Germany
HINKRIEGEN : German Turkish
F l. basarmak
becermek, düzmek; V: ipi boyamak Er hat es wieder einmal hingekriegt. Yine isini uydurdu. Das hätten wir hingekriegt! Oldu da bitti masal-lah!
HINKRITZELN : German Turkish
ciziktirmak
HINLANGEN : German Turkish
l. elini uzatmak
(eli) bir yere yetisebilmek
(genügen) käfi gelmek, kifayet etm., yetmek
HINLAVIEREN : German Turkish
idare(-i maslahat) etm.; becermek
HINLEGEN : German Turkish
l. (bir yere) koymak, yatirmak
F birakmak, terk etm.; bir vazifeden istifa etm.
F (zeigen) göster-mek
mil. (Befehl) Yere yati sich ^ yere yatmak; uzanmak
HINLEITEN : German Turkish
; «lenken bir noktaya dogru sevk etm., yöneltmek; dos Gespräch auf et.
lenken sözü bse getirmek
HINLÄNGLICH : German Turkish
käfi, kifayetli, yeter 9kelt / haddi kifayet; yeterge
HINLÜMMELN : German Turkish
: sich ^ s. sich hinfläzen
HINMACHEN : German Turkish
F l. berbat etm., benzetmek, bozmak, kirmak, parcalamak
öldürmek
HINMÄHEN : German Turkish
ßg.: geradezu hingemäht werden (Soldaten) sapir sapir dökülmek
HINNEHMEN : German Turkish
si hszmetmek; k-ne yedirmek; boyun kirmak; alles ^ gözünün üstünde kasm var dememek
HINNELGEN : German Turkish
(zu) bse eginmek, temayülü olm. ^ung / eginim, temayül, inhimak
HINNEN : German Turkish
: von ^ z.va. buradan; von ^ scheiden (poet.) dün-yaya gözlerini kapamak
HINNÄHME : German Turkish
hazim, sabir
HINOPFEM : German Turkish
(nutzlos) heba etm
HINPFEFFERN : German Turkish
F siddetle atmak
HINRAFFEN : German Turkish
alip götürmek
HINREDEN : German Turkish
: vor sich ^ söylenmek
HINREICHEN : German Turkish
s. hinlangen
HINREIßEN : German Turkish
l. (begeistern) heyecanlandirmak, costurmak, gasyetmek, meftun etm.
(j-n zu et.) b-ni bse sürükle-mek; sich ^ lassen l. (von seinen Gefühlen) hissiyatma kapilmak
(vom Zorn) bse maglup olm.
(et. zu sagen) bsi söylemege agzi varmak; hingerissen heyecanh, cos-kun, meftun, baygm, tutkun; ganz ^ sein von et. bse meftun ve meshur olm.; meclup olm.
d cazip, cazibeli, costurucu, dilrüba
HINRICHTEN : German Turkish
l. (Verbrecher) idam etm.; ipe cekmek; fr. a. kaziga oturmak
F (herrichten) hazirlamak Qung f idam, salp;/r. a. kaziklama
HINSAGEN : German Turkish
: nur so M" gelisieüzel söylemek
HINSCHAUEN : German Turkish
akmak; Ich habe nicht eigens hingeschaut. Bakmadim ki göreyim. vor sich ^ önüne bakmak
HINSCHEIDEN : German Turkish
poet. vefat (od. irtihal) etm. ° n üfui
HINSCHIEBEN : German Turkish
: Er schob ihm ein Blatt Papier hin. önüne bir kägit sürdü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani