Germany
HINEINFINDEN : German Turkish
: sich ^ (in et.) bsle ünsiyet peyda etm.; bse yavas yavas alismak
HINEINFRESSEN : German Turkish
F (Arger, Kummer usw.) icine atmak (koymak, sindirmek); belli etmemek
HINEINFUTTEM : German Turkish
F: ordentlich in sich ^ calakasik yemek
HINEINGEHEN : German Turkish
l. iceri girmek, dahil olm.
(hineinpassen) icine si^mak
HINEINGERATEN : German Turkish
icine dalmak; kucagma düsmek; istemeyerek bir meseleye kanstirilmak
HINEINGREIFEN : German Turkish
(in) elini bse daldirmak
HINEINKNIEN : German Turkish
: sic/i in et. ^ F bsle inceden inceye mesgul olm.; k-ni esasli bir suretle ise vermek
HINEINLASSEN : German Turkish
iceri girmege müsaade etm.; niemand hineinoder herauslassen kus ucurmamak; Man läßt niemand hinein, tceriye kimseyi koymuyorlar
HINEINLEBEN : German Turkish
: in den Tag ^ günü gününe yasamak; düsün-meden keyfmce yasamak; sich ~ s. sich hineinfinden
HINEINLEGEN : German Turkish
l. icine koymak; yerlestirmek
fig. aldatmak; kafese koymak
HINEINMENGEN : German Turkish
; hineinmischen: sich ^: Misch dich nicht hinein! Sen bu ise kansma l
HINEINPAMPFEN : German Turkish
: in sich ^ F gövdeye attstirmak; tika basa yemek
HINEINPASSEN : German Turkish
(bse) uymak;^g. yakismak; Meine Hand paßt nicht in diesen Handschuh hinein. Elim bu eldivene girmi-vor
HINEINPFERCHEN : German Turkish
tik(istir)mak
HINEINPLATZEN : German Turkish
(in) beklenmedik halde bir yerde görünmek
HINEINPRESSEN : German Turkish
s. hineindrücken
HINEINQUETSCHEN : German Turkish
s. hineinpferchen, sich ^ F tikismak
HINEINREDEN : German Turkish
: nicht hineingeredet bekommen b-nin görüseni karisani olmamak
HINEINREITEN : German Turkish
(intr.) atla (bir yere) girmek: (tr.) (j-n in e-e üble Lage bringen) b-ni kötü bir duruma sokmak; sich selbst in sein Unglück ^ arayip bulmak; kendi kanina susamak; kendi beläsini aramak
HINEINSCHAUEN : German Turkish
; hineinsehen icine bakmak; fig. bse nüfuz etm
HINEINSTECHEN : German Turkish
icine sokmak, saplamak
HINEINSTECKEN : German Turkish
l. daldirmak, batirmak, sokmak
(in Etui) kmlamak
(Kerze in Halter) dikmek; überall seine Nase ^ herseye burnunu sokmak; dü^ünde zurnaya hamamda kurnaya kosmak; sein Vermögen in ein Unternehmen ~ servetini bir tesebbüse yatirmak
HINEINSTEIGERN : German Turkish
: sich mit jedem Wort in immer größere Erregung "- her sözde daha büyük bir heyecana kapilmak
HINEINSTOPFEN : German Turkish
l. tikamak, sokusturmak
(in sich) tikistir-mak, tikmmak, ziftlenmek, yuvarlamak
HINEINTAUCHEN : German Turkish
anmak, dal(dir)mak, bat(ir)mak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani