Germany
NACHGEMACHT : German Turkish
düzme, sahte, taklit, kalp, sunt, yapmacik, yalanci, imitasyon; V: fos
NACHGENANNT : German Turkish
asa^ida ismi gecen
NACHGEORDNET : German Turkish
madun, äst;
e Dienststellen äst makamlar
NACHGERADE : German Turkish
l. yavas yavas; simdi, artik
(wirklich) do^rusu, hakikaten
(geradezu) ädeta
NACHGESCHMACK : German Turkish
m a^izda kalan tat; e-n bitteren ^ hinterlassen acilik birakmak
NACHGIEBIG : German Turkish
l. (Boden) sa^Iam olmayan
fig. yumusak huyiu; mülävim; kolayca razi olan; uyuskan, uysal; kuzu gibi akilli uslu 2keit / yumusakhk, uysalhk, yavas-lik
NACHGIEßEN : German Turkish
iiäveten dökmek
NACHGRÜBELN : German Turkish
derin derin düsüncelere dalmak; kill kirk yarmak; zihin yormak
NACHGUCKEN : German Turkish
F s. nachsehen
NACHHALL : German Turkish
m l. aksiseda, rezonans
fig. tesir, etki ^en l. sada aksetmek; inikäs etm.
fig. uzun zaman tesirli olm
NACHHALTIG : German Turkish
l. (Widerstand) muannidane
(Wirkung) derin; devam eden; devamli
(Erfolg) tesirli, müessir
NACHHAUSEWEG : German Turkish
m: auf dem ~ eve dönerken
NACHHELFEN : German Turkish
omuz vermek; yardim etm
NACHHER : German Turkish
sonra(-dan); ondan sonra
NACHHILFE : German Turkish
yardim, muavenet
stunden pL ikmal dersleri; özel dersler
NACHHINKEN : German Turkish
geri kalmak
NACHHOLEN : German Turkish
l. teläfi etm.
(versäumte kirchliche Pflicht) kaza etm
NACHHUT : German Turkish
mit. artci, dümdar
NACHHÄNGEN : German Turkish
(Gedanken) dalmak; trüben Gedanken ^ kuku-mav gibi düsünüp durmak; meraki kalmak; enginlere dalmak; kara kara düsünmek
NACHJAGEN : German Turkish
kovalamak; pesinde(-n) kosmak; bir isin arka-sinda pabuc eskitmek
NACHKLANG : German Turkish
m l. aksiseda, rezonans
(schwache Erinnerung) müphem tahattur; ammsama 2klingen s. nachhallen
NACHKOMME : German Turkish
m l. eviät ve eviädm eviädi; feri
(des Propheten Mohammed) serif, seyyit
(Nachfolger) halef, ardil; Er hat keine männlichen
n. Zürriyeti kesildi. ohne
n sterben atiye nesil birakmadan ölmek Qn l. (erreichen) yetismek
(hinterdreinkommen) sonradan gelmek
(e-m Befehl) bir emri yerine getirmek
(den Verpflichtungen) taahhütlerini ifa etm.
(beim Zutrinken) b-ni takiben icmek; Es kommt selten et. Besseres nach. Gelen gideni arattinr. Gelen gidene rahmet okutur. Spr.
n.schaft / füru, zürriyet, sonrakiler; döl dös
NACHKRIEGSZEIT : German Turkish
savas (od. harp) sonrasi zamani; harp ertesi
NACHKUR : German Turkish
s. Nachbehandlung
NACHKÖMMLING : German Turkish
m l. s. Nachkomme.
s. Nachzügler.
(Nachfolger) halef, ardil; yerine gecen
(Spätling) tekne kazmtisi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani