Germany To Turkish
SPERBER : German Turkish
m l.
atmaca; (kleinere Art) cura
s. Spierling.
eule/zo. /a^anos (kusu)
grasmücke / zo. cizgili öticgen kusu
SPERENZCHEN : German Turkish
;Sperenzien pl. F l. (Ausflüchte) kacamakh sözler
(Schwierigkeiten) müskülat
(Umstände) teklif tekellüf
(Ziererei) nazianma
(Umschweife) dolam-bacli ifade
SPERK : German Turkish
m s. Spcrk
SPERLING : German Turkish
m zo. serce; Es fällt kein ^ auf die Erde ohne den Willen Gottes. (Bibel} (etwa): Allahin öldüremcdigini kimse öldüremez. Spr.
s.vögel pl.zo. sercegiller, asafir
SPERMA : German Turkish
n biol. bei suyu; meni, s^erma; mai d.-ifik; V: kafa ya§i
to.genese / s. Spermiogenese.
to.rrhö(-e) / med. seyeläni meni
to.zoon n biol. erkek eseylik gözesi; Sperma hayvancigi; hüveyni menevi
zey-i) n ispermecet; balik nefsi
SPERMIOGENESE : German Turkish
Sperma olusmasi; spermatogenez
ium n s. Spermatozoon
SPERRANGELWEIT : German Turkish
ardma kadar acik; ~ aufreißen l. (Tiir) agzina kadar acmak
(Schnabel) gagasini alabildigi kadar acmak °ballon m mil. baraj (od. mänia) balonu; (länglicher a.) sosis 9baum m gecit mäniasi; baryer Qbefestigungen pl. mil. tevkif istihkämlan ^druck m typ. espase dizi
SPERRE : German Turkish
l. kapat(il)ma
(Versperrung) tikanma
naut. ambargo
(Blockade) abluka
(Gesundheits0) karan-tina
(Eingang) giris, methai, antre
(bei Eisenbahn) baryer
(StraßenQ) barikat
(im Sport) boykot
mil. a. mani, mänia
(natürliche) geogr. pekent, set;
n errichten mänialamak °n l. (öffnen) acmak, ayirmak
typ. espase dizmek
(ver-) tikamak; (den Weg) yolunu kapamak, kesmek
(blockieren) mänialamak, blöke etm., durdurmak, tevkif etm.
(Guthaben) don-durmak
(verrammeln) bnrikatlamak
(Warenverkehr) ambargo koymak
(untersagen) men etm.
(Sportler) boykot (od. yolsuz) etm.
mil. manilemek, tikamak, kapamak
(ein Rad) mandallamak
(in e-n Raum) a) bir odaya hapsetmek b) (ins Gefängnis) hapse tikamak; sich ^ (gegen et.) bse metanetle karsi durmak, muhalefct etm.; yapmayacagim diye dayatmak, diretmek, mukavemet etm.; gesperrt l. (Spieler) boykot-lu, yolsuz
(Druck) typ. espase
(Straße) Kapall yol; Gecilmez!
(Scheck) blöke
SPERRFEDER : German Turkish
tevkif yayi
Teuer n mil. baraj (tevkif. sed, mänia, perde) atesi
fort n mil. tevkif tabyasi
gebiet n l. memnu mintika; yasak böige
abluka sahasi; mayin dökülmü^ saha
gut n havaleli esya
guthaben n blöke hesap; blokaj
haken m l. kilit cengeli
s.
klinke.
(Dietrich) maymuncuk
hebel m tevkif manivelasi; cakildak
holz n kaplama tahta; kontrplak ^^g havaleli
Regel m naut. kastanyola
kette / l. emniyet zinciri
mil. mänia zinciri
(Zemierungskette) kordon
klinke/ tevkif mandali; cakildak
konto n blöke hesap
kreis m (Radio) selektör
mauer / (bei e-r Talsperre) set
sitz m Th. koltuk (mevkii); stal
stange/tevkif cubugu
stunde /kapama saati
ung/ I. s. Sperre.
(im Sport) boykot, yolsuzluk
typ. espasman
(bei Geld) blokaj
(e-s Wertpapiers; z.B. wegen Verlust) opozisyon
vermerk m (Schule) sorumluluk; mit ^ versetzt borclu, sorumlu
Vorrichtung / l. techn. takildak, cakildak
set, mänia, barikat
(z.B. an Tür) basank
zone/s.
gebiet
SPESEN : German Turkish
pl. masraf, gider ^f^ei masrafsiz
SPEYER : German Turkish
(am Rhein) n.pr. Spir (sehri)
SPEZEREI : German Turkish
fü. bahar(-at)
waren pl. l. baharat
(Kolonialwaren) bakkaliye; bakkal esyasi
SPEZIALARZT : German Turkish
m mütehassis hekim
ausbildung / hususi talim ve terbiye
fach;
gebiet n ihtisas, spesyalite ~isieren ayn ayn göstermek; tafsilätini vermek; sich ^ (in) bir sahada ihtisas kesp etmek
lst(ln/) m mütehassis, eksper, uzman; ihtisas sahibi; spesyalist
Isten.tum n mütehassislik, eks-perlik
ität / l. hususiyet
s.
fach.
kenntnis / ihtisas, uzbilim
Wörterbuch n lugatce
SPEZIELL : German Turkish
l. husust, mahsus
(Sonder...) ayn; (Adv.) l. bilhassa, hususiyle, özellikle, hele, hassaten
ayn olarak
SPEZIES : German Turkish
nevi, tür, eins; die vier ^ math. amall erbaa; dort islem
SPEZINFIKUM : German Turkish
n med. spesifik 9flsch izaft, bagil, özgül, türsei, nevl, farik;
es Gewicht özgül agirlik; vezni mahsus; sikleti izafiye;
er Widerstand özdirenc; mukavemeti mah-susa;
es Merkmal vasfi mümeyyiz; karakteristik vasif; irahyan;
e Wärme izaft sicaklik 2Hzieren H ayn ayn göstermek; cinsini belirtmek
SPHENOID : German Turkish
n an. s. Keilbein
SPHINKTER : German Turkish
m s. Schließmuskel
SPHINX : German Turkish
sfenks, ebülhevil
SPHÄRE : German Turkish
l. (Kugel) küre
(Himmelskugel) gökküresi
(Bereich) saha, alan; tesir dairesi
(Umkreis) muhit
(Schicht) tabaka 91sch kürevl, küresel;
es Dreieck math. küresel ücgen;
e Trigonometrie math. küre müsellesati (od. trigonometrisi); küreviyat;
e Beschaffenheit küre-vtlik, küreviyet
oid n math. sibih küre; küre benzeri 9oidisch math. sibih kürevl; toparlagimsi
SPICKAAL : German Turkish
m (nordd.) yilanbaligi fümesi Qen l. etin icine domuzyagi parcalan sokmak
(füllen) doldurmak
F (bestechen) rüsvet (od. bahsis) vermek
Seh. kopya ederek yazmak
fig. donatmak, süslemek; gespickt (mit) bsle dolu
er m Seh. l. kopya ederek yazan (ögrenci)
üzerine not yazilan ufak pusula
gang / kaz eti fümesi
nadel / etin icine domuzyagi sokmaga mahsus si§
zettel m s. Spicker (2)
SPIEGEL : German Turkish
m l. ayna
mil. (am Kragen) arma levhasi
(e-r (Schießscheibe) hedef levhasinin merkezi
naut. (e-s Schiffes) aynalik
(bei Frack od. Smoking) ipekli devrik yaka
(bei Wasser usw.) yüzey, satih
med. suyukta bulunan maddelerin miktan
(beim Pferd) akitma, sakar
fr. adabimuaseret kitabi; j-m den ^ vorhalten hatalanm yüzüne karsi söylemek; sich et. hinter den ^ stecken hatira (od. kula^ma küpe) olsun diye saklamak; sich im ^ besehen aynaya bakmak
belag m sir
bild n l. suretin aksi; aksettirilen resim; görüntü
ters gösterilen yazi v. s.
s. Fata Morgana.
s. Abbild, ^blank tertemiz ve dümdüz; gicir gicir; ~ sein gicirdamak
ei n sahanda yumurta
fabrikant m aynaci
fechter m l. safsataci, sarlatan
(Heuchler) ikiyüzlü, mürai
(Angeber) fasaryaci; bol avurt; pozör
fechterei / l. safsata(-cilik), bilgicilik
(Getue) tasannu, yapinis, yapmacik
(Scheinkampf) muvazaali (od. damsikh) dövü§
folie / ayna sırı
garderobe / (in der Hausdiele) aynali gardirop
glas n (yüksek kaliteli) ayna cami ~glatt ayna gibi dümdüz ~gleich math. mütenazir, tenazurt, bakisikli, simetrik
karpten m zo. aynali (od. parlak pullu) sazan balıgi
SPIEGELN : German Turkish
(intr.) parlamak, pirildamak; (tr.) ziyayi aksettirmek; sich ^ (in) l. bse aksetmek, inikäs etm., yansimak
(sich im Spiegel betrachten) k-ni aynada seyretmek; Die Berge spiegelfen sich im Wasser. Daglar suya vurdu.
reflexkamera / reflektör tipi foto makinesi
saal m (in e-m Schloß) aynalar galerisi; aynali salon
scheibe / s.
glas.
schrank m aynali dolap; bahü
schrift / ters gösterilen (aynada okunan) yazi
toilette / aynali tuvalet
ung / yansi, akis; ziya aksi
SPIEL : German Turkish
n l. oyun
mac, turnuva, karsilasma
Th. temsil
mus. calgi calma
kumar
parti
(Tennis) geym
(Scherz) saka
çocuk isi
(Bewegung) hareket
(Ränke) entrikalar; ein ^ Karten bir deste iskambil käğidi; leichtes ~ haben kolayca galip gelmek; (m. j-m) kolayca b-nin hakkmdan gelmek; gewonnenes ^ haben l. partiyi kazanmiş olm.
tehlikeyi atlamis olm.; das ^ verloren geben l. (Sport) abandone etm.
maglubiyetini kabul etm.; sein ^ treib n (mit) b-ni, bsi alaya almak; ein falsches treiben (mit) b-ne kötü oyun yapmak; b-ne karsi samimi olmamak; ehrliches ^ alebon (V); ein ~ erfinden oyun cikarmak; ein ^ gewinnen oyun almak; ein ~ verlieren oyun vermek; das ^ verderben l. (als Störenfried) oyunbozanlik etm.
b-nin kulpasinı bozmak (V); auf dem ^ stehen ßg. tehlikede bulunmak; (Leben usw.) caninin derdine düsmek; et. aufs
^ setzen tehlikeye sokmak; bse rest cekmek; canini ortaya koymak; durch ein ~ des Zufalls tesadüfün sevkiyle; Glück im ^, Unglück in der Liebe. Kumarda kazanan askta kaybeder. bei et. die Hand im ^ haben bir iste b-nin parmagi bulunmak; eli bal icinde bulunmak; mit klingendem ^ önde mizika oldu^u halde
SPIELALTER : German Turkish
n cocuğun oyun çağı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani