Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
MUNITION : German Turkish

cephane, mühimmat
s.tabrik / cephane fabri-kasi
s.kolonne/cephane kolu
s.la^er n cephane deposu; cephanelik
s.mangel m cephanesizlik
s.wagen m cephane arabasi

MUNKELEI : German Turkish

söylenti, sayia(-cihk) 2n l. fiskos etm.
laf ortada dolasmak; Man munkelt so allerlei. Ortada sayia-ler vardir. öyle oldu^u kulaktan kulaga söyleniyor. Im Dunkeln ist gut ^. Spr. Karanlikta kirn kirne dum duma. Spr

MUNTER : German Turkish

l. (wach) uyamk
(lebhaft) canli, dinc, zinde, diri
(fröhlich) neseli. sen, setaretli, keyifli; (Mädchen a.) suh; (Vögel a.) civiltili; ~ plaudernd citir pitir konusan; pek dilli (bir cocuk)

MURING : German Turkish

naut. cifte demir atma

MURKS : German Turkish

m F l. (Pfuscharbeit) üstünkörü yapilmis is 2, (mißlungene Arbeit) muvaffaklyetsiz, rate bir is
(Schnitzer) hata. gaf, dikkatsizlik ^en F fena i$ görmek

MURMEL : German Turkish

Kspz. bilya, zipzip, yuvarlak; (große) kafa °n (intr.) l. minidanmak
(plätschern) gürüldemek; (tr.) fisildamak
tier n zo. dag sicani; marmot; schlafen wie ein ~ uzun ve derin uykuya dalmak

MURREN : German Turkish

mmlda(n)mak, homurdanmak, söylenrr.ek; sizilti cikarmak; basa hasir yakmak; dirlasmak, dillenmek

MURRKOPT : German Turkish

; °köpng s. mürrisch

MURÄNE : German Turkish

zo. sakit; merina baligi

MUS : German Turkish

n l. (Püree) ezme, pure
(Frucht) marmelat
(Brei) lapa, bulamac, helme
(Latwerge) a§da

MUSCHARABIE : German Turkish

müserreflye; cumba kafes

MUSCHEL : German Turkish

l. zo. midve
(-schale) midye kabugu; kavki
(Telephon9) kulaklik
(Sprech9) mikrofon 2förmlg kavki seklinde
kalk m geol. müselkalk; lümasel; kavki kayac
marmor m min. sedefli kalker; lümasel kalken
ragout n midye pilakisi
tiere pl. zo. yassisolungaclilar

MUSCHIK : German Turkish

m fr. mujik

MUSE : German Turkish

l. myth. Müz
fig. peri; die ^ der Dichtkunst ilham perisi

MUSELMAN : German Turkish

m s. Moslem

MUSEUM : German Turkish

n müze; das reinste ^ hum. kirkambar

MUSICAL : German Turkish

n müzikal; müzikli oyun

MUSIK : German Turkish

l. musiki, müzik
(Militär od. pej.) mizika
(-machen) calgi
(Orchester) orkestra, bando
(klassische türk.) edvar musikisi; leichte ~ müziket; hafif (od. hoppa) müzik; in ~ setzen bestelemek; kompoze etm.; mit ~ und Lärm calgi caganak
allen pl. müzik, notalar
alien.handlung / müzik ve musiki aletleri satan dükkän Qalisch l. musikiye ait
(P.) musikisinas, müzisiyen, müzikal; müzikten anlar
alität/ müzikalite; musikallik
ant m mst. pej. mizikaci, sazende. calgici
automat m;
box / müzik dolabi; cukboks
cafe n calgili kahve
drama n Th. lirik oyun
er m musikisinas, müzisiyen; (seit.) müzikci
fest n müzik festivali
(hoch)schule / konservatuar
Instrument n musiki aleti; saz, enstrüman
korps n mil. askeri mizika; bando
kritiker m müziko-graf
lehrer(in/) m müzik ögretmeni
liebhaber m müzik-sever; musiki meraklisi
schrittsteller m müzik yazan
Schwärmer m meloman, müzikoman
frühe/ l. radyo-gramofon
s. Musikautomat.
Unterhaltung / (Orient.) cengücegane
us m hum. s. Musiker, Musikant,
weise / ezgi, lahin

MUSIKWISSENSCHAFT : German Turkish

müzikoloji
ler m müzikolog ^Hch müzikolojik

MUSISCH : German Turkish

l. Müzlere ait
(künstlerisch) artistik, sanat-kärane

MUSKAT : German Turkish

(-nuß /) m bot. kücük hindistancevizi
eller m l. (Trauben) misket üzümü
(Wein) misket sarabi

MUSKEL : German Turkish

m adale, käs
faser/ü^. käs teli; lifi adali
fibriHe/ an. käs teici^i; adale lifcigi
gefühl n kasil duyumlar; hissiyeti adaliye
gewebe n an. kasdoku; nesci adalt
kater m käs tutuklugu
kraft / käs gücü
krampt m kasinc, kramp; sinir tutulmasi
magen m (bei Vögein) kansa, kursak; ku§ katisi
riß m käs yirtilmasi
Schwund m med. dumuru adale; käs atrofisi
sinn m devinduyum; hissi hareket
zerrung / käs kopmasi
zuckung / med. kasil sarsilma; irticaci adali

MUSKETE : German Turkish

f bist. mosketo; masah tüfek
ier m silähsor

MUSKOVIT : German Turkish

m min. Moskof cami; müskovit

MUSKULATUR : German Turkish

an. adale cümlesi; käs aygiti 9ös adaleli; kaslan kuvvetli olan