Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
MÜTCHEN : German Turkish

n: sein — kühlen (an) b-den hmcini (kuyruk acisini, hirsini, kinini) almak (od. cikarmak); um sein ^ zu kühlen bicagi hakki icin

MÜTTERCHEN : German Turkish

n anacik, annecik; ein altes ~ ihtiyar nine

MÜTTERLICH : German Turkish

anaya mahsus; ana gibi; maden, maderane; ^ umsorgen b-ne analik etm.
er.seits anne cihetinden; ana tarafmdan

MÜßIG : German Turkish

l. (arbeitsfrei) bös. issiz, serbest
(untätig) avare, afil, hayiaz
(nutzlos) faydasiz. beyhude
(überflüssig) fazia, lüzumsuz;
es Geschwätz bös lakirdi;
e Frage abes bir sual; um nicht ~ zu erscheinen is olsun diye ^gang m avarelik, hayiazilk, atalet 2gänger m avare, hayiaz, kaldinmci; kaldinm mühendisi

N : German Turkish

N [en] n Alman alfabesinin
harfi

N EBENABSICHT : German Turkish

gizi i maksat; ohne
en garazsiz ivazsiz

NA : German Turkish

eh, simdi, haydi; peki canim; °, nun spring mall Atla bakayimi 9 so ein Kerl! Allah läyigmi versini ° wenn schon! l. (Ra., mit der man sich bewußt e-e Unkorrekt heit gefallen läßt) Bile bile lädesi
(beruhigend) Siz sag; olun! Klymeti yok! 9 ja, er ist also nicht gekommen; aber er hätte uns wenigstens Bescheid geben können! Haydi gelmedi; bari bir haber göndereydil

NABE : German Turkish

tekeriek yuvasi; dingil bashgi; poyra, göbek

NABEL : German Turkish

m an. göbek, surre
binde/göbek bagi
bruch m med. göbek fitigi (od. düsmesi); fitki sürrevi; kann catlagi; e-n ^ bekommen göbegi düsmek
kraut n bot. yer göbegi; saksigüzeli
schnür/;
sträng m göbek kordonu; habli sürrevi; die
schnür durchschneiden göbegini kesmek

NABOB : German Turkish

m l. (urspr.) nevvap
fig. Karun gibi zengin

NACH : German Turkish

(Präp. m. Dat.) l. (Richtung)
a,
e dogru
(Reihenfolge) arkasin(d)a, ardisira
(Zeit)
den sonra
(gemäß) göre, nazaran, atfen, mucibince, tevfikan; ^ deutschem Geld Alman parasiyle; e-r ^ dem ändern birbiri ardinca; ^ dem, was ich gehört habe duyduguma göre; meiner Meinung ^ bana göre; bence; ^ dem, was er sagt dedigine bakilirsa: ein Fenster ~ der Straßenseite sokak üstünde bir pencere; ^ den Regeln der türkischen Grammatik Türkce kaidesi üzere; Es ist fünf (Minuten) ^ eins. Saat biri bes geciyor. zwanzig Minuten ^ zehn onu yirmi gece; ^ einiger Zeit gel zaman git zaman; ^ mir die Sintflut! Ben öldükten sonra tas tas üstünde kalmasm! das Leben ^ dem Tod ölümün ötesi; ^ und ^ yavas yavas; azar azar; tedricen; vara vara; müruru-zamania; ^ wie vor eskisi gibi; hälä; Mir ^1 Arkamdan geliniz!

NACHAHMEN : German Turkish

l. taklit etm.; b-nin izine uymak; benzerini yapmak
(fälschen) sahtekärlik etm.
enswert sayani imtisal; numunei imtisal teskil eden 9er m l. taklitci, mukallit, imitatör
(betrügerischer) kalpazan, sahtekär 9ung / l. imitasyon, benzeti, benzetme
(Fälschung) foya, kontrfason
lit. pastis, benzek
(minderwertige) bozma

NACHARBEITEN : German Turkish

l. (e-m Muster) kopyasini cikarmak
(zeitlich) kaybedilen vakti teläfi etm

NACHARTEN : German Turkish

l. (]-m) b-ne cekmek
(dem Vater) babasmm oglu olm

NACHBAR : German Turkish

(in/) m komsu;
n und andere zufällig Anwesende konu komsu; unmittelbarer ^ a. pol. b-le kapi komsu olan
dörfer pl. civar köyler 91ich komsu, mütecavir, dostca
schaft / komsuluk, mücaveret, yakmhk, civar

NACHBEBEN : German Turkish

n geol. art sarsinti

NACHBEHANDLUNG : German Turkish

med. tamamlayici (od. munzam) tedavi

NACHBESTELLEN : German Turkish

l. tekrar ismarlamak
iiäveten siparis etm

NACHBETEN : German Turkish

-nin söz ve fikirlerini hie düsünmeksizin tekrar etm. 9er m pej. taklitci. mukallit, papagan

NACHBEZAHLEN : German Turkish

l. sonradan ödemek
(Zuschlag) zammim vermek

NACHBILD : German Turkish

n kopya, suret 9en kopya etm., taklit etm.
ung/ lit. pastis. benzek

NACHBLEIBEN : German Turkish

(Uhr) geri kalmak

NACHBLICKEN : German Turkish

(j-m) gözleriyle arkasindan takip etm

NACHBOHREN : German Turkish

l. delerek genisletmek
F tekrar tekrar sormak

NACHBRINGEN : German Turkish

(eksik veya unutulan bsi) sonradan getirmek (götürmek)