Germany
AGOGIK : German Turkish
mus. güdüm
AGONIE : German Turkish
can cekisme; haleti nezi; hali ihtizar; agoni
AGORAPHOBLE : German Turkish
meydan korkusu; agorafobi; havfi füshat
AGRAFFE : German Turkish
l. (Schmuck) agraf, toka, kopca, bros; ziynet ignesi
meil. s. Wundklammer
AGRARBANK : German Turkish
ziraat bankasi
gesetze pl. ziral (tarimsal) kanunlar
kredit m zirai kredi
lanil n l. ciftci memleketi
ziraate elverisli toprak
pr«dukte pl. ziral müstahsalat; tarim iirünii
reform / ziraat islahati, tarimsal reform –unternehmen n zirai isletme
Versicherung/ziral sigorta
AGREMENT : German Turkish
n pol. agreman; um ein ~ ansuchen istimzac etm
AGRIKULTUR : German Turkish
s. Ackerhau,
onom m ziraat mütehassisi; tanm uzmam
AH : German Turkish
! Int. ah! ya! vay! baki s.a. ach
AHA : German Turkish
! Int. l. Simdi anladim!
Hah! tste!
Görüyorsun ya!
AHASVER : German Turkish
n.pr. Serseri {od. Ezeli) Yahudi
AHLE : German Turkish
iz, tig, kacaburuk
AHMINGS : German Turkish
pl. naul. kana
AHN : German Turkish
m dede, cet; (-en pl.) atalar, eskiler, önceller, esläf
AHNDEN : German Turkish
l. (bestrafen) cczalandirmak
(rächen) öc (hinc, intikam) almak ^u^g/ l. tecziye, mücazat
intikam
jiir. takibat, (adli) kovusturma
AHNE : German Turkish
nine, cedde
AHNEN : German Turkish
I. icine dogmak; önceden hissetmek, sezmek
(ver- muten) farz etmek; bsin farkinda olm; sezin(le)mek
(argwöhnen) $üphelenmek;Mir ahnt nichts Gutes. Bundan iyi bir sey tefeül etmiyorum. ohne es zu ~ bilmeden; Ich habe es geahnt. Bana malum oldu. nichts ahnend s. ah-nungslos
AHNENFORSCHUNG : German Turkish
secere taraması, soy ağacı araştırması
AHNENPAß : German Turkish
m tasdikli silsilename
reihe / silsilename; sil- sile(-i ecdat); mit langer ~ secereli;
tafel / secere, sil- silename; hanedan iistesi
AHNFRAU : German Turkish
s. Ahne;
herr m s. Ahn
AHNUNG : German Turkish
l. (Vor~) hissikableivuku, teferrüc, sezgi, seziş
(geistige Vorstellung) fikir, tasavvur
(Argwohn) süphe, kuşku. zan
(Kenntnis) bilgi, haber; keine ~ haben (von)
aklının kenarından bile geçmemek
zerre kadar (od. zerre) haberi (bilgisi) olmamak; bşin tamamen cahili olm.; böse ~ gönül darlığı
AHNUNGSLOS : German Turkish
herseyden habersiz
(unerfahren) gözü kapalı
AHNUNGSLOSSIGKEIT : German Turkish
f habersizlik, bilgisizlik
AHORN : German Turkish
; hol. akcaagac; (rotbliitigcr) kir.nizi isfendan agaci –gewächse pl.hnl. akraagacgiller
AI AI : German Turkish
). ay-ay
AIGEGOSIEN : German Turkish
wir ~ silzei (Kleidungsstülk) tipatip gelmek; tii^iini^ ^.i^ta; üiin.: murn gihi oturrnak, dökLtmIi! olin
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani