Germany
KUBISCH : German Turkish
kübik, mikäb? ^ismus m kübizm; geometricilil 2ist m;
Istisch kübist 9us m mikäp, küp
KUCHEN : German Turkish
m pasta, gato; hamur isi: kek Ja ^1 F Yagma yok Avucunu yala! ^ backen pasta yapmak
bäcker m l pastaci
(in größerem Restaurant) hamurcu
blech i tepsi
KUCHENFORM : German Turkish
l. pastanm sekli
pasta (od. kek) kalibi
KUCKUCK : German Turkish
m l.
guguk kusu
hum. icra memurunun koydugu resmt mühür; zum ^1 Hay Allah beläsini versin! Hol dich der ^l (od. Geh od. Scher dich zum ^!) Cehennem öl! Dos weiß der ^1 Ne bileyim!
s.ruf m guguk kusunun ötüsü
s.uhr / guguklu (od. kuslu) saat
s.vögel pl.
guguksular
KUDDELMUDDEL : German Turkish
m, n F hercümerc, karmakansikhk
KUFA : German Turkish
n. pr. (Irak) Kufe
KUFE : German Turkish
l. (Gefäß) tekne, fiel
(Schlitten~, Wiegen9) kayma kizagmm veya besigin taban agaclan
(bei Flugzeugen) kizakli inme tertibati
KUFISCH : German Turkish
Kufe sehrine müteallik;
e Schrift hatti KüfT
KUGEL : German Turkish
l. küre, yuvarlak, töp(-arlak)
(Gewehr usw.) kursun fisek
(Kanonen~ od. La.) gülle
(Geschoß) mermi
(Spie^) bilye
(Murmel) zipzip; sich e-e ^ durch den Kopf schießen (od. jagen) beynine (od. kafa-sina) kursun sikmak; e-e ruhige ^ schieben F hum. fazia gayret sarf etmemek
abschnitt m math. küre parcasi; kitai küre 9ähnlich toparlagimsi; sibih kürevt
akazie / bot. top akasya
amarant m bot. ambercicegi
ausschnitt m math. küre kesmesi; kitai küre
auszieher m fr. domuzayagi
blume / bot. kürevt. turbit
KUGELDISTEL : German Turkish
bot. kirpi dikeni; mavi dünya
fang m l. (hedef levhasi gerisindeki) toprak siper
(-spiel) bilboke
fender m naut. balon istromaca ^fest kursun islemez (gecmez, yaralamaz) flsch m zo. balon (od. kirpi) bahgi
fläche / kürevl satih; küresel yüzey
form /l. kürevilik, küreviyet
(Gußform) kursun kalibi ~förmig kürevl, yusyuvarlak, toparlak
gelenk n l. an. kürevt mafsal; enartroz
techn. bilyeli mesnet
hagel m kursun yag-muru; Wir kamen in e-n richtigen ^. Üstümüze kursun yaglyordu. mit e-m ~ überschütten b-ne kursun yagdir-mak
hälfte / astr., geogr. yan(m)küre; msif küre
hantel / halter, gülle
haube / s.
kappe, ^^g kürevi, küresel
kalotte/;- kappe / kapak, takke
lager n bilyeli ruiman (od. yatak)
KUGELN : German Turkish
(tr.) yuvarlamak; (intr.) l. (top gibi) yuvarlanmak
(Spiel) zipzip (veya bilye) oynamak
(Wahl) renkli bilyelerle intihap etm. Es war zum
0, insani catlaya- siya güldürüyordu
KUGELREGEN : German Turkish
m s. hagel. ~rund l. tortop, dertop, desdegirmi, kürevt, yusyuvarlak
(sehr dick) tombul, tombadiz
Schicht / math. küre dilimi
Schreiber m bilyeli stilo; fl. tükenmezkalem
Segment n s.
abschnitt,
sektor m s.
ausschnitt. 9sicher s.
fest.
stoßen n La. gülle atma
tonne / naut. kürevt samandira
ventil n bilyeli valf
zone / küre kusagi; mintikai küre
KUH : German Turkish
l. inek
(Hirsch~. Elefanten2 usw.) disi geyik, fil usw., dumme ^! Schi. ahmak kadin (od. kiz)! Er steht da wie die ^ vor dem neuen Tor. Deve naibanda bakar gibi baklyor.
blume / F l. s. Sumpfdotterblume
s. Löwenzahn,
dort n pej. cansikici bir yer
fladen m inek gübresi; mayis
handel m pej. kötü bir trampa
hirt m inek cobani; inekci, sigirtmac
haut / inek derisi; Das geht auf keine ^f ßg. Yok deve! Bu kadan da fazia! tnanilmayacak seyl Was er alles an Dummheiten angestellt hat, geht auf keine —/ Kirdigi koziar bini asti. 2hessig (Pferd) it elli
KUHMAGD : German Turkish
ineklere bakan hizmetci kiz
inekleri güden coban kiz
milch/inek sütü
mist m (getrockneter) tezek; (frischer) mayis
KUHREIHER : German Turkish
m zo. öküz balikcili
schelle / oo/. rüzgär cicegi; Manisa lälesi
stall m inek ahin; ineklik 2warm henüz sagilmis (süt)
KUKURUZ : German Turkish
m bot. kokoroz, misir
KULAK : German Turkish
m (Rußland) fr. büyük aga
KULANT : German Turkish
l. cemilekär, mültefit; müsait davranan
(Bedienung) itinali. dikkatli
(Preise) makul, mutedil
H sürat ve kolayilk gösteren
KULI : German Turkish
m (China) kuli
KULINARISCH : German Turkish
lezzetli yemeklere müteallik
KULISSE : German Turkish
l. kulis
(Börse a.) serbest piyasa; hinter den
n ßg. kulis arkasinda; kafes ardindan; gizlice; hinter die
n sehen künhüne varmak
n.fieber n s. Lampenßeber.
n.maler m Th. sahne dekoratörü
KULLERAUGEN : German Turkish
pl. F: ^ machen gözleri fal tasi gibi acilmak °n yuvarla(n)mak
KULM : German Turkish
(II) n geol. kulm
KULMINATION : German Turkish
a^tr. yücelim; müruru ulya
s.punkt m ßg. tepe noktasi; evcibalä
KULT : German Turkish
m kült, ibadet etme, tapma, perestis; e-n ^ mit et. treiben bse tapinmak Sisch ibadete müteallik;
e Pflicht (isl.) farz, sart
ivator m agr. kültivatör ^^vie^en l. (Boden) islemek
baymdirmak, imar etm., medenilestir-mek; uygarlastirmak, kültive etm. 9iviert l. bayindir, abadan, mamur
medenl, uygar
statte / ibadet yeri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani