Germany To Turkish
SPARKASSE : German Turkish
l. tutum bankasi; emanet san 1^
s. büchse.
konto n kücük cari hesap
SPARMAßNAHME : German Turkish
tasarruf tedbiri;
n ergreifen tasarrufa riayetkär olm.
pfennig m s. Spargroschen
SPARREN : German Turkish
m l. cati kirisi; baglama merte^i
fig. kaciklik; e-n ^ (zu wenig, zu viel) haben F tahtasi eksik olm.; kacik olm.; V: kafadan kontak olm.
köpf m arch. destekce
werk n cati kirisleri
SPARRING : German Turkish
l. n boks antrenmam
m pöncingbol
SPARSANI : German Turkish
l. tasarrufkär, tutumlu, muktesit, ekonom(-ik), idareli
pej. pinti, cimri; ~ umgehen (mit) bsi tasarruf la kullanmak; azirganmak; idareli kullanmak; ^ wirtschaften hesabini bilmek;
e Hausfrau idareli ev kadini 9kelt / l. tasarruf, tutum, idare, ekonomi, muktesitlik, artinm
pej. (Knauserigkeit) pintilik, cimrilik
(strengste Einfachheit) son derece sadelik; auf ^ bedacht sein idareye bakmak
SPARSCHWEIN : German Turkish
(-chen) n domuz seklinde kumbara
SPARTA : German Turkish
n.pr. (Griechenland) Isparta
SPARTAKIST : German Turkish
(in/) m ihtilälci komünist; Spartakist
SPARTANER : German Turkish
(in/) m ^isch Ispartali
SPARTE : German Turkish
kisim, sube, sinif, reyon
SPARTGRAS : German Turkish
n s. Esparto(-gras)
SPASMODISCH : German Turkish
med. tesennüct, spazmodik ^o.lytikum n med. antispazmodik 9o.phille / (der Kinder) ümmü sübyan; boncuk illeti; havale ^us m tesennüc, kasinma, ispazm(-oz)
SPASTISCH : German Turkish
s. spasmisch
SPAT : German Turkish
m l. min. spat
(beim Pferd) hayvan ayagmin oynak yerinin sismesi
SPATEISENSTEIN : German Turkish
m min. sideroz
SPATEL : German Turkish
m, f l. s. Spachtel.
med. dilbasan
SPATEN : German Turkish
m bei kü egi
stich m: den ersten ^ tun i 1k kazmayi vurmak
SPATHA : German Turkish
frof. kin
SPATIUM : German Turkish
n typ. espas
SPATZ : German Turkish
m l.
serce
(Kosewort) a) kücük cocuk b) »a^ta-likli cocuk; was schon die
en von allen Dächern pffifer.fig. sagir sultanm bile duyup bildi^i; Besser ein ^ in der Hand als e-e Taube auf dem Dach. Sp^ Bugünkü tavuk y«innki kazdan iyidir. Spr. Olmus olacaktan iyidir. Spr. Eir bugün iki yanndan yegdir. Spr. Du hast wohl
en umer dem Hut! F Basinda kel mi var(cikarsana sapkani) l
eck n (dial.) Ksp. celik comak
en.gehirn n: mit e-m ^ kus beyinli
en.leben n (das leicht erlischt) kus kadar can
en.zunge / bot kurtba^n
SPAZIEREN : German Turkish
gez(in)mek, dolasmak; gezmege gitmek •fahren vasita ile dolasmak
führen gezdirmek; gezme^e götür-mek
gehen yaya gezinmek; Ich will etwas ^. Ben biraz yürümek istiyorum. Gehen wir doch ein wenig in der Stadt spazieren! Biraz sehri dolasalim!
SPAZIERFAHRT : German Turkish
vasita ile dolasma
gang m yaya gezinti; tenezzüh; e-n ~ machen gezmege cikmak; yaya gezintiye cikmak
gänger(in /) m yaya dolasan
ritt m atla gezinti
stock m baston
weg m yaya yolu
SPAß : German Turkish
m saka, egience, latife, zevk; im (aus, zum) ^ l. latife olarak; sakadan; alay olsun diye; yalanciktan; egience icin
Ki. sakaciktan; ^ machen l. (j-m) b-ni e&lendirmek, sevindirmek; b-nin hosuna gitmek
(scherzen) a) saka etm. od. söylemek b) (miteinander) sakalasmak; ^ beiseite! §aka bertaraf (od. bir tarafa)! §akayi birakaliml seinen ^ mit et. treiben bsle alay etm.; Ein ^ muß seine Grenzen haben. Latife latif gerek. Spr.; Damit treibt man keinen ^l tsin saka götürür tarafi (od. yeri) yok.
^ vertragen können; ^ verstehen sakaya gelmek; sakadan anlamak; saka kaldirmak; So macht die Sache erst ^! Bu isin zevki böyle cikarl sich e-n ~ erlauben (mit j-m) b-ne saka yapmak cüretini göstermek; sich e-n ^ machen (aus) (yapmaktan) zevk duymak; Ohne Geld macht das Leben keinen ~. Para olmayinca hayatm zevki kacar. °en saka söylemek; latife etm.; Damit ist nicht zu ^. Bu is saka götürmez. Bu isin sakasi yok. 9haft; 91g l. egienceli, egiendirici, güldürücü
(komisch) gülünc, tuhaf, komik
macher m l. sakaci, nekre, latifeci
(Hanswurst) soytan, paskai, palyaco
verderber m oyun-bozan
vogel m l. alayci, horataci, takilgan, muzip
s.
macher
SPD : German Turkish
„Sozialdemokratische Partei Deutschlands“
SPECHT : German Turkish
m zo. agackakan
melse /
sivaci kusu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani