Germany
ANLAßLUFT : German Turkish
hareket havasi
ölen m menevis ocagi
Vor- richtung / makinelerde hareket ettirme mekanizmasi
ANLEGEBRÜCKE : German Turkish
iskele
gebühr fnaut. palamar parasi
ANLEGEN : German Turkish
tr. l. koymak, vazetmek
(Leiter) dayamak
(Stadt, Garten) tesis etm.
(Fabrik usw.) insa etm.
(Geld) yatirmak; (schlecht) parayi cürütmek; (in Gold) altina yatirmak
(Kapital investieren) envesti etm.; plasman (od. yatinm) yapmak
(Gewehr) omuza dayamak
(Straße, Kanal usw.) acmak, insa etm.
(Kleider) giy(in)mek
(Feuer) ates vermek; ateslemek
(Kohlen) atese kömiir katmak
(Säugling) emzirmek
(auf j-n) geziemek; nisan almak; silähim b-ne tevcih etm.
(Tiere) zinciriemek
(die Ohren) (Hund, Katze) kulaklanm kismak
(j-m et.) giydirmek
(Sie- gel) basmak
es darauf ~, (zu Inf.) (auf et. abzielen) istihdaf etm.; is edinmek; maksat gütmek
(planen) tertip etm., hazirlanmak
(Verband) pansirnan etm.; yarayi sarmak
(Hand) ise el koymak; el sürmek; yardini etm.
(Hemmschuh, Fesseln, Zügel) (takoz, zincir, gern) vurmak
(Festschmuck) (Stadt) danatilmak, donanmak
(Maßstab) bse mikyas bulmak
(Orden, Schmuck) takmak
(installieren) enstale etm.
(Brautschleier) duvaklamak; (selbst) duvaklanmak
(Papier) makineye kägit vermek
(Blutegel) yapistirmak
(Sammlung) yapmak
(sein Geld nützlich) nemalandirmak
(seine Zeit gut) istifade etm.
(Akten usw.) tanzim etm.
(ausgeben) sarf etm., harcamak
ANLEGEN (INTR.) : German Turkish
intr. (Schiff) nhtima, iskeleye yanasmak; ugramak, rampa etm., kannlamak Er hat den Bau zu weitläufig an- gelegt. Yapiyi genis tuttu. Soviel mochte ich nicht ~. (Käufer) Biraz pahalidir. e-n strengen Maßstab bei et. ~ bsi sikilikla icra etm.; ölcüyü siki tutmak; e-n Maulkorb ~ fig. susturmak Der Dampfer legt auch in Izmir an. Vapur, Izmire de ugrar. Legt der Dampfer in Kandilli an? Vapur, Kandilliyi tutacak mi? Legt an! mil. Nisan al! sich ~ l. (eng) (Kleidungsstück) yapismak, sarilmak vücut cizgilerini tamamen göstermek
(m. j-m) F kavgaya tutusmak
ANLEGESTELLE : German Turkish
(e-s Schiffes) iskele, debarkader
ANLEHNEN : German Turkish
l. (bir yere) dayamak, istinat ettirmek
(Tür) aralik etm.; sich ~ (an) l. dayanmak, istinat etm., yaslanmak, yastanmak, ittikä etm.
fig. örnek almak;
ANLEIHE : German Turkish
l. bore alma; istikraz
(Schuldverschreibung) tahvil
iktibas; e-e ~ aufnehmen (bei) b-den bore (od. ödünc) almak; istikraz akdetmek; ödün^ para almak; e-e ~ zeichnen bir istikraza talip yazilmak; ~ ohne Tilgungs- frist daimi istikraz
papiere pl. istikraz senetleri
Schuld- ner m müstakriz
Zeichner m mukriz
ANLEIMEN : German Turkish
tutkallamak; Er sitzt wie angeleimt. Mihlanmis duruyor
ANLEITEN : German Turkish
l. (j-n zu et.) sevk (tesvik, idare, delälet) etm.
(belehren) tenvir etm., akil ögretmek
(richtig führen) yol göstermek; rehberlik etm.; irsat etm. ^ung / tali- mat(-name), kilavuzluk, rehberlik, irsat; unter ~ (von) idaresi altinda
ANLERNEN : German Turkish
talim ve tedris etm., ögretmek
ANLESEN : German Turkish
pe;. kcndi tecrübesi veya düsüncesiyle degil, kitap- tan okumasi ile bsi ögrenmek
ANLIEFERN : German Turkish
s. liefern
ANLIEGEN : German Turkish
intr. l. (benachbart sein) komsu (bitisik, muttasil) olm.
(Kleidung) tipatip vücuda oturmak
(e-m Schreiben) bir yaziya eklenmis bulunmak, leffedilmis olm.
(j-m) a) ricalaria tasdi ve taciz etm. b) birisi icin önemli olm.; tr. (mit dem Schiff e-n Punkt) bir hedefe dogru gitinek Anliegen: n l. bitisiklik, mücaveret, komsuluk
(Wunsch) istek, talep, rica, dilek, arzu
ANLIEGEND : German Turkish
l. bitisik, yanasik, muttasil, komsu
(gut) iyi oturmus
(im Brief) ilisik (bagli, ek) olarak; leffen; eng ~ kubur gibi; mit
en Ohren yapisik kulakli
ANLOCKEN : German Turkish
cezp etmek, cekmek, dadandirmak, yemlemek; yem dökmek (od. koymak); bal calmak
ANLUVEN : German Turkish
naut. orsa etm.; rüzgän yakaya almak; borina kacmak
ANLÄCHELN : German Turkish
gülümseyerek bakmak
ANLÄNDE : German Turkish
yanasacak yer; nhtim, iskele
ANLÄUTEN : German Turkish
(bei j-m) l. b-ne telefon etm.
(Sport) zil calmasiyle bir ravnt v. s. nin basladigim bildirmek
ANLÄßLICH : German Turkish
(Präp.m.Gen.) dolayisiyle, vesilesiyle, münasebetiyle
ANLÖTEN : German Turkish
lehimlemek; lehimle yapistirmak
ANLÜGEN : German Turkish
gftzgöre yalan söylemek
ANMACHEN : German Turkish
l. (befestigen) baglarnak, tespit etm.
(Feuer, Ofen) yakrnak
(Licht, Gas, Radio) acmak
(Bild) asmak
(Salat) hazirlämak, öldirrmek
(Gardinen) takmak
(anrühren) kanstirrnak
(Farben) suda hal- letmek; sich ~ F s. sich heranmachen
ANMAHNEN : German Turkish
sin yapilmasini hatirlatmak
ANMALEN : German Turkish
oyarnak, naksetmek; sich ~ F yüzunü boyamak; makiyaj yapmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani