Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
SPECK : German Turkish

m l. domuz (balina v. s.) ya^i
F (beim Menschen) deri ile et arasindaki yag tabakasi; voll Dreck und ^ pimpis; an den ~ ran gehen F bir ise cesaretle baslamak; im ^ sitzen F boluk icinde yasamak; ^ ansetzen l. yag-lanmak
(P.) ^ismanlamak Sig ya^li; ^ werden (z.B. Rockkragen) vag olm., yaglanmak
nacken m kilise direkt gibt
schnitte ^ domuz yagi dilimi
schwarte / tüy- leri almmis domuz ya^i tabakasi
stein m min. l. yagh las; lardit
(Steatit) sabuntasi; steatit

SPEDIEREN : German Turkish

l. (Waren) yollamak, göndermek, sevk etm.; kamyonia nakletmek
(an die frische Luft) F hum. kapi disan etm. 9teur m nakliyeci; nakliye komisyoncusu; yükcü, sevkiyatci, irsalätci; (kleinerer) kiraci 9tion / l. nakliyat(-cihk), sevkiyat, yükcülük
(-s.geschäft) nak-liyat sirketi (od. firmasi); sevkiyat acentasi

SPEER : German Turkish

m l. kar^i, harbe
a. La. cirit, javelo
werfen n La. cirit atma
werfer(-in /) m La. ciritci

SPEIBECKEN : German Turkish

n \\. tükürük hokkasi
(spez. beim Zahnarzt) krasuvar

SPEICHE : German Turkish

l. tekeriek parmagi; ispit
(FahrradQ) reyon
an. önkol kemigi; azmi kübere

SPEICHEL : German Turkish

m I. salya, tükürük, luap; ap;iz suyu (od. köpügü)
(Auswurf a.) balgam; mit ^ anfeuchten tükürüklemek
drüse / an. tükürük bezi; guddei luabiye
TIuß m salya akmasi
lecker m fig. dalkavuk, mütebasbis, yaltak(-ci); kemik (od. canak) yalayici; saksakci, saklaban, alkisci, käselis
leckere! ffig. dalkavukluk, müdahane, tabasbus, saklabanhk, yaltak(ci)lik Qn salya akitmak

SPEICHER : German Turkish

m l. ambar, depo, antrepo, ardiye; (GctreideQ) silo
(Dachboden) damalti
geld n ardiye (parasi) Qn derambar (depo, iddihar) etm., yi^mak; techn. a. birik-tirmek, akümüle etm.
würzet / s. Wurzelknolle

SPEIEN : German Turkish

l. tükürmek
(sich erbrechen) kusmak gaseyan etm

SPEIERLING : German Turkish

m s. Spierling

SPEIGALT : German Turkish

n naut. frengi (od. lev) deligi
napf m s.
becken

SPEIS : German Turkish

m (südd. für Mörtel) duvar harci

SPEISE : German Turkish

l. yemek, gida, äs
(Gericht) kap, porsiyon
s. Speis.
eritilmis maden; can dökme^e mahsus bronz; köstliche ^ Lokman hekimin ye dedigi sey; (-n pl.) yiye-cekler, mekülät
brei m bioL kimüs, keymus
eis n don durma, glas
fett n (sadeyag, Urfa yagi, margarin gibt) yemeklik yag
haus n asevi; kebapei dükkäni; lokanta-kammer / kiler
karte / yemek listesi
kürbis m bot. sakizkaba^i ^n l. (essen) yemek yemek
(zu essen geben) beslemek; yemek yedirmek
techn. (versorgen mit) bsi temin etm.; zu Mittag (Abend) — ögle (aksam) yemcgi yemek
n.tolge / yemeklerin sirasi; mönü
öl/yemeklik zeytin yagi
röhre f an. yemek (od. mide) borusu; meri
saal m yemekhane; yemek salonu
satt m biol. kilüs, keylus
schrank m yemek dolabi
wagen m (Eisenbahn) yemekli (od. lokantali) vagon; vagon-restoran
wasser n techn. (für Dampfkessel) kazan besleme suyu "wasserpumpe / techn. fid tulumbasi
wasser.vorwärmer m techn. ekonomayzer

SPEIÜBEL : German Turkish

: Mir ist ^. Kusacagim geliyor

SPEKTABILITÄT : German Turkish

ir fakülte dekaninm resmT unvani

SPEKTAKEL : German Turkish

m l. (Lärm) gürültü patirdi; samata, hayhuy
(Aufsehen, Auftritt) teessür ve heyecan
(Skandal) rezalet, Skandal Qn gürültü patirdi etm

SPEKTRAL : German Turkish

tayft, spektral 9analyse / spektral analiz; tahlili tayfi

SPEKTROSKOP : German Turkish

n Spektroskop, tayfölcer
ie / spektroskopi, tayfölcümü

SPEKTRUM : German Turkish

n l. phys. tayf, Spektrum
fig. cesitlilik

SPEKULANT : German Turkish

m spekülatör, spekülasyoncu, kapatci, madra-baz
ation / l. spekülasyon
phil. kurgu, nazar, spekü-lasyon
ations.geschäft n kapatcshk ^ativ spekülatif; phil. kurgul, nazari ^ie^en l. borsada oynamak; spekülasyon yapmak
phil. nazariara dalmak
(auf et.) bsi ümit ederek ona göre davranmak

SPELT : German Turkish

m s. Spelz

SPELUNKE : German Turkish

p^/, l. adi meyhanc; batakhane, tripo; V: biti-rim (od. boguntu) yeri
(Räuberhöhle) hirsiz yatagi; izbe

SPELZ : German Turkish

m bot. kilciksiz (kaplica, kizil, delicc) bugday
efbot. l. kavuz, kilcik
hububat tanelerinin kabugu

SPELÄOLUGE : German Turkish

m speleolog
ie/speleoloji Qisch speleolojik

SPENDABEL : German Turkish

F cömert; eli acik 9e/ l. tebcrru, atiyye, ihsan
(Almosen) sadaka
(Geschenk) hibe, hediye
(bei e-r Sammlung) iane
en bagislamak, tebcrru etm., vermek, dagitmak, hibe etm. Qen. liste/ iane defteri °er(in/) m iane (bzw. kan) veren; yardimsever; edler ^ hayir sahibi
ieren F ikram (od. hediye) etm. Sier.hosen pl. F: die ^ anhaben cömertlik etm

SPENGLER : German Turkish

m s. Klempner