Germany
KURTAXE : German Turkish
ilicalarda ahnan vergi
KURTISANE : German Turkish
l. bist. bir prensin metresi
kibar fahise; kurtizan, kokot
n.tum n kurtizarilik, kokotluk
KURVE : German Turkish
l. math. egri cizgi; hatti münhani
(Straßen~) büküm, büküntü, kivnnti, viraj, dönemec
(Windung) dolambac; e-e ^ fahren viraj almak; ^ zweiter Ordnung math. ikinci mertebeden münhani ~n (Flugzeug) hele-zonlar cizmek
n.gleichung / math. münhani muadelesi; egri denklemi
n.Hneal n münhani cetveli; pistole
KURZ : German Turkish
kisa; (Adv.) kisaca; sözün kisasi; (v)elhasil; iki kelime ile; bir sözle; düzcesi; ^ darauf ard} sira; "e Hose külot, dizlik, sort, kispet; ^ abfertigen birkac kelime ile savmak; um es ^ zu sagen (od.) ~ gesagt huläsa(-ten), häsili; sözün kisasi; kisacasi; recht ^ kisarak; et. zu ^ machen (z.B. Hemdärmel) kisa tutmak; zu ^ kommen (bei et.) avucunu yalamak; payini alamamak; Es soll keiner zu ^ kommen! Ne sis yansin ne kebap! ^ angebunden ßg. sogukneva, reddedici; sich ^fassen kisa kes-mek (od. gecmek); (beim Schreiben) kisa yazmak; Machen wir es ^! (Lafi) uzatmayaliml (od. kisa keselim!);
~ und bündig kestirme, veciz, mucez, lakonik; F: kesen-kes; ^ und dick bodur; (Finger) bidik, küt; ^ und gut häsili; uzun sözün kisasi; ^ und klein paramparca; ^ und klein schlagen un ufak (hurdehas, paramparca) etm.; binnen
em az zaman icinde; cok sürmez; co§a varmaz-dan; pek vakit gecmeden, cok gecmeden, pek yakinda; nach
er Ehe verwitwet (Frau) duvak düskünü; nach
er Ehe sterben (bzw. geschieden werden) duvagma doyma-mak; über ^ oder lang er gec; vor
em dem in; az zaman evvel; bu yakinlarda; gecenlerde; Ich bin erst vor
em gekommen. Daha yeni geldim. ^ vor Istanbul Istanbula varmadan az evvel; bis vor
em yakinlanna kadar; s.a. kürzer
KURZARBEIT : German Turkish
-arbeit / mesai saatlerinin kisaltilmasi
KURZARTIKEL : German Turkish
^artikel m (in der Zeitung) komprime
KURZATMIG : German Turkish
•atmig tiknefes
KURZATMIGKEIT : German Turkish
~atmigkeit / tiknefeslik; nefes darligi; zıykısadır med. a. dispne
KURZAUSGABE : German Turkish
~ausgabe / kisaltilmis tabı
KURZBEINIG : German Turkish
-beinig bacaksiz, bastibacak; badi badi bacak
KURZERHAND : German Turkish
kestirmeden giderek; tereddüt etmeden; tezel-den ^ entscheiden kesip atmak
KURZFILM : German Turkish
m sort; kisa metraj(-li filim) 9fristig kisa vadeli (od. mühletli)
fußdrosseln pl. zo. Arapbülbülügiller ^gefaßt:
e Darstellung huläsa, icmal, rezüme
geschichte/ kücük hikäye; kisa nuvel 9halten (P.) l. b-nin serbest-ligini tahdit etm., özgürlük cevresini daraltmak; gemini kismak
spez. daha az para (veya yemek) vermek 2köpflg kisakafali, brakisefal, müstazarürreis 21ebig kisa ömürlü; ömürsüz
KURZSCHLIEßEN : German Turkish
el. duz kontak yapmak 2schluß m el. kon-tak; kisa devre; Es ist ein ^ entstanden. Kontak yapti. 2schlußhandlung / ßg. heyecandan gelen düsüncesiz hareket 2schrift / stenografi 2schwert n palyo?
sichtig l. miyop; uzak görmez; kastrülbasar
ßg. basiretsiz; mahdut fikirli 9sichtigkeit / l. miyopluk
basiretsizlik 9splelß m naut. kol bastirma ~streckenlauf m La. sprint 9streckenläufer m La. sprintör; kisa mesafe kosucusu ~stunde/kirk veya kirkbe$ dakikalik ders saati
treten l. mil. kisa adimlaria yürümek
cok ihtiyatli davranmak; tevazu göstermek; k-ni zorlamak
um (Adv.) sözün kisasi; (v)elhasil
KURZWAREN : German Turkish
pl. hirdavat, tuhaflye, aktariye
händler m hirdavatci, tuhafiyeci, aktar; (hausierender) cerci
KURZWEG : German Turkish
kisaca, ceffelkalem ~weil / egience, oyalanma
wellig egienceli, egiendirici 2welle / kisa dalga; kisa tul mevc 2wellenapparat m kisa dalgali radyo makinesi
KURZÄRMELIG : German Turkish
ärmelig kisa kollu
KUSCH : German Turkish
! (Befehl an den Hund) Yat! In asagi!
ein sich ^ b-nin koynuna girmek; sokulmak; bse bürünmek
en l. (Hund) yatmak
fig. a) (schweigen) susmak; ses cikar- mamak b) (sich fügen) boyun e^mek
KUSINE : German Turkish
amca (dayi, teyze, hala) kizi; kuzin
KUSTOS : German Turkish
m müze (kütüphane v. s.) memuru
KUTIKULA : German Turkish
biol. kütikül, besere
KUTSCHBOCK : German Turkish
m arabaci mevkii
e/binek arabasi; payton, kupa, kaleska; ~ mit Klappverdeck körüklü payton
en.schlag m araba kapisi
er m arabaci, paytoncu ^leren araba kosmak
pferd n araba atl
KUTTE : German Turkish
ahip veya papaz kisvesi
KUTTELFLECKE : German Turkish
pl. iskembe
suppe / iskembe corbasi
KUTTELHÄNDLER : German Turkish
m sakatatci
n pl. s.
flecke
KUTTER : German Turkish
m naut. kotra
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani