Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
KRÄNKEND : German Turkish

dokunakli, batici, haysiyetsiken, incitici; ^ wirken a^ir gelmek

KRÄNKLICH : German Turkish

hastalikli. illetli, alil, mariz, dertli, siska; öksü-rüklü tiksinkli Sung / dil (od. izzetinefis) yarasi; soguk söz

KRÄNZCHEN : German Turkish

n l. kücük celenk
(hammlann) sohbet top-lantisi

KRÄTZE : German Turkish

f med. uyuz illeti; die ~ haben uyuz olm

KRÄTZLG : German Turkish

uyuz Smilbe/zo. uyuz böce^i; sarkopt

KRÄUSELN : German Turkish

l. kivirmak
(fälteln) kirma yapmak
(Haare) ondüle etm.
(Stoff) frize etm.
(zusammenziehen) büzmek, burmak
(Wind das Wasser) harelendirmek; hafifce dalgalandirmak; sich ^ l. kivrilmak
(Haar) lüle lüle olm.; pürceklenmek
büzülmek; gekräuselt kivircik, büzgülü, ondüle, pürcekli; halka halka; leicht
e See gelinhavasi

KRÄUTERTEE : German Turkish

m ilä^ otlan menkuu
weibchen n kökcü

KRÖNEN : German Turkish

l. taclandirmak, tetvi^ etm.
ßg. evcibaläsini teskil etm.; zum Kaiser ^ b-ne imparatorluk tacim giydirmek; gekrönt: von Erfolg ^ muvaffaklyetli;
es Haupt tacdar, hükümdar

KRÖNUNG : German Turkish

tetvic, tetevvüc; (fig.) evcibalä
s.Teierllchkeiten pl. ta

KRÖPF : German Turkish

m l. (der Vögel) kursak, konsa, kati, tashk
med. cedre, gusa, guvatr

KRÖSUS : German Turkish

l. n.pr. bist. Krezüs
m ßg. (steinreicher Mensch) Karun, banker; altin küpü (od. babasi); sich als ~ aufspielen Karun kesilmek; Er ist ein ~. Alyon kadar zengin. (V) Kröte/ l. zo. karakurbaga. otlubaga
fig. terbiyesiz gen^ kiz
(-n pl.) F para

KRÜCKE : German Turkish

koltuk degnegi; an
n gehen koltuk degnegiyle yürümek

KRÜCKSTOCK : German Turkish

m degnek, baston, sopa

KRÜLLSCHNITT : German Turkish

m (bei Tabak) orta klyim

KRÜMCHEN : German Turkish

n:
el m kinnti, üfanTi

KRÜMELIG : German Turkish

kolayca ufalan; gevrek
B (tr.) ufalamak (intr.) ufanmak

KRÜMMEN : German Turkish

egmek, bükmek, egriltmek, kivirmak; mukavve yapmak; sich ~ l. egrilmek, bükülmek, kivrilmak
(vc Schmerzen, Lachen usw.) kivranmak, kirilmak
(sie wellen) carpilmak; ohne daß e-m auch nur ein Haar gt krümmt worden wäre kimsenin bumu kanamadan (oc kanamaksizin)

KRÜMMUNG : German Turkish

l. egilme, bükülme, büküntü, e^rilik, inhin
(Kurve) kavis, kivnnti, dönemec, viraj
(Windung dolambac, ivicac, iltiva, dirsek

KRÜPPEL : German Turkish

m sakat, colak, topal. kötürüm, rasitik; yandai carkli; yangaboz; zum ~ machen sakatlamak

KTENOPHOREN : German Turkish

pl. s. Rippenquallen

KUBA : German Turkish

n. pr. geogr

KUBANER : German Turkish

(in /) m; 9nisch Küball

KUBEBENPFEFFER : German Turkish

m bot. kuyruklu biber; Hint biberi; kebeb

KUBIEREN : German Turkish

math. ücüncü kuvvete cikarmak; bir adedil mikäbim almak

KUBIKDEZIMETER : German Turkish

n, m desimetre küp (od. mikäbi); miliste •maß n hacim (od. mikäp) ölcüsü
meter n, m metre kü]-millimeter n, m milimetre küp
wurzel / küp kok; cezrmikäp
zahl / küp sayi; adedi mikäp
Zentimeter n, n santimetre küp