Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
MISANTHROP : German Turkish

m adamcii, mizantrop 9isch mizantropik

MISCHBATTERIE : German Turkish

(für Kalt- und Heißwasser) musluk bata-ryasi
becher m mikser. seyker;
ehe / aym din irk v.s. den olmayanlar arasmda evienme Sen l. kan§tirmak. katistirmak, mezcetmek
(Metalle) halita, alasim yapmak
(Tee, Tabak) harman etm.; sich ~ l. (unter) bse katilmak
(in) bse kansmak. müdahale etm.; burnunu sokmak; gemischt:
er Chor karma koro;
e Mannschaft Fb. karma;
er Verband mil. kansik (od. muhtelit) birlik;
e Gesellschaft fig. boya küpü
gemüse n türlü, maseduan
ling m meiez bir adam; yanm kan; metis. azma, kirma
masch m derinti, karmakansiklik; parca bohcasi
maschine / karistirma makinesi; malak-sör; (Beton9) betoniyer-mehl n pacal; kansik un
poche;
poke / pej. F l. (Verwandtschaft) aile efradi; akraba
(Gesellschaft) cemiyet, dernek, topluluk
rasse / meiez irk
spräche / meiez dil
ung / mezc, katinti, alasim, halita; ehem. kansim, mahlut; (Tee, Tabak) harman
ungs.Verhältnis n kanstirma nispeti
volk n meiez millet
wald m karma yaprak ve kozalak agacli orman

MISERABEL : German Turkish

F pek fena; berbat; kivir zivir; pabuctan asagi; seril sefil; kaleme (od. imiäya) gelmez; ele almmaz; e^ri bügrü; köpek bile yemez; V: kitipiyos; Das beste davon ist schon ~. (seil. Wie soll erst das übrige sein?) En iyisi kankirmizi. miserable Behausung ev kusuru

MISERE : German Turkish

l. (Not) fakirlik, zaruret
(Klemme) sikinti, muzayaka, güclük
(Jammer) sefalet, perisanlik

MISPEL : German Turkish

bot. l. musmula, besbiyik, döngel (agaci); Malta erigi; (kleinere Art) ezgil
(japanische) yenidünya agaci

MISSEN : German Turkish

l. onsuz olm., bsden mahrum olm.
(entbehren) bsden vazgecmek; onsuz yapabilmek

MISSETAT : German Turkish

l. cürüm, suc, ser; kötii hareket
(Verbrechen) cinayet
(Sünde) günah
(Lausbubenstreich) afacan-lik
täter m l. mücrim, suclu, serir
cani
günahkär
afacan

MISSION : German Turkish

l. (diplomatische) eicilik, sefaret
(Auftrag) vazife, talimatname, direktif
(Abordnung) heyet(-i murahhasa); delegasyon
rel. din nesretme; dini pro-paganda; misyon
ar(ln/) m misyoner ^ie^en tanassur ettirmek; hiristyanlastirmak; misyonerlik etm.
s.chef m sefir, elci
s.tätigkelt / rel. misyonerlik

MIST : German Turkish

m l. gübre, fiski; hayvan tersi
F degersiz seyler; V: pofyos; Diese Geschichte ist nicht auf meinem ^ gewachsen. F Bu hikäye benim degildir.
beet n yastik; came-känil fidelik

MISTEL : German Turkish

bot. ökseotu, gökce otu; burc
gewächse pl. bot. ökseotugiller

MISTEN : German Turkish

l. (Feld) gübrelemek
(Stall) temizlemek 2nnk m F pis herif Qgabel / gübre yabasi 2haufen m fiskilik; gübre yi^ini
ig F l. gübreli, fiskili
(schmutzig) kirli, pis
fig. fena, kötü, berbat 2käfer m zo. bok (od. gübre) böcegi 2kerl m F boktan herif

MIT : German Turkish

l. (Präp.) ile. beraber, birlikte
(Adv.) keza(-lik), dahi; ^ sich (nehmen, führen usw.) beraberinde; ~ zwanzig Jahren yirmi yasinda iken; ~ zwanzig zu elf Stimmen beschließen onbir reye kars» yirmi reyle karar vermek; ~ dabeisein aralannda olm.; o meyanda bulunmak; istirak etm.; Was ist denn ^ ihm los? Ne oluyor yahu ? nicht ^ anzusehen (sein) yürek dayanmaz

MITANGEKLAGTE : German Turkish

mf jur. birlikte dava olunan

MITARBEIT : German Turkish

is (od. emek) birli^i; tesriki mesai; kooperasyon, kolaborasyon 2en l. el (od. is) birligi yapmak; isbir etm.; bir ise katilmak; tesriki mesai etm.
(an et.) bse istirak etm.
(an e-r Zeitung usw.) idare heyeti arasinda bulunmak
er(in/) m is (calisma, mesai) arkadasi; kolaboratör, asistan; gel. a. hizmetkär

MITBEKOMMEN : German Turkish

l. ayrilmakta olan bir sahsa bs verilmek
(als Mitgift) drahoma olarak almak
F (verstehen) anlamak, kavramak

MITBENUTZEN : German Turkish

irlikte kullanmak

MITBESITZ : German Turkish

m müsterek mülkiyet; hisseisayia
er(ln /) m müsterek malik; paydas, hissedar; hisseisayia sahibi; birlikte iye

MITBESTIMMUNGSRECHT : German Turkish

n birlikte oy kullanma hakki

MITBETEILIGT : German Turkish

l. hisseisayia sahibi
(verwickelt in) methaldar

MITBEWERBEN : German Turkish

: sich um et. ^ beraberce bse talip olm. 9er m musabik, rakip

MITBEWOHNER : German Turkish

(in /) m bir arada oturan

MITBEZAHLEN : German Turkish

: Ich werde für dich ^ Senin hesabim da ödeyecegim

MITBRINGEN : German Turkish

irlikte getirmek; pesine takmak; Ich gehe jetzt einkaufen; soll. ich euch vielleicht etwas ^? Ben carslya gidiyorum; bir sey ismarlayacak mismiz? ^sel n seyahatten dönenin kücük hediyesi

MITBRÜDER : German Turkish

pl. l. ihvan, kardesler
(Mitmenschen) beni nevi

MITBÜRGE : German Turkish

m jur. birlikte kefil