Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
NACHBÜRGE : German Turkish

m jur. kefile kefil

NACHCHRISTLICH : German Turkish

milättan sonra

NACHDEM : German Turkish

(Konj.) \\. (temporal)
dikten sonra
(kausal) madem ki; hazir; ~ er es so bestimmt hat, tun wir es auch. Madem (ki) öyle söyledi, öyle yapanz. ^ du schon einmal hier bist, nimm doch auch gleich diese Bücher mit! Hazir buraya gelmisken, su kitaplan da aliver!

NACHDENKEN : German Turkish

düsünüp tasinmak; mülähaza etm.
lich l. derin düsüncelere dalmis
(gedankenvoll) fikirli, düsünceli, müteemmil; kos kos
(besonnen) temkinli; ^ stimmend düsündürücü; ^ werden düsünceye dalmak

NACHDICHTUNG : German Turkish

///. nazire, benzek; e-e ^ schaffen lit.nazire yapmak; tanzir etm., benzeklemek

NACHDRINGEN : German Turkish

siddetle takip etm

NACHDRUCK : German Turkish

m l. typ. a) tipkibasim b) (Raubdruck) ruhsat-siz baski; kontrfason
(Akzent) vurgu
(Energie) enerji, katiyet, azim
(Kraft) siddet, tazyik; ^ legen (auf) bsi ehemmiyetle kaydetmek; mit ^ auftreten siki basmak; mit allem ^ untersuchen ehemmiyetle tahkik etm.; mit mehr — betreiben fig. fayrap etm.; üzerinde israria durmak 9drucken (Buch) l. tekrar basmak
(ungesetzlich) kacak baski yapmak Qdrückllch enerjik, kuvvetli, siddetli; (Adv.) kuvvetle, siddetle, ehemmiyetle; ^ sein Recht verlangen on parmagi (iki) yakasmda olm. ^ ersuchen ehemmiyetle rica etm. nachdunkeln (Farbe) sonradan koyulasmak nacheifern (j-m) b-ne peyrev olm.; imtisal etm.; b-nin izinden gitmek; b-den ders almak 2ung/gipta, rekabet. önürdesme

NACHDRÄNGEN : German Turkish

l. arkadan iterek kakmak
mit. b-nin üzerine arkadan tazyik etm. (od. zorlamak)

NACHEILEN : German Turkish

(j-m) b-nin arkasindan kosmak

NACHEINANDER : German Turkish

ardisira; ardi ardina; arka arkaya; üst üste; kurz ^ auf die Welt kommen kirklan kansik olm.; b-le kirkli olm

NACHEMPFINDEN : German Turkish

s. nachfühlen

NACHEN : German Turkish

m kücük kayik; sandal

NACHERBE : German Turkish

m jur. art (od. namzet) mirasci; son kalitci
n.einsetzung / jur. fevkaläde ikame; son kalitci atama

NACHERZÄHLEN : German Turkish

l. (wiederholen) bsi kendi sözleriyle anlatmak; dem Türkischen nacherzählt Türkceden adapte olunmus

NACHFAHREN : German Turkish

pl. ahläf, ahfat, sonrakiler 0 l. (j-m) arkasindan (vasita ile) gitmek
(et.) vasita ile arkasindan getirmek (bzw. götürmek)

NACHFOLGE : German Turkish

istihläf, halefiyet; yerine gecme Qn l. takip etm.; pesinden gitmek
(im Amt usw.) b-ne halef olm.; b-nin yerine gecmek
(nachahmen) b-ni taklit etm. 2nd sonradan gelen; sonraki, asagidaki r(in/) m halef, ardil; yerine gecen; würdiger ^ hayrülhalef
Staaten pl. bist. tavaifi müluk

NACHFORDERN : German Turkish

sonradan (ayrica, üste) taiep etm

NACHFORSCHEN : German Turkish

si arastirmak, tahkik etm.; tetkikat yapmak 2ungen pl. tetkikat, tahkikat, arastirmalar Nachfrage l. sorusturma, müracaat
H taiep, raubet; Es herrscht große ^. Ragbetlisi cok.
. cok aramyor; nur mehr geringe ^ finden ragbetten düsmek °n sor-(ustur)mak, sual etm.; b§ hakkinda malumat almak; arastirmak; bas (od. yüz) vurmak; müracaat etm.; überall ^ kapi kapi dolasmak

NACHFÜHLEN : German Turkish

l. (j-s Schmerz usw.) b-nin dertlerine istirak etm.
mil. istiksaf ederek düsmani dikkatle takip etm

NACHFÜLLEN : German Turkish

yeniden doldurmak; tamamlamak; yedegini koymak; yenisini takmak

NACHGEBEN : German Turkish

l. (nicht standhalten) dayanamamak, gevsemek
(beipflichten) yaninda pes demek; yumusamak; alttan gelmek
(zur Einsicht kommen) imana gelmek; körünü öldürmek
(gehorchen) itaat (od. inklyat) etm.; bas egmek
(elastischer Körper) esnemek
(Saite) bei vermek; einander an Bedeutung nichts ^ ehemmiyetce birbirinden geri kalmamak

NACHGEBOREN : German Turkish

l. babasi öldükten sonra dogmus olan
kardesierinden cok sonra do^an cocuk; tekne kazintisi

NACHGEBURT : German Turkish

iol. etene, mesime, son

NACHGEBÜHR : German Turkish

(Post) taksa pulu; sürtaks

NACHGEHEN : German Turkish

l. (j-m) pesinden dolasmak
(seinen Geschäften) isi gücü ile mesgul olm.
(nachforschen) arastirmak
(e-r S.) bir ise el koymak
(Uhr) geri olm. (öd kal-mak)
(nur seinem Vergnügen) sefa pezevengi olm