Multilingual Turkish Dictionary Germany To Turkish

STENOSE : German Turkish

f med. tazayyuk, daralma, stenoz; ~ der Luftröhre med. sezen daralmasi

STENTOR : German Turkish

m zo. s. Trompetentierchen,
stimme/sitma görmemiş ses; davudi ses; mit ~ verkünden tellal bagirmak

STEPHANSKÖRNER : German Turkish

pl. pharm. (Samen des scharfen Rittersporns) mevzek

STEPPEN : German Turkish

l. yüzyüze dikmek
(Tanz) step dansim icra etm

STEPPENFUCHS : German Turkish

m zo. karsak
huhn n zo. bagirtlak kusu
murmeltier n zo. bobak
raute / (syrische) bot. üzerlik otu; mahmurcicegi
schafnzo. bozkir koyunu
weihe fzo. step dogam

STEPPKE : German Turkish

m F (spez. Berlin) parmak kadar cocuk; alti kans beberuhi; bacaksiz

STEPPMASCHINE : German Turkish

(des Schneiders) kollu makine
naht / yüzyüze dikis; tij
stich m i^neardi
Verzierung / pikür, apiikasyon; cimdik dikisi

STEPTANZ : German Turkish

m step dansi; klaket
tänzer(in/) m step dansörü (dansözü)

(Tierseuche) salgm, kiran
bett n ölüm dösegi; auf dem ^ liegen ihtizar halinde olm.; Azraile bir can borcu kalmak
fall m ölüm (vakasi)
fall.versicherung / hayat sigortasi
haus n ölü evi
hemd n kefen
kasse / cenaze sandigi
liste / s.
regifter. Qn ölmek; vefat (od. irtihal) etm., göcmek; can (od. post) vermek; candan gecmek; cani cikmak; hayata gözlerini kapamak (od. yummak); emrihak vaki olm.; F: dort kolluya (od. imamm kayigma) binmek; sintmak; Der arme Kerl hat früh ^ müssen. Adamcagizin ömrü kisa imis. nach kurzer Krankheit ^ kuş gibi ucup gitmek; ^ müssen b-nin vadesi gelmek; Jetzt kann ich ja beruhigt ^-f (iron. bei bombastischen Versprechungen) Ort ki ölem! e-s natürlichen Todes ~ ece-liyle ölmek; Es war zum Sterben langweilig. Can sikinti-sindan pathyordum. im Sterben liegen can cekismek; haleti nezide olm.; ölüm (od. ihtizar) halinde olm.; cenesi atmak 9nd ölüm halinde °ns.krank ölüm derecesindc hasta 9ns.müde ölesiye yorgun
ns.wörtchen n: kein ^ sagen bir tek kelime bile söylememek
register n ölüm kütügü; vefiyat listesi
stunde / ölüm saati
Urkunde/ ölüm ilmühaberi
zimmer n ölüm odasi

STERBLICH : German Turkish

fani, ölümlü, kalimsiz;
e Hülle cenaze; ^ verliebt sein cildiraslya sevmek 2keit / ölüm nispeti; vefiyat, mortalite 2keits.ziffer / vefiyat rakami

STEREOFILM : German Turkish

m ÜQ buutlu filim; Bildwand für ~ üclü ekran
graphie / stereografi; menazirüttasvir 9graph2sch stereografik, menazirüttasviri
kamera/stereoskopik foto ma-kinesi
metrie / uzay geometri; hendesei mücesseme;

STEREOMETRI : German Turkish

^phon stereutonik
phonie / stereofoni
skop n Stereoskop 9skopisch stereoskopik 2typ l. typ. stereotip
ßg. basmakalip;
e Antwort beylik cevap;
e Formel tekerleme;
e Redensart aranagme; cene sakizi
typie / typ. stereotip»

STERIL : German Turkish

l. (unfruchtbar) kisir, akim, verimsiz, gayri mümbit
(keimfrei) mikropsuz, sterilize, muakkam °isation / med. sterilizasyon 9isator m med. sterilizatör
isieren l. kisirlastirmak, takim etm.
mikropsuzlandirmak, steri- lize etm. Qli&if l. kisirhk, akamet, sterilite
mikropsuz
luk

STERKULIAZEEN : German Turkish

pl. bot. kolagil l er

STERLET : German Turkish

m
kara mersin; ciga bah^i

STERLING : German Turkish

m (engl. Münzeinheit) sterlin

STERNUM : German Turkish

n s. Brustbein

STERNWARTE : German Turkish

observstuvar, göztemevi, rasathane

STERZ : German Turkish

m l. (Vogel2) kuyruk
(Pflug2) tutak; saban kolu
(Steiß) makat, k»c (tet l. (fest) sabit, dik, müstakar, payidar
(dauernd) müstemir, devamh, sürekli, mütemadi, daimi;
er Tropfen höhlt den Stein. Spr. Devamli damlalar tasi deler. Muradin elinden ne kurtulur? Spr

STETHOSKOP : German Turkish

n med. stetoskop, kulaklik, misma; dinleme aleti

STETIG : German Turkish

l. s. stet
(unerschütterlich) sarsilmaz
(regelmäßig) muntazam, devamh, kesiksiz
phys. (Schwingung» bes-lenen, sönümsüz Qkeit / l. devam(-lilik), kesiksizlik
(Ausdauer) sabir ve sebat
(Beständigkeit) istikrar

Germany To Turkish