Germany
ANTIRHEUMATIKUM : German Turkish
n °isch antirümatizmal
ANTIROWITO : German Turkish
n.pr. (unbewohnte Prinzeninsel) Tavsan adasi
ANTISEMIT : German Turkish
(in/) m Yahudi düsmani; antisemit ^isch anti- semitik
Ismus m Yahudi düsmanligi; antisemitizm
ANTISEPSIS : German Turkish
med. antisepsi; defi taarfün "septisch aiitisep- tik; dafii taaffün
spasmolikum n, Sspasmotisch med. antispazmodik
ANTITAURUS : German Turkish
m n.pr. Antitoros
these / l. phil. antitez, karsitez, karsisav, nakTzi müddea
sttl. karsitlama, tezat Sthetlsch tezatli, antitetik
toxin n biol. antitoksin
zipation s. Prolepse (2). 9zipatorlsch s. proieptisch.
Zyklone / s. Hochdruckgebiet
ANTLICKEN : German Turkish
l. yama(la)mak; kabaca eklemek
fig. F bir kabahat isnat etm
ANTLITZ : German Turkish
n poet. sima, vecih, yüz, cehre
ANTOBEN : German Turkish
angetobt kommen F pürhiddet gelmek
ANTONOMASIE : German Turkish
slit. dolayii adlama
ANTONYM : German Turkish
n ling. karsilik,zit; karsit anlamll; (ziddi müradif, müteradifin ziddi)
ep/. zitanlamlilar; (elfazi mütezadde)
ANTRABEN : German Turkish
l. (Pferd) yürümege baslamak
(Reiter) atla tins gitmege baslamak
F angetrabt kommen kosar adimia yaklasmak
~ müssen F müdüre cikmak zo-runda olm
ANTRAG : German Turkish
m l. (Gesuch) istida, arzuhal, dilekce
pari. läyiha, takrir, önerge, tasan
a(;g. (Vorschlag) teklif
(Wunsch) taiep, istek
jiir.a. sikäyet, icap, iddia, yakmma, yakini
(HeiratsS) izdivac teklifi; e-n ~ ein- reichen dilekce vermek; e-n ~ einbringen pari. bir takrir vermek; e-n ~ stellen l. bir talepte (teklifte) bulunmak
jur. iddia serdetmek (ve karar almmasim istemek)
(Heirat) bir kizia eylenmegi istemek °en teklif etm., teklifte bulunmak
s.delikt n jur. takibi sikäyete bagli suc
s.formular n dilekce formülü
steller(in/) m l. dilek-
ci; dilekce (istida) sahibi
pari. teklif (takrir) sahibi
ANTRAUEN : German Turkish
angetraute Ehefrau nikähli kan
ANTREDEN : German Turkish
ast gelmek, tesadüf etm., bulmak;
ANTREIBEN : German Turkish
tr.lintr. (ans Ufer) sahile at(il)mak ir. l. (drängen) harekete gecirmek
(Maschine) isletmek
(Tier durch Zuruf) haydalamak, dehlemek
(et. zu tun) tahrik, tes- vik etm., sevkiendirmek, yüreklendirmek
(vorwärtstreiben) sürmek, ilerletmek
(zur Arbeit) ise kosmak
ANTRETEN : German Turkish
intr. l. (sich aufstellen) safta toplanmak; siraya girmek; siralanmak, dizilmek
(zum Angriff) taarruza gec;mek; tr. l. (Motor) basarak harekete getirmek
(Amt) vazifeye baslamak
(Rückzug) mil. ricat etm., cekilmek
(Reise) seyahate cikmak
(Leitung) ida-reyi ele almak
(den Beweis) delil göstermek
(e-e Erbschaft) bir mirasa konmak
ANTRIEB : German Turkish
m l. (Anregung) tesvik, tahrik, tembih, uyarma
(treibende Kraft) kuvvei muharrike; forsmotris
(e-rMaschine) isletme cihazi; hareket tertihati
(Anlaß) saika, saik, güdü, amil, muharrik, dürtü
(Instinkt) sevkitabii, insiyak, icgüdü
(Impuls) ictepi, iica
(Ini- tiative) tesebbüs, in(i)siyatif; aus eigenem ~ kendi arzusiyle
s.kraft/isletme gücü; kuvvei muharrike; mo- tris kuvvet; fnrsmotris; (emotionale) muharrik, dürtü
s.maschlne / isletici makine
s.niotor m tahrik motörü
s.rad n tahrik tekerlegi; isletici kasnak
S.Vorrichtung/ isletici duzen
s-welle/isletme mili
ANTRINKEN : German Turkish
l. (Glas) ilk yudum almak
sich e-n Rausch ~ bile bile sarhos olm.; kafayi dumanlamak
sich Mut ~ cesaret almak maksadiyle icki icmek
ANTRITT : German Turkish
m !. (in best. Ordnung) siralanma
(e-s Amtes) vazifeye giris
(e-r Reise) seyahate cikis
(Beginn) baslania, baslangic
(c-r Treppe) ilk basamak
(Po- dium) podyum
(Trittbrett od. kleine Leiter) ayaklik, marspiye
(beim Reiten) binek tasi
(e-r Erbschaft) mirasa konma
s.besuch m ilk ziyaret
s.rede / acis nut- k>i; nutku iftitahi
S.Vorlesung / aci§ dersi; baslangic dersi
ANTROPOSANTRIK : German Turkish
;
es Denken antroposantrizm, insanicincilik, lilbeseriye
ANTUN : German Turkish
tr. l. (Kleidung) giymek
(j-m et. Böses) b-nefena-!ik yapmak: h.nc hsi reva gormek
(Ehre) hürmet gös- termck
(j-rn die letzte Ehre ~) cenaze merasimine istir.k etm.; snn tazim vazifesini ifa etm.
(e-r Frau Ge.vnli
-) zorlamak; irzina gecmek; hetki irz etm.
(e-r S. Oewalt
) (et. entstellen) tahrif etm.
(esj-m ~) begcnrr.ek, cezp etmek; teshir etm.
(sich et. ~) intihar ctn.
(sich Zwang ~) k-ni zorlamak; ccbrinefsetmek; Er hat ihn viel Roses angetan. 0, ona cok etti. Ihre Schönheit hatte es allen angetan. Onun güzelliginin esiri oldular. l-.r yeht aus. als kennte er keiner Fliege ein Leid ~. Kanncayi incitmez gibi gorünüycr. Dieses Land hat es mir angetan. Bu memlekete bayildim. Tun Sie mir ans niciil un! Bunu bana yapmayimzl Reva görmeyiniz! s.a. angetun
ANTWERPEN : German Turkish
n.pr. Anvers
ANTWORT : German Turkish
cevap. mukahcle, karsilik; die ~ au/diese Frage bu soriiniin cevabi; /(:/; rief ihn, aber er gab keine ~. (^aginlim scsienmedi (od. cevap (ses) vennedi). keine ~ erhalten cevapsiz kalmak; Schweigen ist auch e-e ~. Süküt ikrardau gelir. e-e {reche ~ geben (Kind e-m Erwachsenen) karsilik vermek; Das war e-e gute ~/ Bu cevap iyi kacti! um die
nicht verlegen sein hazircevap olm., cevabi dayamah; sipmisi yapistirmak; keine ~ schuldig bleiben laf altinda kalmamak; cevap vermekten geri kalmamak; Rede und ~ stehen hesap vermek; e-e ~ wissen cevap bul- mak °en (auf) l. bse cevap vermek;..
cevabmda bulunmak
(auf e-n Ruf) ses vermek; seslenrnek °Iich (bse) cevaben; cevap (od. karsilik) olarak
note / pol. cevabi nota; cevap notasi
schein m (Post) cevap kuponu
schreiben n cevabi (karsihkli) mektup
telegramm n karsillkli telgraf
ANULKEN : German Turkish
F b-le alay etm., b-ne takilmak
ANUREN : German Turkish
pl.zo. kuyruksuzlar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani