Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
MEMME : German Turkish

F korkak, cebin, yüreksiz

MEMOIREN : German Turkish

pl. hatirat, hatiralar

MEMORANDUM : German Turkish

n ilmühaber, memorandum, muhtira ^^e^en ezberlemek, hifzetmek

MENAGE : German Turkish

l. sefertasi
(auf dem Eßtisch) yag ve sirke takimi
ev idaresi
(spez. Ost.) mil. erlerin iasesi; aus der ~ leben mil. karavanadan yemek

MENAGERIE : German Turkish

l. hayvanat bahcesi
(wandernde) seyyar canli hayvanlar sergisi

MENDERES-REGIME : German Turkish

n Menderescilik, Menderesizm

MENE, TEKEL, UPHARSIN : German Turkish

(Bibel) mane, tesel, fares

MENELAUS : German Turkish

n.pr. Menelas

MENETEKEL : German Turkish

n fig. basa gelecek akibeti haber veren ihtar

MENGE : German Turkish

l. kemiyet, nicelik, miktar
(große) cokluk, kes-ret, bolluk
(Schwärm) küme, sürü
(Haufen) kütle, yigin, öbek
(Menschen9) kalabalik, izdiham
(sehr viel) pek cok; cok cok; e-e ~ Leute bir takim kimseier; e-e ^ Arbeit bir alay is; e-e ^ Bücher bircok kitap; Er hat e-e ~ dummes Zeug geredet. F Bir yigm laf söyledi. e-e ^ Geld cok para; e-e solche ~ Geld böyle okkali bir para; Er gab e-e ^ Geld aus. Dünyanin parasim sarf etti. Er hatte e-e ^ Einwände. Bize karsi bir sürü itiraz sira-ladi. in kleinen
n azar azar; lokma lokma; in
n ievc fevc; akm akm; bol bol; külliyetle; kulac ku!ac; in großer ~ vorhanden sein geni§ bir nispet dahilinde mevcut olm.; eksik olmamak 9en kanstirmak, bulamak, mezcet-mek, kat(istir)mak; sich in et. ^ bir ise kansmak, müda-hale etm., burnunu sokmak
en.lehre / math. cümleler nazariyesi °en.mäßlg kemmt, nicel; (Adv.) miktarca
kom n mahlut
sei n halt, karmakansiklik

MENHIR : German Turkish

m (keltische Steinsäule) menhir

MENINGITIS : German Turkish

med. menenjit; säri beyin hummasi

MENISKUS : German Turkish

m an. menisküs
riß m: sich e-n ^ zuziehen menis-küs olm

MENKENKE : German Turkish

f F l. (Durcheinander) karmakansiklik
(Umstände) teklif tekellüf
(Ziererei) nazianma, seremoni
(Spielverderberei) mizikcilik, oyunbozanlik

MENNIGE : German Turkish

sülügen; kirmizi boya

MENOPAUSE : German Turkish

med. hayizdan kesilme; menopoz

MENSA : German Turkish

üniversite kantini

MENSCH : German Turkish

m l. insan, adam, beser
(einzelner) sahis. fert, kisi, endividü
(animal rationale) hayvani natik
(Ausruf) VMübarekl Ulan! Be
(Ggs. Gott) abit; Allah kulu
n V (liederliches) orospu, fahise; die
en insanlar, älem, beniädem, nevibeser, beseriyet; kein ^ hie kimse; jeder ^ herkes; Der — steht nicht allein. Adam adama läzim. Spr.; Der ^ denkt, Gott lenkt. Spr. Kulun dedigi olmaz, Allahin dedigi olur. Spr. Insan düsünür, Allah yürütür. Takdir tedbiri bozar. Spr.; Er ist doch auch ein ^! Cani yok mu ? Er ist genau so ein ~ wie wir alle. Gökten zem-bille inmemi§ ya! Ein anständiger ^ steht zu seinem. Wort. Adam odur ki sözünden dönmeye. Jeder — hat seine Fehler. Kul kusursuz olmaz. Spr.; Es ist kein ^ da. Burada kimsecikler yok. unter
en kommen insanlar arasma katil-mak

MENSCHENALTER : German Turkish

n insan ömrü; nesil (otuz senelik bir müddet)

MENSCHENAUFLAUF : German Turkish

m kalabalik, izdiham; insan yigini

MENSCHENFEIND : German Turkish

m adamcil, mizantrop

MENSCHENFEINDLICH : German Turkish

mizantropik

MENSCHENFLOH : German Turkish

m
insan piresi

MENSCHENFRESSER : German Turkish

m yamyam, antropofaj; (im Märchen a.) gulyabani

MENSCHENFRESSEREI : German Turkish

f yamyamlik