Germany
AUSSLEBEN : German Turkish
l. (durchsieben) kalburdan, elektcn gecirmek
(heraussieben) elemek, cikarmak, tasfiye etm.
(aus- wählen) secmek, begenmek
AUSSONDERN : German Turkish
l. ayirmak, ayiklamak
elemek, tasfiye etm.
med. ifraz, ifrag etm
AUSSORGEN : German Turkish
: ausgesorgt haben gecim, gecinim endisesinden kurtulmus olm.; tuzii kuru olm
AUSSORTIEREN : German Turkish
s. aussondern (l, 2)
AUSSPANN : German Turkish
m fr. menzilhane 9en tr. l. acmak,-sermek, yay- mak, germek
(Arme) uzatmak
(Pferde, Wagen) kosumii cikarmak
(Feder) gevsetmek
hile veya dal- kavuklukla elinden almak
(Mädchen) ayartmak; intr. basini (kafasmi. zihnini) diniendirmek; biraz istirahat etm.; yorgunlugunu almak; dinicnmek; mola etm
AUSSPAREN : German Turkish
l. bse yer birakmak
techn. oyuk yapmak
(übergehen) atlamak, ihmal etm. ^ung/techn. oyuk
AUSSPEIEN : German Turkish
s. ausspucken
AUSSPERREN : German Turkish
l. kapiyi üstüne kapamak
(Arbeiter) lokavt etm. °ung / (von Arbeitern) lokavt
AUSSPIELEN : German Turkish
l. Ka. ilk kägidi atmak; (oyun esnasmda) oyna- mak, atmak
(Trumpf) koz atmak
(den letzten Trumpf) ßg. son kozunu oynamak; son careye basvur- mak
(ohne Obj.) oyunu &2if. caigfyi bitirmek
(j-n gegen e-n anderen) iki taraf! birbirivle kizsstirmak f>. (in der Lotterie) piyangoya koymak; Wer spielt aus? Ka. Sira kimde? ausgespielt: ~ haben fig. borusu artik ötme- mek; pabucu artik dama atlirms olm
AUSSPINNEN : German Turkish
l. (zu Oarn) ipligi bükerek uzatmak
(weitläu- fig)/ig. genisletmek, büyütmek, mübalaga etm.; icigini cicigini cikararak anlatmak; püsküllendirmek; sisirmek
AUSSPIONIEREN : German Turkish
tecessüsle, casuslukla meydana cikarmak; casuslamak, kesfetmek; V: kolacan etm
AUSSPRACHE : German Turkish
l, telaffuz, konusus, sOyIenis, agiz, aksan
^Besprechung) koniisma, müzakere, temas; teatii efkär; pal. rnükäläme; e-e fremdartige •- yabanci siveye calan telaffuz; Seif:»~ verrät den Kroaten. Dili Hirvat? cailyor. e-e ~ herbeiführen konusturmak
bezeichnung / s. Um- schrift
AUSSPRECHEN : German Turkish
l. telaffuz etm., söylemek
(ausdrücken) ifade ve beyan etm., bildirmek, eda etm., sarih ve kati konuşmak; bsin lafini etm.; anmak
(zu Ende reden) sözünü bitirmek
(ein Urteil) a) hüküm vermek b) muhakeme etm.
(sein Inneres) kalbini dokmek
(z.B. Lügen) savurmak
(e-n Wunsch, e-e Bitte) arz etm.; j-n nicht ~ lassen a) b-nin sözünü kesmek b) b-ne bsi söyletme- mek; et. nicht ~ können dili dönmemek; wenn ich das ~ darf Yüzünüze güller! (votkstüml.); ein schwer auszusprechendes Wort söylenisi güc bir kelime; Er bereute es, dieses Wort ausgesprochen zu haben. Bu sözü sarf ettigine cok nadim oldu. sich ~ l. (über) bs hakkinda fikir beyan etm.
(für) b-nin lehinde söz söylemek; bsi tavsiye etm., tervic etm.
(m. j-m) a) dertlesmek b) müzakere, müsavere etm.
(zutage treten) zuhur etm., zähir olm., belirmek
(lobend über j-n) b-nin hakkinda sitayiste bulunmak; ausgesprochen fig. süphesiz, bariz, kati, kesin; sözüm yabana; tarn manasiyle; bilhassa
AUSSPREIZEN : German Turkish
(Finger, Beine) birbirinden ayirmak; aralanni acmak
AUSSPRENGEN : German Turkish
l. (verspritzen) su v.s. serpmek
(heraus- sprengen) infiläkla delik acmak
(Nachrichten) her tarafa yaymak; isaa, ifsa etm., nesretmek
(Gerüchte) sayia tellalligi etm. °ung /; ~ von Gerüchten sayiacilik
AUSSPRINGEN : German Turkish
l. (sich lösen) (S.) cözülüp (kopup, patlayip) ayrilmak, cikmak
(P.) (sich trennen) birbirinden ayril- mak; aläkasi kesilmek; kacmak
(Linie) cikinti teskil etm.
d:
er Winkel mit. dis aci
AUSSPRITZEN : German Turkish
tr. l. fiskirtmak, püskürtmek, püfkürmek
(reinigen) su fiskirtarak, sulayarak temizlemek
(aus- leeren) birsiviyi bosaltmak, dökniek
med. sinnga etm.; inir. fiskirmak, sicramak
AUSSPRUCH : German Turkish
m l. (kurze, bedeutsame Äußerung) vecize, mak- sim, hikmet, mesel; kelämi kibar; ulusöz
allg. söz, lakirdi
(geistreicher) espri
(traditioneller) darbime- sel, atalarsözü
(des Richters) seit. hüküm, karar
AUSSPUCKEN : German Turkish
l. balgam cikarmak, sökmek; krase cikarmak
(abergläubisch) tühlemek
(auswerfen) püskürmek
(auf den Boden) yere tükürmek
fig. F (Geld) para ver- mek; V: sökülmek
AUSSPÄHEN : German Turkish
l. (nach) gözleriyle arastirmak; bsi gözlemek
s. auskundschaften
AUSSPÜLEN : German Turkish
l. (Gefäß) calka(la)mak
(reinigen) yikayarak temizlemek
(Küste) asindirmak
(sich den Mund) a) agzini yikamak (od. calkalamak) b) (bei der rituellen Rei- nigung) mazmaza etm.
(Wäsche) camasir cirpmak
AUSSPÜREN : German Turkish
s. aufspüren
AUSSTAND : German Turkish
m l. (Streik) grev
{mst.pl.
stände) matlup, matlubat, alacaklar; in den ~ treten grev yapmak
AUSSTANZEN : German Turkish
zimbalamak
AUSSTATTEN : German Turkish
l. techiz etm., donatmak
(möblieren) tefris etm., dosemek
(Tochter) ceyiz veya drahoma vermek
(schenken) bahs vc ihsan etm.
(schmücken) süsle- mek; zarif hale koymak
Th. dekoria süslemek; ausgestattet tedarikli; reich
es Laboratorium zengin vesaitli laboratuvar; gilt ~ (Zimmer) döseli dayali
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani