Germany
HERBEKOMMEN : German Turkish
: Wo soll ich denn das ^? Bunu nereden bu-lup getireyim?
HERBEMÜHEN : German Turkish
-nin bir yere gelmesini rica etm.; sich ^ (buraya gelmek) ihtiyan zähmet etm.; ayagina kadar gelmek
HERBENASSEN : German Turkish
: sich ^ l. tenezzül etm.; naz niyaz ile yapmak
(zu et.) bse yanasmak; sich nicht ^ el vurmamak; gönlü nza göstermemek; göalü istememek; sich ^ müssen burnunu yere sürtmek
HERBERGE : German Turkish
l. (Zuflucht) siginak, bannak, meice
(einfaches Gasthaus) han, konukluk, misafirhane, kervan-saray, konak, oberj
s.vater m oberjist, hanci
HERBESTELLEN : German Turkish
ca§irmak, davet etm., celp etm
HERBETEN : German Turkish
virt cekmek; diline virt etm. (virdi zeban etm.); ezberlemis gibi söylemek, okumak
HERBHEIT : German Turkish
urukluk, sertlik, kekrelik
HERBITTEN : German Turkish
-nin buraya gelmesini rica etm
HERBIVORE : German Turkish
m zo. otcul, akilülhasayis, herbivor
HERBRINGEN : German Turkish
getirmek
HERBST : German Turkish
m sonbahar, güz, bagbozumu, kockatimi; yaprak dökümü; gazel vakti; im ^ sonbaharda, güzün
adonis-röschen n bot. sonbahar kan avciotu; kan damlasi 21ich sonbahara ait; sonbahan andiran
mond m eylül ayimn eski adi
saat/güzlük ekim
zeitlose fbot. güz cigdemi; aci cigdem
HERD : German Turkish
m l. ocak
(e-s Erdbebens) merkez; den ^ anzünden ocagi yakmak; Eigener ^ ist Goldes wert. Spr. Kendi kulübesi herkese saray gelir. Kaplumba^a kabugunda ne büyük sarayim var dermis. Spr.; ~ der Umtriebe tahrikät (od. entrika) ocagi; fitne merkezi;
HERDE : German Turkish
l. sürü
(Menschenmasse) kalabalik, cemmigafir; die ^ hüten sürüyü beklemek
n.gras n bot. kirmizi cayir otu
n.mensch m sürü insani
n.trieb m psych. sürü insi-yaki (od. icgüdüsü); cemaat icgüdüsü °n.weise sürü sürü
HERDRING : German Turkish
m ocak demiri
HEREIN : German Turkish
(konusana dogru) iceri(ye) ^! Qirin(-iz)! Buy- run(-uz)! Buyursunlar! Antrel
HEREINBEKOMMEN : German Turkish
l. sokma^a muvaffak olm.
(Ware) almak; seine Auslagen wieder ~ masrafim cikarmak
bemühen: Darf ich Sie (od. Wollen Sie sich) ^l tceri girmenizi rica edebilir miyim?
HEREINBITTEN : German Turkish
uyrun demek; (volkstüml.a.): buyur etm
HEREINBRECHEN : German Turkish
l. (Winter usw.) gelip catmak; bir yeri bastirmak
(Dunkelheit) cökmek, basmak
(Unglück) b-nin basma gelmek (od. sarmak)
fig. kapiya dayan-mak
HEREINBRINGEN : German Turkish
l. getirmek
sokmaga muvaffak olm.
(Ernte) mahsulü kaldinnak
(Verluste wieder ^) teläfi etm
HEREINFALLEN : German Turkish
flg. aldanmak; faka basmak; tuzaga düsmek; ya§ yere basmak; b-nin lafina kapilmak; türlüsüne rastlamak; küläh giymek; bös bei et. ^ bsden cani yan-mak; Auf diesen Schwindel fällt (so leicht) niemand herein. Bu yalam kimse yutmaz
HEREINFÜHREN : German Turkish
iceri sokmak
HEREINGEBEN : German Turkish
Fb. ortalamak
HEREINGEHEN : German Turkish
l. iceri girmek
(passen) icine sigmak
HEREINLASSEN : German Turkish
: Daß du mir ja niemand hereinläßtf Sakin iceriye kimseyi sokmal
HEREINLEGEN : German Turkish
F faka (od. yasa) bastirmak; aldatmak; küläh giydirmek; tuza§a düsürmek; dolaba koymak; kazikla-mak, yakmak: Der elende Kerl hat mich schön hereingelegt! Hain dolandmci beni yaktil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani