Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
HINEINTRAGEN : German Turkish

l. icine tasimak
(Unruhe in das Volk) halk arasinda huzursuzluk yaratmak

HINEINWACHSEN : German Turkish

: in seine Aufgaben ^ vazifesine intibak etm

HINEINWOLLEN : German Turkish

iceri girmek istemek; Das will mir nicht in den Kopf hinein. Beynime girmiyor

HINEINZIEHEN : German Turkish

-ni bir ise kanstirmak; in den Krieg ^ (bisher unbeteiligtes Volk) harbe sürüklemek (od. sokmak)

HINEINZWÄNGEN : German Turkish

ite kaka iceri sokmak (sigdirmak, tikmak, tikistirmak); sich ^ sikismak, tikismak; güclükle bir yere girmek

HINFAHREN : German Turkish

(intr.) l. bir vasita ile bir yere gitmek
(mit der Hand über et.) elini bsin üzerinde gezdirmek; (tr.) bir vasita ile bir yere götürmek 9t / gidis, gitme

HINFALLEN : German Turkish

yere düsmek; wo eben die Liebe hinfällt (iron.) Gönül kimi severse güzel odur. Spr

HINFLÄZEN : German Turkish

; hinflegeln: sich ^ maca beyi gibi kurulmak; yan gelip kurulmak; uzun (od. yaygin) oturmak

HINFORT : German Turkish

undan böyle; bundan sonra; istikbalde, ilerde

HINFÄLLIG : German Turkish

l. (gebrechlich) dermansiz, takatsiz, zayif
(gegenstandslos) ortadan kalkmis; asilsiz, esassiz, keen-lemyekun
jur. hükümsüz, batil
pari. kadük; ^ machen selp etm.; ^ werden sakit olm

HINFÜHREN : German Turkish

l. götürmek. sevk. isal etm.
(Weg) cikmak

HINGABE : German Turkish

l, terk, feda
(Opferwilligkeit) fedakärlik; nefis feragati
(Ausdauer) gayret ve sebat
(Treue) sadakat, baglihk
(Neigung) e^inim, meyelän, düskünlük, inhi-mak; ^ an Zahlungs Statt jur. eda yerini tutan ifa

HINGEBEN : German Turkish

l. uzatarak vermek
(überlassen) birakmak, terk etm.
(verzichten auf) bsden vazgecmek
(opfern) feda etm.
(widmen) vakfetmek, hasretmek
(sein Leben) can (od. post) vermek; sich ^ l. (seinen Gefühlen) hissiyatma kapilmak
(Frau e-m Mann) bir erkege teslim olm.
(e-m Vergnügen) e^lenceye dalmak
(e-m Laster) bse düskün olm.; bsin müpteläsi olm.
(der Hoffnung)
.. ümidine düsmek 9ung / s. Hingabe.
ungsvoll hamiyetli

HINGEGEN : German Turkish

ise; diger taraftan, mamafih, halbuki

HINGEHEN : German Turkish

l. bir yere gitmek
(vergehen) (aradan) gecmek
(angehen) zararsiz olm.; kabili tahammül olm.; Nun, wo gehen Sie hin? Tesrif nereye? ~ lassen fig. l. bse karsi ses cikarmamak; gözünü kapamak; igmaz(-i ayn) etm.; sucunu bagislamak
(ungestraft) yanma birakmak (od. koymak); Dos kann man nicht ungestraft ^ lassen. Buna göz yumulmaz

HINGEHÖREN : German Turkish

: Es steht alles dort, wo es hingehört. Her sey yerli yerindedir. Alles, wo es hingehört! Car basmda cank aya&inda! Wo gehört das hin? Bunun yeri neresi?

HINGERATEN : German Turkish

tesadüfen bir yere düsmek

HINGRÜBELN : German Turkish

: vor sich ^ pis pis düsünmek

HINHALTEN : German Turkish

l. (Hand) uzatmak
(zeigen) göstennek
fig. (j-n) b-ni oyalamak, avutmak; kukla gibi oynatmak;
(mit leeren Versprechungen) oyalamak, mesgul etm.; l b-ne sakiz cignemek; V: altmis altiya baglamak
d:
er Widerstand mil. oyalayici müdafaa

HINHAUEN : German Turkish

F (intr.) l. vurmak, dövmek
(schnell machen) cabuk olm.; gayretle bir ise koyulmak
isi is olm.; (tr.) l. a) (flüchtig hinschreiben) ciziktirmak b) (allg.) bsi cirpistirmak; bir isi üstünkörü yapmak
(seine Arbeit) vazifesinden aynimak; isinden vazgecmek; sich ^ F (bir yere) yatmak; Wo er hinhaut, wächst kein Gras mehr. Basti^i yerde ot bitmez. Spr.; Da häuf s e-n lang hin! F öp babanm elinil hingehaut özensiz bezensiz; bastan savma; derme catma; bozukdüzen

HINHUNZEN : German Turkish

V hirpalamak, örselemek; pacavrasini cikar-mak; F: bok kanstirmak

HINHÖREN : German Turkish

(auf) kulak asmak; dinlemek; nicht ^ aldins etmemek; V: es gecmek

HINKAUERN : German Turkish

: sich ^ domalmak, cömelmek, cökmek; Der Hase hatte sich unten am Fels hingekauert. Tavsan kaya-nm dibine sinmisti

HINKEN : German Turkish

l. topal topal yürümek; topallamak; (a.ßg.) aksa-mak
eksik, sakat olm. Q n topalhk, aksaklik
d topal, aksak

HINKOMMEN : German Turkish

l. ulasmak, varmak
isi is olm.
(genügen) yet(is)mek; käfi gelmek; Wo ist mein Hut hingekommen? §apkam ne oldu? Das kommt nicht hin. tdare etmez