Germany
HERÜBERZIEHEN : German Turkish
(binden) liyezon yapmak
HESEKLEL : German Turkish
n. pr. (Bibel) Hazaklyal
HESPERIDEN : German Turkish
pl. myth. Hesperidler
HETEROGEN : German Turkish
heterogen; gayri mütecanis; ayn cinsten
HETMAN : German Turkish
m bist. ataman, hetman
HETTITER : German Turkish
m; 2isch Hitit, Eti, Hatti
ologe m hititolog
ologie/hititoloji ^olog^sch hititolojik
HETZBLATT : German Turkish
n l. (Zeitung) kinci gazete; paQavra, lahana yapra^i
(Zettel) tahrikname
e/ l. s. Hetzjagd
(Eile) acele, istical, tehalük, ivedilik
(Aufreizung) tahrik(-ät), fesat(-cilik), arabozanlik, bulandincilik Sen (tr.) l. (die Hunde auf j-n) köpekleri b-nin üzerine üsürmek (od. saldirtmak)
(hinterherjagen) kovalamak
(umherjagen) acele ettirmek
(aufreizen) b-nin aleyhine kiskirtmak, tahrik etm.
(zur Eile drängen) iki ayagim bir pabuca sokturmak; (intr.) \\. acele etm.
(Unfrieden stiften) tahrikät yapmak; ara bozmak; fesat kanstir-mak; atla arpayi dövüstürmek; das Pferd schier zu Tode ^ atl ölesiye kosturmak; gehetzt: ~ sein (zeitlich) basi dara gelmek
er m muharrik, kiskirtici, parmakQi, müsevvik; ara bozucu; kavga kasa^isi; fesat kumkumasi 9erisch kiskirtici, müfsit, kanstirici, fitleyici;
e Tätigkeit fesatcilik, bozutculuk, ordubozanlik; e-e
e Tätigkeit entfalten ortaliga nifak sacmak
jagd / l. sürgün avi
(Eile) acele, istical, ivedilik
meidungen pl. tahrik edici mahiyette haberler
rede/kiskirtici nutuk; provokasyon
redner m provokatör, müsevvik, muharrik Heu n kuru ot; Er hat Geld wie ~. Denizde kum onda para.
baden m kuru ot amban; otluk
bündel n ot bagi
HETÄRE : German Turkish
alüfte, kurtizan
HEUCHELEI : German Turkish
l. ikiyüzlülük, mürailik, riyakärlik
(Verstellung) sahte tavir; tasannu, yapmacik 9eln (intr.) mürailik etm.; (tr.) yalandan göstermek; taslamak
ler(in/) m; °lerisch ikiyüzlü, mürai, riyakär, komedyen; gözü sürmeli; icten pazarlikli
HEUEN : German Turkish
ot bicip kurutmak
HEUER : German Turkish
dial. bu sene, bu yil ° l. m otcu
fnaut. tayfa ücreti
n naut. gemi icin tayfa dev§irmek Hcuernte/ot bicme; cayirlann hasadi •ert m s. Heumond.
neber n s.
schnupfen,
gabel/yaba, diren
häufen m bir küme ot; ot yi^mi; tmaz
HEUERVERTRAG : German Turkish
m naut. tayfa kontrat defteri; rolo
HEUET : German Turkish
l. m, f dial. s. Heuernte
m s. Heumond
HEULBOJE : German Turkish
nfluf. düdüklü samandira ^en l. (Wölfe, Hunde) ulumak
(weinen) pej. a^Iamak
(wehklagen) feryat etm.
(Wind usw.) u^uldamak, inlemek
en n l. (des Sturmes) u?;ultu
(e-r Sirene) düdük sesi
suse / gözü suhl (od. sidikli); feryatci, a^lamsik; yerli yersiz agiayan kiz
HEUMOND : German Turkish
m temmuz ayinrn eski adi
pferd n (grünes) zo. yesil cekirge
HEUREKA : German Turkish
! Evrika!
HEURIG : German Turkish
dial. bu seneki, bu yliki Qe m bu senenin sarabi
HEURISTISCH : German Turkish
phil. ihtirat, bulgusal
HEUSCHNUPFEN : German Turkish
m bahar (od. saman) neziesi
schober m kuru ot yigini; tinaz, otluk
schrecke /
cekirge; massenhaftes Auftreten von
n cekirge salgini
schrecken.schwarm m cekirge sürüsü
HEUTE : German Turkish
ugün; ~ morgen (abend, nacht) bu sabah (aksam, gece); ^ über acht Tage (oä. in acht Tagen) haftaya bugün; ~ vor acht Tagen bugünden bir hafta evvel;
^ übers Jahr bugünden bir sene sonra; seneye bugün; Was ist ^ für ein Tag? Bugünlerden ne? bis ^ bugüne kadar; hälä, clyevm; Für ^ genügt es. Bugünlük bu kadar yeter. die Mode von ^ zamane modasi; von ^ bis morgen bugünden yanna kadar; von ^ auf morgen apanisizm; kasla göz arasinda; derhal
HEUTIG : German Turkish
l. bugünkü
(jetzt) simdiki, halihazirdaki
(modern) asri, modern
entags bu günlerde; zamammizda
HEUTZUTAGE : German Turkish
u zamanlarda; auch ~ elyevm
HEXAGON : German Turkish
n math. altigen, müseddes
gramm n alti uclu yildiz; Davut yildizi
meter m lit. alti tefileli vezin
HEXAN : German Turkish
n ehem. heksan
HEXE : German Turkish
l. büyücü, bagici, afsuncu, sihirbaz
(altes Weib) carsamba (od. (yingene) kansi; acuze, cadi, cadaloz
(böses Weib) sirret kadin
hum. capkin (od. seytan) kiz Qn büyü yapmak; afsunlamak, sihirbazhk etm.
n.be-schwörer m büyücü kacincisi
n.kessel m l. cehennem
(Durcheinander) karmakansiklik
n.kraut n bot. kan-kurutan, mermahur
n.meister m büyücü, sihirbaz, göz-bagici
n.sabbat m l. cadilann ve ervahl habisenin toplantisi
ßg. (Durcheinander) karmakansiklik; Es herrschte ein wahrer ~. (bir yerde) (^ingene calar, Kürt oynar.
n.schuß m med. lumbago
rei / büyü(-cülük), gözbagi, gözbagcihk, sihirbazhk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani