kadar;
SINN (II) : German Turkish
j-m in den ~ kommen fikrine (aklina, icine, hatira) gelmek; aklindan (zihinden, gönlünden, F: karnindan) gecmek; gönlüne (icine) dogmak; sich et. nicht in den ^ kommen lassen rüyasinda görse hayra yormamak; Es will mir nicht in den ^. Buna bir türlü aklim ermiyor. in diesem ^ (z.B. et. schreiben) bu vadide; In diesem ^ habe ich das nicht gemeint. Demem o deme de^il. (F); in j-s /•s• handeln b-nin fikrine göre hareket etm.; sich im gleichen ^ äußern aym a^zi kullanmak; im wahrsten (od. vollen) ^ des Wortes kelimenin tarn (od. bütün) manasiyle; Es liegt mir beständig im ^. Hie aklimdan cikmiyor. dem
e nach ma-nen; Dos war so recht nach seinem ^. Onun tarn istedigi gibi oldu. ohne ^ und Verstand manasiz mantiksiz; abuksabuk, körükörüne; ganz von
en suuru bozuk
SINNBILD : German Turkish
-bild n timsal. sembol, simge, amblem, rumuz
SINNBILDLICH : German Turkish
9bildlich sem-bolik, timsall, remzi, simgesel; ~ darstellen sembolize etm.;
e Darstellung alegori; istiarei temsiliye
SINNEN : German Turkish
(über et.) bs hakkmda derin düsüncelere dalmak; all sein 2 und Trachten auf et. richten bsi parmagma dola-mak (od. sarmak); auf Böses ~ suiniyet sahibi olm.; auf Abhilfe ~ care aramak
d düsünceli, müteemmil °genuß m; 21ust / l. (Genußsucht) zevkperestlik
(sexuell) sehveni haz ^rausch m; 2taurnel m sehvet taskinligi
SINNENTSTELLEND : German Turkish
manayi bozan (od. tahrif edici)
SINNESÄNDERUNG : German Turkish
cayma; fikir de^istirme
art / l. huy, mesrep, seciye, mizas;
(Mentalität) zihniyet, mantalite
eindruck m intiba, izlenim, empresyon
empflndung / duyma, his, tahassüs, duyurn, hasse
organ n duyum orgam
täuschung /
yanilsama; galati his; vehmi havas
(Halluzination) birsam, sann, halüsinasyon
SINNFÄLLIG : German Turkish
ayanbeyan, besbelli, apasikär, bediht Qgedicht n epigram, igntleme
gemäß l. manasma uygun olan bzw. olarak
(analog) mümasil, analog; (Adv.a.) binaena-leyh;
e Übersetzung mealen tercüme
getreu manasma sadik kalan (bzw. kalarak)
ieren s. grübeln,
ig l. (gefühlvoll) hisli, ince, nazik, duygulu
(gescheit) akilli, makul
(sinnreich) zekäli, hünerli
lieh l. (sensoriell) ihsasi, duyumsal, duysal, hisst
(konkret) müsahhas, konkre, maddi, cismani
(geil) nefsani, sehvani, seh-vetli, kösnül, kösnicüi, capkin;
^ wahrnehmbar duyulur, mahsüs;
e Begierde kösnü, sehvet:
e Begierde empfinden sehvet damarlan kabarmak; ^lichkeit / sehvaniyet, sehvet(-perestlik), kösnü
los manasiz, abes, pestenkc-rani, delice; et. °es tun yayikta su dövmek; körler mahallesinde ayna satmaga benzemek; sich ^ zugrunde richten pir yoluna gitmek; — betrunken körkandil. kör-kütük; zilzurna sarhos; V: lursu; sich sinn- und nutzlos abmühen suyu mizrakla delmek 21osigkeit / manasizlik ^pflanze / bot. küstümotu, küskün otu; küsegen –reich l. manali. mazmunlu
(~ erdacht) akilh(-ca), hünerli; maksada uye;un 2spruch m l. siar, döviz, parola
(Aphorismus) vecize, aforizm, sagsöz, uzsöz, hikmet; kelämi kibar "verwandt ling. müteradif, esanlam(-h), anlamdas
voll manali; maksada uygun
widrig manasiz, abes
SINOLOGE : German Turkish
m:
in/sinolog
ie/sinoloji 2isch sinolojik
SINTEMAL : German Turkish
(-en) va.hum. madem ki
SINTER : German Turkish
m l. (Niederschlag) kilisli (od. kirecii) rüsup
(Tropfgestein) istalaktit. istalagmit, sarkit, dikit
(bei Metallbearbeitung) maden boku; cüruf
SINTFLUT : German Turkish
(a.fig.) tufan
SINUS : German Turkish
m l. med. bosluk, sinüs
math. ceyp, sinüs
kurve sinüsoit; sinüs münhanisi
SIPHNOS : German Turkish
n.pr. (Zykladeninsel) Yavuzca
SIPHON : German Turkish
m sifon
flasche / seltrojen
o.phoren pl. s. Staatsquallen
SIPPE : German Turkish
l. hisimhk, akrabalik, soy, karabet
pej. güruh; cumbur cemaat; klik
en.Torschung / ensap arastirmasi
schart s. Sippe
SIRENE : German Turkish
l. (Fabelwesen) denizkizi, siren
zo. s. Seekuh.
(Alarmgerät) canavar düdü^ü; siren; tehlike isareti
SIRIUS : German Turkish
m astr. Siryüs, Akylldiz fr. §irayi Yemani
SIRUP : German Turkish
m l. (Melasse) melas, lohuk
(Latwerge) agda
(dicker Obs^) pekmez
(Frucht2) surup
SISAL : German Turkish
(-agave /,
hanf m) m bot. sisal keneviri
SISIEREN : German Turkish
isaretlerle bildirmek
lampe / Th. isaret isi§i
pfeife / isaret düdü§ü
scheibe / isaret levhasi
tuch n pano
SISTIEREN : German Turkish
l. (einstellen) bse ket vurmak; bsi durdurmak
(verhaften) tevkif etm., yakalamak
SISYPHUS : German Turkish
n.pr. myth. Sizifa
arbeit / akintiya kürek cekme; deli pösteki sayar gibi; Sizifa kayasi; e-e ^ verrichten i^ne ile kuyu kazmak; pösteki saymak
SIT VENIA VERBO : German Turkish
häsa huzurdan: sözüm yabana
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani