Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
AUSVERKAUF : German Turkish

m l. (Tota^) tasfiye satisi; likidasyon
(Rest- verkauf) bakiye; hurda veya modasi (bziv. mevsimi) gec- mis olan malm satisi °en hepsini satmak °t l. (V..Ire) hepsi satilmis; bir teki kalmamis; kapanln elinde kairnis
(Konzert, Theater) hie bös yer kalmamis
Th. I

AUSVERSCHÄMT : German Turkish

F s. unverschämt

AUSWACHSEN : German Turkish

l. bulug cagina varmak
(Getreide in den Ähren) (mevsimsiz) cimlenmek
(Kleider) büyümekle artik bir elbiseye sigmamak
(sich ~ zu) halinde gelis- mek; teskil etm.; (zu e-r Gefahr) tehlikeli bir hal almak
F (verrückt werden) zivanadan cikmak; djs isl ja zum °1 Ne sinir sey!

AUSWAHL : German Turkish

l. secme, ayirma, begenme
(getroffene) tcrcih
(Mannigfaltigkeit) cok cesitler
(Äu-ese) istifa
(Anthologie) müntahabat, antoloji
(SpOit) s. mann- schaft; e-e große ~ haben cesitce zengin öl
; e-€ ~ treffen icinden secmek

AUSWAHLMANNSCHEIT : German Turkish

(Sport) secme takim; muhtelit tim
Sendung / numunelik koleksiyon

AUSWALKEN : German Turkish

(Teig) acmak

AUSWALZEN : German Turkish

l. haddeden gecirmek; safihalandirmak:
F pej. faziaca genisletmek; püsküllendirmek; ausgewalzt cekme

AUSWANDERER : German Turkish

m muhacir, göcmen

AUSWANDERN : German Turkish

göç etm., göçmek

AUSWANDERUNG : German Turkish

f hicret, muhaceret, göc, göçmenlik

AUSWASCHEN : German Turkish

l. (Kleid) yıkamak
(Flecken) yikayarak çıkarmak
(Erde) a) alip gotürmek; asındirmak b) (altın ararken) toprağı yikamak; Das Meer hat das Ufer ausgewaschen. Deniz sahili yemis. sich ^ yıkana yıkana solmak, rengi atmak

AUSWASCHUNG : German Turkish

f aşın(dır)ma, itikal, erozyon

AUSWATTIEREN : German Turkish

pamukla dodiirm;ik

AUSWECHSELBAR : German Turkish

değiştirilebilir, değişikli

AUSWECHSELN : German Turkish

değiş(tir)mek, tebdil etm.. yenilemek

AUSWEG : German Turkish

m l. selt. (Ausgang) çıkış, çıkılacak yer 2 (Mittel, Rettungsweg) çare, tedhir; çıkar yol; hal çaresi
(Ausflucht) bahane, kaçamak; sich noch e-n ~ offen lassen acik kapi birakmak; verzweifelt nach e-m ~ suchen dort dönmek; keinen ~ mehr wissen kıç üstü oturmak; e-n ~ finden isin bir cikarını bulmak; aradan çıkmak

AUSWEGLOS : German Turkish

l. caresiz
ümitsiz

AUSWEICHEN : German Turkish

l. (Platz machen) yol vermek; savulmak
(et. vermeiden) bsden ictinap etm., sakinmak, cekinmek
(et. Unangenehmem) bahane aramak; kacamakli sözler söylemek
mit. geri cekilmek; ricat etm.
(vermeiden, j-m zu begegnen) rastlamamaga bakmak
(e-r Frage) bir suale cevap vermekten maharetle kurtulmak
(Fech- ten) ustalikla celmek
end bastan savma;
e Antwort sudan bir cevap; ~ antworten kacamakli sözler söylemek; ileri geri laflar etm. 9gleis n demiryolu ictinap (od. bann- ma) hatti ^stelle / demiryolu ictinap duragi (od. mevkii)

AUSWEIDEN : German Turkish

vurulan hayvanm karnim yanp temizlemek

AUSWEINEN : German Turkish

l. agiayip bitirmek
(sich od. seinen Kummer) agiaya agiaya derdini teskin etm., yenmek
(sich die Augen) katila katila agiamak; agiamaktan katilmak; cok gözyasi dökmek

AUSWEIS : German Turkish

m l. (Personal0) hüviyet varakasi; kimlik kägidi; vesika, tezkere, pasaport
(Unterlage z. B. für ein Ge- such) varakai müsbite; beige
(Dokument) delil, burhan, hüccet, beyyine, senet
(Bank2) banka raporu; cüzdan
(Aufstellung) liste, cetvel °en l. (dartun) göstermek, delälet etm.
(beweisen) ispat etm., ispatlamak, izhar etm.
(vertreiben) kovmak; kapi disan etm.
(aus e-m Land) hudut disi etm.; hudut disina cikarmak; tebit etm., ihrac etm.; sich ~ hüviyetini ispat etm. 9Hch (Präp. m.Gen.) evraktan tebeyyün ettigine göre
ung / tebit; memleket disina cikar(il)ma
ungs.oetehl m tart ve tebit karan

AUSWEISEN : German Turkish

genisletmek, acmak, bollastiwnak; sich ~ l. genislemek, yayilmak, bollasmak
ßg. genellesmek, umumTlesmek, taammüm etm. 2er m eldiven masasi

AUSWENDIG : German Turkish

ezber(-e,
den); ~ hersagen ezberden okumak; •*- lernen ezberlemek, hifzetmek; ~ können ezbere bilrnek; su gibi bilmek (od. okumak); ~ spielen mus. nutasiz cal- mak "lernen n ezbercilik

AUSWERFEN : German Turkish

l. (Netz, Anker) atmak
(die Angel nach et.) fig. kancayi atmak (od. takmak)
(Lava) firlatmak, püskürmek
(ein Auge) tasla gözünü cikarmak
(Grä- ben) kazarak hendek acmak
(Befrag, Geld^ tahsis etm., ayirmak: tahsisa": baglamak
(Patronen) fisek kovam atmak
(Schleim usw.) balgam cikarmak
(von sich geben) kusmak
(Kot) terslemek, diskilamak Qer m mil. tirnak; horoz ayagi; ejektör

AUSWERTEN : German Turkish

l. (z.B. Unterlagen) degerlendi-mek, klymetlen- dirmek
(ausnützen) istismar etm.; cerri menfaatetm., istifade etm., faydalanmak
(praktisch) uygulamak, tatbik etm