Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
LECK : German Turkish

n yank, yara, catlak; sizinti yeri 2 sizintih; ^ werden (Schiff) su almak Qen tr. yalamak; (mir.) \\. sizinti yapmak; sizmak; su sizdirmak
(Eimer usw.) damla-mak
(Flammen) yalamak
(Schiff, Boot) su almak; vorne — und hinten kratzen öperken isirmak; Die Katze leckt sich. Kedi yalamyor. wie geleckt aussehen cicili bicili (süslü püslü; iki dirhem bir cekirdek) olm.; sich alle zehn Finger nach et. ^ fig. bsi hirs ve tamahia iste-mek; tadi damagmda kalmak

LECKER : German Turkish

l. lezzetli, nefis, enfes; kurabiye gibi
(Mädchen) F Lokman hekimin ye dedigi (sey) 9blssen m l. leziz lokma
allg. delikates Qei f (etwa): egiencelik Qmaul n: ein ^ sein agzinin tadini bilmek

LEDER : German Turkish

n l. deri, mesin, sahtiyan,güderi, kösele, vidala
Ffr. mesin; rundes ^ Fb. mesin top (od. yuvarlak); in ^ gebunden mesin ciltli; vom ^ ziehen l. (angreifen) hücum etm., saldirmak, b-nin üzerine atlimak
(schimpfen) b-ne sövüp saymak
band l. m mesin eilt
n (a. als Gelenkschutz) bilek kayisi
fett n vidala yagi
gurt m kayi§
handel m deri ticareti
haut/on. l. altderi, edeme, korvum, kutis
(des Auges) sert kat; tabakai sulbe; gözaki
hose / l. deri külot
(bei yagli güres) kispet
karpfen m zo. ciplak sazan
mantel m deri palto
mutze/ (der Berg- od. Seeleute) barata Qn l. deri, mesin v. s. den mamul
fig. kuru, cansikici, ruhsuz
ol.mantel m mu-samba
riemen m kösele kayis; (schmaler) sinm
tange pl.bot. fukusgiller; tulumlu alklar
zeug n mit. deri mal-zeme

LEDIG : German Turkish

l. (unverheiratet) bekär, bakire, evienmemis, mücer-ret, ergen
(frei) hur, serbest
(unbesetzt) bös, acik, münhal
(e-r S.) bsden kurtulmus, azade (olm.) Qen.steuer/bekärlik vergisi
lieh yalniz, sirf, sadece, salt, tek, münhasiran, sade, ancak, mücerret

LEE : German Turkish

naut. boca, rüzgäralti

LEER : German Turkish

l. bös, bosal(til)mi§
(unbesetzt) hält, acik; isgal edilmemi§
(bedeutungslos) kuru, vahi, cürük, manasiz, sacma
(unbeschrieben) yazisiz, bo§
(einsam) issiz, tenha;
e Behauptung kuru iddia;
es Gerede bo§ lakirdi; kuru laf; cürük söz;
e Ausrede bieten mazeret;
e Versprechungen kuru vaatler; havadan sözler;
e Bühne Th. ciplak sahne;
e Hoffnung kuruntu; ham (od. vahi) ümit;
es Stroh dreschen l. lüzumsuz seyler söylemek
sacma-lamak
bosuna ugrasmak; wer
es Stroh drischt tavuk ayagi yemis; ^ ausgehen hava almak; parmagini yalamak; ^ essen (Teller) siyirmak; ^ werden l. (Straßen) issizlasmak
(Topf usw.) (kabin) dibi görünmek; mit
en Händen eli bo? olarak; ins Leere starren gözü dalmak °ef l. bosluk
(leerer Raum) vakuum, halä
(Einsamkeit) yalm^lik, issizlik
en l. bosaltmak
(Glas) dikmek, devirmek 9fahrt/bo§ sefer 2gut n H bo§ sandiklar °lauf m l. (e-r Maschine) bosa isleme
(Gang) bo§ vites
(von Autorädern) patinaj
(ohne Einschalten des Motors) motörsüz hareket
laufen (Maschine, Auto) bosa dön-mek
plündern (z.B. Baum) cascaviak etm.
stehend (Wohnung) bo$ 2verkauf m H aciktan satis; hava oyunu

LEGAL : German Turkish

kanunt, yasali, mesru, sert;
es Vorgehen tesrit mua-mele;
er Verkauf jur. beyi sahih
isieren l. mesru kil-mak; kanunlastirmak
(amtlich bestätigen) resmen tasdik (od. vize) etm., legalize etm. 21tät / kanuniyet, mesruiyet

LEGAT : German Turkish

l. m Papamn fevkaläde murahhasi; lega
n jur. teberru; muayyen mal vasiyeti
ar m jur. k-ne muayyen mal vasiyet olunan
ion/eicilik
ions.rat m (Titel) eicilik müsaviri
ions.sekretär m (Titel) eicilik kätibi

LEGEL : German Turkish

m naut. radansa

LEGEN : German Turkish

l. koymak, vazetmek
(nieder-) yatirmak, uzatmak
(ausbreiten) sermek, yaymak
(Schienen, Teppiche usw.) dösemek; fer§ etm.
(Eier) yumurtlamak; sich ^ l. yatmak, uzanmak, serilmek
(zu Bett) yataga yat-mak
(Wind) yatismak, kesilmek, düsmek, dinmek, limanlamak
(nachlassen) siddetiazalmak;yavaslamak; sükOnet bulmak
(auf et.) bütün kuvvetini bse hasret-mek
(ins Mittel) araya girmek; arabuluculuk etm.; die Karten ^" iskambil kägidi ile b-nin falina bakmak; zu ^ aufhören (Hühner) yumurtadan kesilmek; Leg das Papier auf den Tisch/ Kägidi masamn üstüne biraki Er hat das Buch den ganzen Tag nicht aus der Hand gelegt. Kitabi bütün gün elinden birakmadi. sich die Karten ~ lassen fala baktirmak; Hand an et.
^ bse el koymak; Das Schiff legte sich auf die rechte Seite. Gern i saga yatti. Q n l. (von Schienen usw.) fers(-iyat), döserne
(der Haare) mizanpli

LEGENDÄR : German Turkish

efsanevt, menkibevt; isrni var cismi yok; Züm-rüdüanka gibi ^e / l. dim menkibe; lejant
(allg.) efsane, masal
(auf e-r Münze) yazi
(auf e-r Landkarte) isaretlerin izahl; lejant; zur ^ werden menkibeles-mek

LEGER : German Turkish

teklifsiz, tekellüfsüz. läubali, serbest

LEGHORN : German Turkish

n (Hühnerrasse) ligorna

LEGIEREN : German Turkish

l. halita yapmak
(Kochkunst) saica (od. corba) koyulastirmak 9ung / l. halita, alasim
salca. corba v.s.ye un kanstirilmasi

LEGION : German Turkish

l. bist. lejyon
(Freiwill igen^) gönüllü kitasi; lejyon
fig. (große Zahl) büyük miktar
är m lejyoncu, lejyoner

LEGISLATIV : German Turkish

tesrit °ive/tesrit kuvvet; yasama erki °ur.periode /secim devresi; yasama dönemi

LEGITIM : German Turkish

mesru, kanuni, yasali;
es Kind helälzade;
e Frau nikähli es Qation/ l. mesruiyet (od. sihhat) temini; tas-dik, tevsik
(aktive, passive) jur. husumet ehliyeti
(durch nachfolgende Ehe) jur. evienme ile nesebin tashihi
(e-r P.) bir sahsin kimligini ispat
hüviyet varakasi; kimlik kägidi °atjons.karte / s. Legitimation (5). 9ations.papiere pl. evraki müspite
leren mesruiye-tini temin (od. ispat) etm.; sich ^ hüviyetini ispat etm. ^ist m lejitimist 9ität / mesruiyet

LEGOL : German Turkish

(naut. Kommando) laska!

LEGUAN : German Turkish

m zo. kabarcikli iguana

LEGUMINOSEN : German Turkish

pl.bot. baklagiller; bakliye.fasilesi

LEHEN : German Turkish

n bist. timar, zeamet, has, tief; feodal ernläk
s- s. Lehns-

LEHM : German Turkish

m l. balcik, salsal. mil; lüleci (od. tuglaci) camuru
(zum Hausbau) kerpic
boden m balcikh toprak (bzw. zemin); geren
grübe / lüleci camuru cikanlan yer 9ig balcikh
mauer / örme (od. kerpic) duvar
wand / kerpic duvar
ziegel m kerpic tugia

LEHNE : German Turkish

mesnet, destek, dayangac,yastangac
(Rücken2) arkalik
(Arm^) dirseklik; dirsek yastigi ^n (tr.) daya-mak, yastamak; (intr.) dayanmak, yastanmak, dayah olm.; sich ^ l. yastanmak, yaslanmak, dayanmak, istinat etm.
(hinaus-) disarı sarkmak
fig. (auf j-n) b-ne sirtim dayamak

LEHNSDIENST : German Turkish

m bist. vasal hizmeti
eid m sadakat yemini

LEHNSESSEL : German Turkish

m koltuk